Doðum sonrasý depresyonu, annelerin doðum sonrasýnda karþý karþýya kaldýklarý olumsuz etkenler sonucu geliþen ciddi bir zihinsel sorun olarak tanýmlanýyor. Genel olarak görülme sýklýðý her yüz doðumda 10-15 olarak bildiriliyor. Çocuk bakýmýnýn stresi, hayat þartlarý, eþi ile iliþkilerde yaþanan sorunlar, sosyoekonomik durum, istenmeyen bir doðum olmasý, doðum þekli, daha önceki düþük vakalarý, mevcut psikolojik sorunlar gibi etkenler depresyona yol açabiliyor. Bu durum özellikle anne ve bebek arasýndaki iliþkinin geliþmesine engel olmakta, bebeðin bakým ve beslenmesinde aksamalara ve dolayýsýyla bebeðin fiziksel ve zihinsel geliþiminde yetersizliklere neden olabiliyor.
Bu gibi durumlarda tedavi amacýyla rutin olarak reçetelenen depresyon ilaçlarýnýn (serotonin geri-emilim inhibitörleri) yararlarý sýnýrlý kalmakta, tam bir iyileþme saðlayamadýðý, sorunun tekrarlama olasýlýðýnýn yüksek olduðu bildirilmektedir. Diðer taraftan, bu tip depresyon ilaçlarýnýn ani ayaða kalkýþta kan basýncýnda düþmeye baðlý baþ dönmesi, kalp ritim bozukluklarý ve cinsel isteksizlik gibi yan etkileri söz konusu olmaktadýr.
Yürütülen bilimsel araþtýrmalar bitkilerde depresyon tedavisinde yararlý olabilecek, daha güvenilir seçeneklerin mevcut olduðunu ortaya koyuyor. Mesela, sarý kantaron bitkisinin çiçekli topraküstü kýsýmlarý doðrudan ya da ekstresi halinde en çok bilinen ve etkili depresyon ilaçlarýndan biri. Hiç þüphesiz söz konusu emziren anne olunca, hem anne hem bebek için daha güvenilir bir seçenek olmasý tercih nedeni.
Safran, (Crocussativus Latince bilimsel adý) çiçeklerinin stigmalarý (çiçeðin diþi organýnýn uzantýsý) hacminin 100 misli kütleyi sarýya boyayabilen deðerli bir baharat olarak yemeklerde kullanýlýyor. Özellikle Asya týbbýna ait eski belgelerde geleneksel olarak binlerce yýldýr tedavide çeþitli amaçlarla kullanýldýðý kayýtlý; sindirim sorunlarýnda spazm giderici, gaz söktürücü, bulantý giderici, balgam söktürücü, adet sorunlarý, iltihaplý durumlarýn yaný sýra yatýþtýrýcý, depresyon ve algýlama sorunlarý...
Geçen yýl yayýmlanan bir klinik çalýþmada (bilimsel tasarýma uygun) safranýn doðum sonrasý depresyondaki etkinliði bir sentetik depresyon ilacý olan fluoksetin ile karþýlaþtýrýlmýþ. Hafif ve orta derecede doðum sonrasý depresyon teþhisi konulan 18 ile 45 yaþlarý arasýnda 68 gönüllü iki gruba ayrýlarak altý hafta süresince bir gruba safran (15 miligram), diðer gruba ise fluoksetin (20 miligram) veriliyor. Sonuçlar baþlangýç ve süre sonunda yapýlan özel testlerle (HDRS; Hamilton Depresyon skoru) izleniyor. Deðerlendirmede her ikisinin de etkisinin eþit olduðu tespit edilmiþ.
Doðum sonrasý depresyon hastalarýnda yürütülen benzer þekilde planlanmýþ bir baþka çalýþmada ise sekiz hafta süreyle safran kapsülün (15 miligram) etkisi yalancý ilaç ile karþýlaþtýrýlmýþ. Süre sonunda safran verilen hastalarda baþarý oraný yüzde 66 iken, boþ ilaç verilen grupta sadece yüzde 6 olarak tespit edilmiþ.
Safran üzerinde yapýlan araþtýrmalarda temel bileþenleri safranal ve korsinin sinirsel iletilerin aktarýlmasýnda görev alan uyarýcý maddelerle nörotransmiterlerin (dopamin, norepinefrin ve serotonin) sinir uçlarýnda geri-emilimini önleyerek sinirsel iletileri hýzlandýrýr.
Þüphesiz safranýn sadece doðum sonrasý depresyon hastalarýnda deðil, hafif ve orta derecede depresyonlarda etkili olabildiðine iliþkin çalýþmalarda bulunmaktadýr. Bu çalýþmalarda safranýn, depresyon ilaçlarý (imipramin, fluoksetin) kadar etkili olduðu, yan etki bakýmýndan ise safranýn herhangi bir olumsuz etkiye yol açmadýðý, güvenilir olduðu gözlemlenmiþtir.