Maçýn ilk yarým saati, üstümüze bir karabasan gibi çöktü... Ruslar, afedersiniz ama; deli danalar gibi kalemize hýzla/hýrsla/hatta öfkeyle saldýrýyor, bize nefes bile aldýrmýyorlardý. Rakibin (Savunmasý ile birlikte) topyekun bu kadar baskýlý ve yüksek tempolu olmasý; bana saðlýklý/normal/kabul edilebilir gelmedi.
Zaten, bu yaz içinde yapýlan Dünya Kupasý öncesi, Ruslar hiçbir hazýrlýk maçýný kazanamamýþ; aðýr, hantal ve isteksiz oynamýþlardý. Ama Dünya Kupasý maçlarý oynadýðýnda sergiledikleri üstün enerji, doping yaptýklarý suçlamasýna bile neden olmuþtu.
Vallahi ne yalan söyliyeyim; o maçlar için ne yaptýlarsa, belli ki dün gece de aynýsýný yaptýlar.
***
Biz, Ruslarýn yüksek enerjiyle oynamalarýna karþý; hazýrlýksýz/savunmasýz/hatta çaresiz kaldýk. Sürekli top kaptýrýyorduk da; sahip olabildiklerimizle de, üst üste iki pas bile yapamýyorduk.
Gölü yiyince, 4’lük posta olacaðýmýz korkusuna düþtük.
Neyse ki, ilk yarým saat sonra; yorgunluktan dillleri iki karýþ dýþarý çýktý da; varlýðýmýzý gösterecek ancak bir-iki fýrsat bulabildik.
***
Rakibin aþýrý tempolu ve baskýlý bir þekilde üzerimize geldiði anlarda; herhangi bir karþý koyuþ stilimiz ya da bir B planýmýz olmadýðý için, o an adamlara karþý boynumuz kýldan inceydi. Kendileri yorulup durunca, anca nefes alabildik.
Ýkinci yarýda dengeyi biraz saðladýk gibi... En azýndan, artýk çaresiz ve ürkek deðildik. Ruslarýn, baþlardaki ürküten temposu da; akýþ debisin düþürmüþtü. Bundan yararlanýp bazý fýrsatlar da yakaladýk. Ama takým bütünlüðümüz olmadýðý için, sonunda baþýmýz öne düþtü.