‘Doðu Kalkýnmasý’ küreselleþirken...

Asya Pasifik Ýþbirliði Zirvesi (APEC) Batý için bir korku filmine dönüþmüþ durumda. Zirvenin baþladýðý gün Rusya Merkez Bankasý, sürekli deðer yitiren Ruble’nin ipini býraktý. Yani Ruble’yi serbest dalgalanmaya býrakarak müdahale etmeyeceðini açýkladý. Bu, ekonomik açýdan, olmasý gereken-rasyonel- bir karar olduðu kadar, Batý kaynaklý finansal saldýrýya bir meydan okumaydý da.

Rusya bugün 1998 krizinden çok daha farklý bir mali sisteme sahip. Rusya ekonomisi doksanlý yýllarda küresel finans sermayesi ve bu sermayeyle iþbirliði yapan oligarklarýn iþgali altýndaydý. Küçük ve orta boy iþletmeler nefes bile alamýyordu; zaten devletçi ekonomi ile tekelci yapýlarýn arasýna sýkýþmýþ durumdaydýlar.

Rusya gerçeði

Ülke, Sovyetlerden kalan müthiþ sanayi ve bilgi teknolojileri altyapýsýný da kullanamaz haldeydi. Petrol ve diðer enerji gelirleri, oligarklarýn denetiminde küresel finans oligarþisi ile paylaþýlýyordu. Ama Putin dönemleri bu süreci tersine çevirdi. Putin’e olan müthiþ halk desteði, ( Gallup’un son araþtýrmasýnda yüzde seksenleri aþmýþtý) Batý’ya karþý hamaset yüklü politikalarýndan kaynaklanmýyor aslýnda, bir çok geliþmekte olan ülkede olduðu gibi, yeni bir orta sýnýf oluþturmadaki baþarýsý ve atýl servet birikimini, tabana yayarak sermayeye çevirme baþarýsýndan kaynaklanýyor. Geçtiðimiz on yýllýk süreçte, Putin Rusyasý’nda, týpký Türkiye’de olduðu gibi, ‘eski’ oligarklardan ve devlet bürokrasisinden ayrý yeni bir orta sýnýf kendini göstermeye baþladý. Küçük ve orta boy iþletmelerin piyasa giriþi, oligark mafyasý temizlendikçe, açýldý ve bu dinamik, genel refahý artýrdýðý oranda, Putin’e desteði ve güveni de artýrdý.

Þimdi biz Ruble deðer kaybediyor diye Ruslardan daha çok endiþe duyuyoruz. Çünkü bizdeki gibi, oradaki küçük iþletmelerin yerel paranýn deðer kaybýna baðlý olarak, müthiþ bir ithalat maliyeti baskýsý altýnda kalacaðýný sanýyoruz. Halbuki, Rusya’da KOBÝ’ler, Rusya enerji ve diðer temel emtialarda ithalatçý olmadýðý için, böyle bir baský duymuyor. Yani Ruble’nin hýzlý deðer kaybý, þu an Rusya’da sýkýþmýþ spekülatif küresel sermayeden baþka hiç kimseyi endiþendirmiyor. Zaten bütün kýyameti de bunlar kopartýyor ve Putin’de bunun farkýnda.

Tabii bir de Rusya’nýn kamu borcu, GSYÝH’nýn yüzde 15’ine ancak varýyor, þimdi bu oraný yüzde yüzün altýna indirmeye çalýþan ABD ve Avrupa ülkelelerinin medyasýnýn bir Rusya krizinden (!) bahsetmesi komik oluyor tabii.

Bunun dýþýnda, herkesin gözden kaçýrdýðý ama çok önemli tarihsel bir gerçeklik var; o da, Rusya’nýn Sovyetlerden kalma müthiþ bir sanayi ve uzay-savaþ teknolojilerine dayalý bilgi ekonomisi potansiyelini barýndýrmasý ve bu potansiyelin arz esnekliðinin (her an ortaya çýkma ve dünyalaþma) çok yüksek olmasý. Böyle olunca Suudi’lere yalvarýp petrolü 80 dolarýn altýna getirelim ve Rusya’ya diz çöktürelim tezi de geçerli deðil.

