Gökyüzünde her zamankinden daha büyük beliren ve daha kuvvetli parlayan dolunay belki de operanýn o’sudur! Opera sadece müzik bestelenmesinden ve icra edilmesinden ibaret deðil. Dans, resim, heykel, mimari ve çaðdaþ yorumlarýnda sinemayý da içine doldurarak büyüyen bir sanat küresi! Dekor, kostüm ve ýþýk tasarýmýyla gözlerimiz kamaþýr, müziðin gücüyle ruhlarýmýz sarsýlýrken anlatýlan öyküyü ikinci plana itsek de librettolarý okuduðumuzda, hele biraz da operanýn tarihine merak sardýðýmýzda altýndan toplumsal tarihe dair neler çýkar neler! “Rigoletto” da bunlardan biri...
Uluslararasý Ýstanbul Opera Festivali bu akþam Haliç Kongre Merkezi’ndeki “Rigoletto” temsiliyle dördüncü kez kapýlarýný açýyor. Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin sahneye koyduðu bu ünlü Verdi operasý, bestecinin olgunluk çaðýnda art arda verdiði baþyapýtlardan biri. Operayla fazla ilgili olmayanlar bile Rigoletto’nun “La donna e mobile” aryasýný bilir ve en azýndan birkaç kez Pavarotti’nin sesinden dinlemiþtir. Çeþitli vesilelerle en çok çalýnan aryalardan ve yorumlardan biri çünkü!
Rigoletto, çapkýn bir dükün soytarýsýdýr. Efendisinin saray kadýnlarýyla gönül eðlendirmesine aracýlýk ettiði yetmiyormuþ gibi onu kýþkýrtýr da... Soylular ona diþ biler. Sonunda herkesten sakladýðý, evden sadece kiliseye gitmek için dýþarý çýkmasýna izin verdiði biricik kýzý, sýradan biri sandýðý Dük’e aþýk olur. Soylular ise masum Gilda’yý Rigoletto’nun metresi sanýp kaçýrtýr, Dük’e teslim eder... Rigoletto, Dük’ü öldürtmek için kiralýk katil tutunca, Gilda onu korumak için kendini feda eder...
Operanýn, Francesco Maria Piave imzalý librettosu Victor Hugo’nun “Le roi s’amuse” (Kral Eðleniyor) adlý eserine dayanýyor. Operanýn ilk konulan adý “La Maledizione” yani lanet ya da lanetlenme imiþ... Soylulardan biri Dük’ü ve Rigoletto’yu karýsýna yaptýklarý nedeniyle lanetlediði için! Fakat asýl mesele Hugo’nun kahramanýnýn Fransa Kralý I. François olmasýydý! Büyük yazar onun keyfi iktidarýný ve dalkavuklarýný yeriyordu! Tarihe Restorasyon diye geçse bile eleþtiri kaldýrmaz hükümdarlar döneminde kabul edilemez bir durumdu. Birkaç kez sahnelendikten sonra sansürün hýþmýna uðrayan “Le roi s’amuse” elli yýl kadar yasaklý kaldý! Verdi, Venedik’teki La Fenice Operasý’nýn kendisine sipariþ ettiði beste için bu oyunu seçince onun da sansürle imtihaný baþladý!
La Fenice yönetimi Venedik’in baðlý olduðu Avusturyalý otoriteleri, Verdi’nin “büyük bir sanatçý ama ne var ki kötü mizaçlý” olduðu yönünde ikna etmeye çalýþtý. Sonuçta konu ayný kaldý ama yer ve isimler zülfüyare dokunmayacak þekilde deðiþtirildi. Hugo’nun oyununun tek perdelik bir parodisi olan ve Paris’teki Vodvil Tiyatrosu’nda sergilenen “Rigoletti, le dernier des fous”dan (Rigoletti, Soytarýlarýn Sonuncusu) esinlenen bir baþlýk da konunca kamuflaj tamamlandý!
Açýlýþ arifesinde parlayan dolunay Opera Festivali’nin tamamýna yansýtacak ýþýðýný. Ýstanbul DOB Vivaldi’nin “Yýldýrým Bayezid”ini Sürreya Operasý’nda sergileyecek. Samsun DOB ise iki operayla birden karþýmýza çýkýyor. Mozart’ýn gerçek mekaný Topkapý Sarayý’nda geçen ve yýllardýr yaz mevsiminin vazgeçilmez temsili haline gelen “Saraydan Kýz Kaçýrma” ilki. Diðeriyse Okan Demiriþ’in “IV. Murad” operasý.
Festival’in en heyecan verici temsili ise kuþkusuz Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin dünya prömiyerini yaptýðý “Lale Çýlgýnlýðý”. Bu eserin bestesi Ali Hoca’ya librettosu Þefik Kahramankaptan’a ait. Ne yazýk 28 Haziran Cuma akþamý Bahçeþehir Kültür Sanat Merkezi’nde tek bir kez sahnelenecek! Halbuki Üstün Akmen’in yüzde yüz bir Türk operasý olarak kaydadeðer bulduðu bir eseri dinlemek isteyenler þimdiden ulaþým planý yapmaya baþlasýn!