Doğruyu bilen var mı?

Fenerbahçe için CAS’tan çıkan kararın ardından yapılan açıklamaları görüyor musunuz? Herkes farklı bir şey söylüyor, söylediğinin tek doğru olduğunu iddia ediyor.Kimine göre Fenerbahçe bir hukuk zaferi kazandı kimine göre UEFA tazminattan yırtmak için ara formül buldu, kimine göre Fenerbahçe büyük bir tuzağa düştü. Bu yetmezmiş gibi olayların gelişimine dair anlatılanlar da tamamen farklı... İnsan kime inanacağını şaşırıyor... Bu işlerde yorum yapan herkes bir takımın taraftarıdır, eyvallah.Ancak hangi takımın taraftarı olursa olsun ekrana çıkanların objektif olması gerekir. Belli ki Türkiye’de iş çoktan şirazesinden çıkmış...

Çıkarmasaymış...

A Haber’de, Sevilay Yükselir’in Yüzde 100 Siyaset programında son derece ilginç bir diyalog yaşandı bu hafta. Program konuklarından biri olan, uzun yıllar MHP’de siyaset, şu anda da köşe yazarlığı yapan Nazif Okumuş, Kürt sorununun çözümü için Sri Lanka modelini önermiş. Aslında model bile değildir bu, sorunu silahla hatta pek sivil ayrımı da gözetmeden çözmeye çalışmaktır. Sri Lanka’da Tamil militanlarının ortaya çıkmasına sebep olan nedenler, bölgedeki doğal afet etkileri vesaire gibi farklılıkları bir kenara bırakıyorum. Sağda solda ‘böyle adamlar niye ekrana çıkarılır’ gibi laflar duyunca dayanamadım yazdım.Eğer televizyonda bir haber programı yapıyorsanız, eğer gazeteciyseniz, eğer ülkede Nazif Okumuş gibi düşünenler varsa, onları yok sayma, söz vermeme şansınız yoktur. Bu açıdan Sevilay Yükselir’in yaptığı doğrudur ve program sahiplerinin işi sadece kendileri gibi düşünenleri değil her fikri ekrana taşımaktır...

Eyüp Sultan’da magazin olmaz

Her Ramazan’da karşımıza çıkan garip işler bu sene biraz gecikmeyle de olsa yine oldu. Laubaliliğin doruk yaptığı kimi sanatçı iftarlarından saçma espriler, Ramazan’da kamera ve mikrofon görünce ‘Umre’ye gitmek istiyorum’ diye açıklama yapanlar ve hatta Eyüp Sultan’da dua ederken ‘şans eseri’ kameralara yakalanan eski Türkiye güzelleri...

İyi niyetle düşünüp gerçekten şans eseridir demeye çalışıyorum ama ardından uzun uzun bir röportaj başlayınca insanın bu tesadüfü sorgulayası geliyor... Diyanet İşleri Başkanı, Ramazan ayı başında magazinleştirmeyin derken ne kadar haklıymış, bir kez daha ortaya çıktı işte...