Çin gerçeði

Þimdi bu Rusya özetimize, APEC toplantýsýnda Çin Devlet Baþkaný Xi Jinping’in önümüzdeki 10 yýlda 1,25 trilyon dolarlýk dýþ yatýrým yapacaklarýný söylemesini ekleyin. Bunun anlamý, önümüzdeki 10 yýlda Çin kaynaklý sermaye ihracýnýn en az üç katýna çýkmasý ve küresel finansýn kalbinin yer deðiþtirmesidir.

Bu gerçeðe Yeni Ýpek Yolu’nun, önümüzdeki on yýlda enerji, hýzlý tren aðlarýyla Türkiye ve Akdeniz üzerinden Avrupa’nýn Rotterdam Limaný gibi kuzey limanlarýna geleceðini de ekleyin. Bu, ayný zamanda, müthiþ bir beþeri sermaye mobilizasyonudur. Yalnýz 500 milyon Çinli yollara düþecektir. Batý ve Doðu arasýnda çok yoðun bir nitelikli emek mobilizasyonu dönemi baþlayacaktýr.

Grafiðimizde 2001’den beri Çin büyümesini ve bunun dünyaya katkýsýný görüyorsunuz. Çin büyümesi düþerken Çin’in dünya GSYÝH’sýna katkýsý artýyor. Bu Çin’in sermaye ihraç ettiði anlamýna da gelir. Buradaki makas ve kopuþ dikkat ederseniz 2012 yýlýdýr. Yani burada Çin-ABD arasýndaki “dehþet dengesi” çözülmeye baþlýyor. Çin, ucuz emeðe dayalý büyüme ve fazla vererek ABD’yi (Batý’yý) finanse etmeyi býrakýyor ve sermaye ihraç etmeye baþlýyor.

Bunun tarihsel anlamý þudur, Asya Kalkýnmasý küreselleþiyor ve 21. yüzyýlý belirleyecek yeni dinamik artýk somut olarak önümüze geliyor. 

Batý gerçeði...

Peki Doðu’da bunlar olurken Batý’da ne oluyor; iþte size son örnek:

Uluslararasý Araþtýrmacý Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ),Lüksemburg’da uluslararasý vergi kaçakçýlýðýna iliþkin 28 bin sayfa gizli belgeleri ele geçirerek yayýnladý ve böylece son yýllarýn en büyük vergi kaçakçýlýðý skandalý ortaya çýktý. Bu skandalýn bize göre bir çok yönü var. Birincisi vergi kaçakçýlýðý merkezinin Luxemburg olmasý ve o zamanki Baþbakan’ýn þimdiki AB Komisyonu Baþkaný olan Junker olmasý. ICIJ in ele geçirdiði ve yayýnladýðý 28 bin sayfa gizli belgede tam 340 küresel þirket var. Bu þirketler, 2002-2010 yýllarý arasýnda Luxemburg’daki birimlerine örtülü bir þekilde sermaye transfer ederek, bu birimlerin karlarýný finansal olarak þiþirmiþ ve diðer merkezlerdeki karlarýný düþük göstererek milyorlarca euro vergi kaçýrmýþ. 

Lüksemburg maliyesiyle gizli anlaþmalar imzalayarak vergi kaçýran þirketler arasýnda IKEA, PepsiCo, FedEx, Amazon, FIAT, Volkswagen, Deutshe Bank, JP Morgan Chase ve Procter & Gamble gibi birçok küresel þirket bulunuyor.

Ýddialarýn odaðýndaki 340 þirketin 68’ine ev sahipliði ise Almanya yapýyor. Ýþin ilginci, bu skandalýn arkasýndaki bir numaralý ismin Almanya’nýn AB Komisyonu seçimlerinlerinde gözü kapalý destekleklediði  Junker olmasý.

 Ama bu þirketlerin ve Almanya’nýn ve de onun finansal çöplüðü olan Luxemburg’un baþka çaresi yoktu. Ya batacaklar, ya hýrsýzlýk yapacaklardý; tabii bir seçenekleri daha vardý; Çin sermayesinin kendilerini almasýný beklemek.

Ve... Türkiye için bir soru...

Batý artýk budur; inanýn budur. Peki APEC’te bunlar ortaya çýkarken, yeni bir Doðu Kalkýnmasý (Re-Orient-A.G. Frank’ýn dediði gibi) gümbür gümbür gelirken, Türkiye bu büyük tsunamiyi karþýlamaya hazýr mý? Bizi alýp bir baþka dünyaya taþýyacak bu büyük Doðu dalgasýnýn tarihsel ve güncel olarak bir parçasý olduðumuzun farkýnda mýyýz acaba?