Doksanlý yýllar ve bir tanýklýk: En iyi Kürt ölü Kürttür

Eski istihbaratçý Hüseyin Özbilgin 90’lý yýllarda, beraber görev yaptýðý mesai arkadaþlarýnýn, ‘En Ýyi Kürt Ölü Kürt’tür’ anlayýþýyla hareket ettiðini beyan etmiþ. Özbilgin bugün tutuksuz olarak, usulsüz dinleme ve casusluk suçundan yargýlanýyor. Bu davanýn duruþmasýnda ifade verirken, 90’lý yýllarda görev yaptýðý Diyarbakýr’ý anlatmýþ. Söylediklerinin bir kýsmý doðru, bir kýsmý da doðru deðil. Ama yine de,  bu ifadenin önemli bir tanýklýk olduðunu düþünüyorum. 

Hüseyin Özbilgin, benim ve Musa Anter’in vurulduðu geceyi þu sözlerle anlatmýþ:

‘Musa Anter öldürüldüðünde o bölgede terörden sorumlu ekip amiriydim. Olay yerine ilk gittiðimde karanlýk içinde bir þahsýn yattýðýný, yakýnda genç birinin can çekiþtiðini gördüm. Ambulans çaðýrdýk. Daha sonra ölenin Anter, yaralýnýn Orhan Miroðlu olduðunu öðrendik. Bunu þunun için arz ediyorum. Miroðlu geçen yýl yazdýðý kitapta bunu anlatýyor. ‘Ben hayatýmý bir polis memurunun gayretlerine borçluyum. Daha sonra köþesinde yazdý, televizyonda da aðlayarak anlattý. Ben bu gayret içindeyken, bazý arkadaþlarýmýz, ‘Býrak ölsün, en iyi Kürt ölü Kürt’tür’ demiþlerdi. ‘ Üzüldüðüm þudur, bu sözü kullananlarýn bir kýsmý, bugün çok etkili yerlerde, biz ise sizin karþýnýzdayýz. Ýfadede geçen, ‘karanlýk içinde yatan þahýs’ Musa aðabeydir.  ‘Can çekiþen genç’ de benim. Musa Aðabey, vurulduktan sonra birkaç dakika yaþadý. Hüseyin Özbilgin’in ifade ettiði gibi, ben de o esnada can çekiþiyordum. O sokakta beni, üstü açýk bir kamyonete uzatýp , Dicle Üniversitesinin hastanesine  kaldýran polis memurlarý Arif Bekiroðlu ve polis memuru  Ýhsan Aydýn’ýndýr. Hüseyin Özbilgin deðil. Özbilgin  muhtemelen, istihbarat görevlisi olduðu için, olayý ilk o duydu ve Arif Bekiroðlu ve Ýhsan Aydýn’dan önce vurulduðumuz sokaða geldi. Durumu gördü, muhtemelen ambulans da çaðýrdý, ama daha sonra da olay yerinden ayrýldý. Benim hastaneye nasýl kaldýrýldýðýmý sanýrým bilmiyor ve çaðýrdýðýný söylediði ambulansla hastaneye kaldýrýldýðýmý ifade ediyor, veya öyle sanýyor. Oysa hastaneye ambulansla deðil,üstü açýk bir pikapla götürüldüm.

Gelelim , Hüseyin Özbilgin’in,  ‘Býrak ölsün, en iyi Kürt ölü Kürt’tür’  diyen  eski mesai arkadaþlarýna.. Bu sözler bir iki görevliye mal edilemeyecek kadar vahim. Kürt sorunu var mýdýr,  yok mudur, tartýþmasýný  tam da bu hafýza üstünden yapmak gerekiyor.  Devlet, ‘en iyi Kürt ölü Kürt’tür’ desturundan, Kürtler dahil herkesi makbul vatandaþ olarak yaþatmak isteyen bir devlet anlayýþýna geldi.

Hüseyin Özbilgin, bir kiþinin ölü, bir kiþinin can çekiþerek hayatta kalmaya çalýþtýðý olay yerine geliyor.Ambulans çaðýrýyor, ama o ambulans gelmiyor.. 90’lý yýllarýn Diyarbakýr’ýnda Seyrantepe semtine ambulans gelmesi kolay deðil..

Býrakýn ambulansý, o yýllarýn Diyarbakýr’ýnda hastaneler dahi kontrol ve denetim altýndaydý. Vurulup yaralý kurtulanlarýn bazýlarý hastanelerde infaz ediliyordu, bu infazlarýn bugün hala canlý tanýklarý vardýr.

Beni hastaneye soktuklarýnda bir doktor, baðýrýyor,’ kan yetiþtirin, bu adam ölecek’ diyordu. Özel TÝM’den biri, o  doktoru da tehdit etti,  ‘Ne baðýrýyorsun lan, geberirse gebersin’ diyerek.. Beni o gece üstü açýk bir pikapla Dicle Týp fakültesi hastanesine kaldýran komiser Arif Bekiroðlu olay yerine birkaç dakika geç gelse ve o kamyonet bir þekilde temin edilmeseydi, hayatta kalamazdým.  Evimin telefonunu Arif Bekiroðlu’na hastaneye kaldýrýlmadan önce ve yerde yatarken, parmaklarýmla havada rakamlar çizerek vermeseydim, yine  yaþayamazdým. Bekiroðlu evi aradý ve olayý evdekilere haber verdi. Babam dahil sýraya girip kan verenlerin hastaneye gelmelerini o telefona borçluyuz.

Arif Bekiroðlu, bugün Ankara’da yaþayan emekli bir polis memuru. Hüseyin Özbilgin’in ifadesini duyunca, gazeteye davet ettim, geldi saðolsun ve o geceyi bir daha hatýrladýk.

Hüseyin Özbilgin’e, ambulans  çaðýrdýðý için teþekkür ediyorum. Ama merak ettiðim birkaç konu var. Sanýrým Ankara 6. Aðýr Ceza’da görülen Anter dosyasýna bakan hakim ve savcýlar da merak edeceklerdir:

Musa Anter tanýnan, bilinen biri. Diyarbakýr’da onu MÝT ve Emniyet istihbaratýnýn izlememiþ olmasý düþünülemez bile. Hüseyin Özbilgin’in, terörden sorumlu istihbaratçý olarak, eski PKK’lý Hogýr (Cemil Iþýk) Yeþil (Mahmut Yýldýrým) ve ekibinin bu cinayeti iþlemek için yaptýklarý hazýrlýklardan haberi olmuþ mu? Bu konuda elde ettiði bir istihbarat bilgisi var mý? Varsa, bu bilgileri, amirleriyle, mesela OHAL valisi Ünal Erkan’la paylaþmýþ mý?

Cinayet haberini ilk kimden ve nasýl almýþ?

Sorularý çoðaltmak mümkün, çünkü, Hüseyin Özbilgin önemli bir tanýklýkta bulunuyor.

Bu davanýn görüldüðü mahkemede tanýklýða devam etmesi, bildiklerini ve Anter hakkýnda topladýðý istihbaratýn mahiyetini paylaþmasý, aydýnlatýcý olacaktýr.

Sayýn Erdoðan’ýn dediði gibi, dertliyiz, hem de çok dertliyiz..Bu dönemi kapatan bir lideri, yani Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý iktidardan düþürmek için, Kürtler’i kullanýyorlar bugün. Damdan düþenler, damdan düþenlere karþý mücadeleye sokuluyor bugün...