Galatasaray için Mersin deplasmanýnda kazanýlan 3 puanýn ardýndan çýkacaðý Gençlerbirliði maçý, 4. yýldýz anlamýna geliyordu. Rakipleriyle arasýndaki puan farkýný korumak veya açmak için en önemli maç olan bu karþýlaþmada Sarý-Kýrmýzýlýlar'ýn kalesinde Muslera'nýn olmayýþý, Mersin maçýnda oyundan alýnmasýna tepki gösteren Emre’nin kadro dýþý kalmasý ve Bruma'nýn da son anda kadroya girememesi, sorun yaratabilecek unsurlardý.
Hamza hoca, onbirde Umut'la baþladý. Umut, golcü ve bitirici özellikleri fazla olmayan, açýk özelliði ise hiç olmayan bir oyuncu. Bu nedenle ilk yarýda onun oynadýðý sað kanattan hiç etkili olamadý Galatasaray. Bu kanattan geliþtirdiði az sayýdaki atakta da ileri çýkan Sabri'nin imzasý vardý.
Hamza hoca ikinci yarýda Yasin'i saða, Sneijder'ý sola, Umut'u da ortaya çekip hücumu daha aktif hale getirmeye çalýþtý. Bunda da ilk yarýya göre baþarýlý oldu Galatasaray ama Umut, son vuruþlarda yine etkisiz olunca, Sarý-Kýrmýzýlýlar sýkýntý çekti.
Takýmýnýzda Wesley Sneijder gibi bir dünya yýldýzý varsa, bu tip stresli maçlarda ona güvenmek zorundasýnýz. Hem Hamza hoca hem de sahadaki takým arkadaþlarý bu düþünceyle hücum kurgusunda tüm toplarý ona verdiler. Selçuk'un da sakatlanýp çýkmasýndan sonra önemli bir rol üstlenen Sneijder çok çabaladý; sonunda golü atarak milyonlarca taraftarý rahatlattý.
Maçýn hakemine de bir parantez açmak gerek. Halis Özkahya, Türkiye'nin uluslararasý hakemlerinden. Ýkinci yarýda Umut'un çekilerek düþürülmesine penaltý çalmamasý, olacak þey deðil.
Selçuk'un sakatlanmasýyla yerine giren Hamit'te sakatlýðýný tam olarak atlatamanýn izleri görülüyordu. Bu yüzden Melo hem savunmada hem hücuma çýkýþlarda adeta tek baþýna kaldý. Zaten Hamit de oyunun sonunu göremeyip oyundan alýndý. Galatasaray'da Sneijder’den sonra sahanýn en iyisi Yasin’di.
Tomiç'in uzatmalardaki frikiðini ve Stancu’nun kaçýrdýðý net pozisyonu atlatan Sarý-Kýrmýzýlýlar, çok önemli bir maçtan 3 puan çýkararak, dördüncü yýldýzý ufukta gördü.