Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazýlarý

Don lastiði ne kadar uzar?

Birkaç bin militanla baþlayýp uygun kuru ortama benzin dökerek Ortadoðu’yu görülmedik kaosa sürükleyen IÞÝD nereden çýktý? Son olarak IÞÝD’in, -af buyrun- don lastiðinden çýktýðý bildiriliyor... Bildiðiniz don lastiði, IÞÝD’in kuruluþunda meðer çok önemli rol oynamýþ. 

Biraz geriye gitmemiz gerekiyor:

Londra’da yayýnlanan The Guardian gazetesi, örgütün eski çekirdek kadrosundan bir militaný konuþturmuþ... Anlattýklarý hayret ve dehþet dolu... Örneðin IÞÝD’in doðum yeri, Irak’ýn iþgalinden sonra Amerikan ordusunun Irak’ta kurduðu esir kampý. Örgüt bu kamplara kapatýlan militanlarca kurulmuþ.

Abu Ahmed kod adlý bu militan mealen anlatýyor: 2004’te beni Um Kasr yakýnýndaki Bakka esir kampýna getirdiler. Kampta önce korktum, sonra baktým ki herkes militan, bazýsý tanýdýk. Kýsa zaman sonra da fark ettik: Bu kamp bizim örgütlenmemiz için çok güzel bir ortamdý. Kendi baþýmýza bu kadar kalabalýk kadroyla dýþarýda bir araya gelmeye kalksak, yakalanýrdýk. Kampta güvenlik içinde bir aradaydýk. Üstelik El Kaideciler de birkaç yüz metre ötedeydi.

Hesapta ceza diye ve dýþ dünyadan uzak tutulmak için kampa atýlan militanlar, buranýn gayet uygun örgütlenme ortamý olduðunu fark ediyorlar.

Ayný kampta IÞÝD’in lideri El Baðdadi denen hokkabaz da vardýr, ancak o zaman Ýbrahim Bin Awwad olarak tanýnýr ve sýradan militanlardan biridir. Ýçeride kaldýðý süre boyunca Baðdadi, kendini kenarda tutar, lider havasýna girer. Abu Ahmed’e göre gruplar arasýnda anlaþmazlýk çýkýnca, Amerikalý subaylar Baðdadi’yi arabulucu olarak kullanýr. Baðdadi kampta serbest dolaþma ve istediði koðuþlara gitme konusunda da ayrýcalýklara sahiptir. Abu Awad’ýn þu sözü, kaþ kaldýrtacak nitelikte: ‘’ABD Ordusu Baðdadi’ye çok saygý duyardý.’’ 

Bu yazýya göre Baðdadi, Þubat 2004’te Felluce’de yakalanýp kampa kapatýldý, aralýkta da salýverildi... Diðer militanlarýn çok daha uzun kaldýklarý biliniyor.

Ancak militanlarýn hepsi günün birinde serbest kalacaklarýný biliyordur. Kampta da rahatlarý yerindedir. Bu süreyi, toplanýp örgütlenmekle geçirirler. Bu arada Irak’ta ABD için esas sorun, yerel El Kaide koludur... Herkes El Kaide’ye odaklanýnca Baðdadi ve diðer Sünni ‘prensler’ kenarda kalýrlar, dikkati çekmezler.

Kamptan çýktýktan sonra militanlarýn birbiriyle nasýl tekrar temas kuracaklarý meselesi de konuyu iç çamaþýrýna getiriyor...

Militanlar birbirlerinin adres, telefon numarasý gibi detaylarýný, kampta giydikleri donlarýn geniþ lastikli kýsýmlarýna yazarlar. Enli don lastiði altýnda dikkati çekmeyen bu adresler, dýþarý çýktýktan sonra militanlarýn birbirini bulmasýný saðlar. Tabii ki bu donlar olmasaydý da militanlar yine birbirlerini bir þekilde bulacaktý. Ancak don lastikleri IÞÝD’in telefon rehberi oldu. 

Gerçi militanlarýn Irak’taki ABD esir kampýna giriþleri 2004, çýkýþlarý en geç 2009... Baðdadi’nin yeni kimliði, kol saati ve show’u ile medyada ortaya çýkmasý: 2014... Aradaki 5 yýllýk süre, don lastiði ya da esir kampý hikayeleriyle açýklanamayacak kadar uzun.

Irak hükümetine göre de, IÞÝD’in 25 prensinden 17’si 2004-2011 arasýnda ABD esir kamplarýna yatmýþ. Ancak hepsi don lastiðiyle hemen birbirini bulsa da, arada geçen sürede bilinmeyen bölümler var.

Her durumda bu hikayeleri anlatan Abu Ahmed’in yorumu ilginç: ‘Irak’ta ABD hapishanesi olmasa, IÞÝD de olmazdý. Bakka kampý bir fabrika gibiydi, hepimiz orada yetiþtik.’

Hikayenin diðer tarafý da Þam’ýn bu militanlarý nasýl destekleyip beslediði... Yani elbirliði ile bir bataklýk yaratýlmýþ, þimdi de o bataklýkta büyüyen canavarlarýn yarattýðý bela ile uðraþýyoruz.