Donanma ırz ve namustur Paşam!

Abdülaziz döneminin edebi şahsiyeti Aka Gündüz için devletin güçlü donanma sahibi olması milli meseleydi. Devrin paşalarına zehir zemberek mektuplar yazan Gündüz “... Eğer ırz ve namus sahibiyseniz en aşağı yarısını Donanma Cemiyetine vereceksiniz...” diyecek kadar da ileri gitmişti.

Sultan Abdülaziz devrinde yapılan yatırımlarla Akdeniz’deki etkisi artan Osmanlı donanma gücü, sonraki yıllarda maalesef Avrupa’nın gerisinde kalmıştı. Bu yüzden II. Meşrutiyet yıllarında kurulmuş Donanma-i Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti, donanmanın yeniden eski gücüne ulaşabilmesi için takdire şayan çalışmalar yapmıştı.

Kısa zamanda ciddi paralar toplayıp devletin hizmetine sunan cemiyet, tamamen yerli ve milli duygularla hareket ediyordu.

Donanmayı ihya etmek

Donanma davasını devlet ve millet için çok mühim görenlerden biri de, meşhur edebi şahsiyetlerimizden Aka Gündüz’dü. (asıl adı Hüseyin Avni’dir) Gündüz’ün en büyük derdi Batı karşısında zafiyet gösteren Osmanlı donanmasını ihya etmek üzere kurulmuş bir cemiyete hali vakti yerinde olmasına rağmen doğru dürüst destek olmayan devlet erkânıydı. Anadolu’da, dişinden tırnağından artırdıklarını cemiyete bağışlayan memleketin yoksul insanları vardı. Aka Gündüz’ün hedefinde iki isim vardı. Biri sadrazamlık da yapmış Mehmet Sait Paşa, diğeri ise Ahmet Muhtar Paşa...

Mektuplar satışa çıkarıldı

Aka Gündüz, ülkenin zenginlerinin bir listesini, başına devletin üst düzey makamlarında görev yapmış isimleri de almak suretiyle çıkarmış, her birine zehir zemberek sözlerle mektuplar yazmıştı. Gündüz açıkça zenginlerden servetlerinin yarısını donanma cemiyetine bağışlamalarını istiyordu. Donanmaya sadece üç yüz liralık bir katkıda bulunan Ahmet Muhtar Paşa’ya yazdığı mektupta şu ağır ifadeler var: “Donanmaya üç yüz lira vermişsiniz. Saçı bitmemiş yetimlerin, sülalesi harp ve hudutlarda yok olmuş dul kadınların, kabı kacağı satılan ve aç bırakılan Anadolu ihtiyarının sırtından toplanan milletin paracıklarını alırken böyle üç yüz mü alıyordunuz, yoksa bin, iki bin, beş bin mi? Rica ederim cevap veriniz Paşa Hazretleri.” Hızını alamayan Aka Gündüz, bir hafta sonra bir diğer hedefi olan sabık Sadrazam Mehmet Sait Paşa’ya hitaben bir mektup kaleme almış. “Donanma ırz ve namustur Paşa Hazretleri. Eğer siz de ırz ve namus sahibiyseniz neniz var, neniz yok en aşağı yarısını Donanma Cemiyetine vereceksiniz... Sizi şu mahzun ve melül duran sancağın ebedi bekçisi sıfat ve kuvvetiyle başınızı eğmeye ve kesenizi açmaya davet ediyorum. Verin Paşa Hazretleri verin. Neniz var, neniz yok hiç olmazsa yarısını ırz ve namus olduğu anlaşılan donanma için verin...”

Herkes dersini aldı artık!

Aka Gündüz, bu cesur mektupları yazdığı sırada Said Paşa Ayan Meclisi Reisi iken Muhtar Paşa’da Ayan ikinci reisliği yapmakta idi. O devrin şartlarında bu mektupların etkisi büyük olmalı ki cemiyete ciddi miktarda yardım yapan Halim Paşa, “Herkes dersini aldı, artık ikazlarınızın neticelerini bekleme vaktidir.” demiş. Bu yerli ve milli duruş, donanmamıza kısa bir sürede ciddi miktarda maddi imkân sağlamış.