Siyasetin rengi giderek netleþiyor. Çünkü artýk herkes görüyor ki mevcut sistemle bir adým bile gidebilme imkaný kalmadý. Her vesileyle bahane üretip meseleyi sistem tartýþmasýndan çýkarmak isteyenler de bunu görüyor; görmek zorunda.
Üç büyük mücadelesi var Türkiye’nin. Bölücü terörle yürütülen ve artýk yakýn tarihin en kritik aþamasýna gelen mücadele. Devlet ve uluslararasý zeminlerde örgütlenen ve operasyonel gücünü kýsmen de olsa koruyan paralel çeteyle mücadele. Üçüncüsü de bölgesel anlamda Suriye’nin merkezinde yer aldýðý sorunlarýn getirdiði çok boyutlu tehditlerle yürütülen mücadele.
Bu büyük mücadelenin en güçlü biçimde yürüyebilmesi ve ülkenin istikrarla yoluna devam edebilmesi için sadece kararlýlýk ve devamlýlýk yetmiyor. Ayný zamanda sorunlarýnýzý daha hýzlý çözebileceðiniz, size çok güçlü ve hýzlý bir pratik saðlayacak sisteme de adým atmanýz gerekiyor.
Kiþisel korkular, bulunduðu pozisyonu koruma kaygýlarý, ülkenin hemen her alanýna hakim olan vesayetten çýkar elde eden sýnýflarýn varlýðý artýk bu gidiþatý engelleyemez. Türkiye adým adým baþkanlýk sistemine geçecek. Üstelik bu geçiþ öyle birilerinin hesapladýðý gibi yýllara filan da yayýlmayacak. Hoþ, zaten bu süreci yýllara yaymak isteyenlerin hesabý, tartýþmayý zaman içinde gündemden kaldýrmak.
Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan, dün yine Cumhurbaþkanlýðý Külliyesi’nde muhtarlara hitap etti ve gündeme dair önemli açýklamalar yaptý. Mesela, teröre desteðini artýk apaçýk hale getiren ve taziye adý altýnda terörü kutsayan siyasetçiler için bakýn nasýl bir formül önerdi:
‘Parti kapatmaya karþýyým. Ceza kuruma deðil, kiþiye verilmeli. Milletvekili terörist gibi davranmaya engel olamaz. Bu konuda siyasi partilerimizden çok daha fazla hassasiyet bekliyorum. Bu fezlekeler parlamentonun raflarýnda çürümemeli. Gereði yapýlmalý. Bu parlamento içerisinde, parlamento bunlara nasýl tavýr koyacak millet de bunu görecek.’
Bu alýntýyý yapmamýn nedeni þu. Artýk gerçekten sabýrlarý fazlasýyla zorlayan bir anlayýþ, milletin gözünün içine bakarak ülkeyi kana boðan anlayýþý övmekten kaçýnmýyor. Bunun için Cumhurbaþkaný’nýn önerisi parti kapatmak deðil, teröre açýk destek veren isimlerin cezalandýrýlmasý. Peki neden fezlekelerin raflarda çürümesinden endiþe ediyor? Herkesin bu konudaki duruþu bir yana, sistemin bu konudaki hantallýðýndan endiþe ediyor Erdoðan. Hayatýn her alanýna nüfuz etmiþ bürokratik hantallýk, mevcut haliyle bizzat parlamentonun iþleyiþinde de egemen ne yazýk ki.
Yargýnýn en üst düzeyde vesayet odaðý olduðu bir ülkede, genel anlamda bürokrasinin de bu durumu kendi lehine kullandýðýný söylemek herhalde abartýlý olmaz. Ýþte artýk bu vesayet odaklarýný tarihe yollamak, etkin ve adil bir sisteme geçmek için geriye doðru sayýyor Türkiye. Bu durumun elbette kiþilerle ilgisi yok. Ama iki baþlý bir sistemle yola devam etmek imkansýz.
Kiþisel görüþüm, 2016 yýlýnda bizi bu konuda büyük sürprizler beklediði yönünde. Yukarýda saydýðým, terör, paralel yapý ve bölgesel sorunlar yumaðýnda kalýcý çözümler getirebilmek sadece bir baþlangýç. Türkiye’nin siyasetin yaný sýra, özellikle ekonomik anlamda kaybettiði dönemi de acilen telafi etmesi gerekiyor.
Halka dokunamayan, Ankara’da durumu idare eden siyasetin ve siyasetçilerin tasfiye olacaðý, çözümlerin raflarda çürümeyeceði bir sistem. Cumhurbaþkaný, siyasetin ana aktörü olma özelliðini koruyor ve hiç kimsenin kuþkusu olmasýn adým adým Türkiye bu hedefe yürüyor. Millete gitmek mi, buyurun gidelim dedi zaten. Gerekirse tekrar sahaya inip siyaseti dizayn etmek mi, bundan da yeri geldiðinde bir an bile çekinmeyecektir Erdoðan. Çünkü en doðru ve en sahici yöntemle hareket ediyor. Tüm bunlarýn karar vericisinin millet olduðu yöntemler öneriyor muhataplarýna.
Kim nereye kadar kaçabilir ki.