Dört partinin aday listeleri ne anlatıyor

AK Parti: 
Geleneksel kadrolar korundu, teknokrat kadrolar ve çoğulculuğu sağlamaya yönelik isimler eklendi. 

‘Listeleri kim belirledi’ tartışması AK Parti dışında yapılıyor. Adayların çoğunu ‘teşkilatlar’ belirledi. Adaylardan çoğu eski il yöneticileri, kadın ve gençlik kolları başkanları, eski milletvekilleri ve bölgesinde öne çıkmış isimler. Yanlarına danışman kadroları ve çoğulculuğu temsil edecek isimler eklendi. Daha önce de böyle olmuştu.

“Şu kadar aday Başbakan’ın, şu kadarı da Cumhurbaşkanı’nın adayı” yorumu yapmak, siyasi analiz yetkinliğini sorgulatır. Zira aday yapılan ‘danışman’ sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Ki örneğin Başbakan Davutoğlu’nun danışman ekibi, Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetlerinin politikalarına da katkıda bulunan isimler.

“Kim kime yakın”dan hareket edenler de yanılır, zira bu hareketin kurucu lideri “Erdoğan’a uzak” kimse yok!

Başbakan da dahil...

Listelerde kamuoyunun 13 yıldır tanıdığı ‘üç dönemlik’ isimler yok.

Onların yerini henüz çok bilinmeyen isimler aldı.

‘Seçici kurul’ üyeleri, “Bu listeyi 2002 listesi gibi görmek lazım” diyor. Bu, yeni hükümetle birlikte yeni yıldız isimlerle tanışacağız anlamına geliyor.

AK Parti, her seçime yeni bir hedefle girdi. Bu seçimin üç önemli hedefi var:

- Çözüm sürecini tamamlama;

- Ekonomik istikrarı sağlamlaştırma, katma değeri yüksek üretime dayalı büyüme;

- Her ikisinin de teminatı olmak üzere toplumsal barışı ve demokrasiyi güçlendirecek yeni anayasa ve başkanlık sistemini getirme...

Adaylara bu gözle bakıldığında;

- Çözüm sürecinde görev alacak, ‘söz söyleyecek’‘Kürt siyaseti’nin HDP’nin tekelinde olmadığını gösteren güçlü isimler dikkati çekiyor.

- Yeni anayasa/başkanlık sistemi çalışmalarını yürütecek çok sayıda hukukçu üst sıralarda yer alıyor. Bir çoğunun ‘sistem tartışmalarının düzeyini yükseltecek’ isimler olması da bilinçli bir tercih. Onları önümüzdeki dönemde medyada sıkça göreceğiz.

- Ekonomi yönetimindeki güçlü isimlerin yerini koruyacağı, ‘yeni bir soluk getirecek’ isimlerin onlara katılacağı anlaşılıyor.

Bu isimlerin kimler olduğuna dair bir fikir vermesi açısından, listelerin ilk üç sıralarına bakmak yeterli...

CHP:

Adaylara bakıldığında iki öncelikli hedef görünüyor: Parti içi birliği sağlama ve HDP’ye oy kaymasını önleme...

Sert ulusalcılar gönderildi; önseçim formülüyle hem hizip oluşturabilecek ‘eski’ isimler dışarıda bırakıldı, hem de Alevi adaylar seçilerek HDP’nin de göz diktiği Alevi oylarının korunması hedeflendi.

HDP’nin koparmaya çalıştığı sol-sosyalist oyları kaybetmemek adına Sosyalist İşçi Partisi ve Devrimci Halk Partisi ile işbirliği yapıldı.

Bu, CHP’nin seçim sürecinde de HDP ile benzer bir ‘sol-sosyalist’ dil kullanacağını gösteriyor.

Seçim kampanyası boyunca da CHP’den ekonomiye, çözüm sürecine ve başkanlık sistemine yönelik eleştirileriyle yine HDP ve MHP’ye paralel bir söylem bekleniyor.

MHP:

HDP’nin ‘Türk solu’na yönelerek barajı aşma hedefi, CHP’nin buna karşı ‘sol-sosyalist’ görünüme bürünmesi MHP’ye, CHP’nin Batı’daki milliyetçi/ulusalcı oylarını alma fırsatı veriyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP-MHP çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstererek, CHP tabanına el uzatıyor. Bir yandan da HDP karşıtlığıyla milliyetçi oyları konsolide ediyor, üzerine AK Parti’deki milliyetçi seçmeni hedefliyor. Genel Başkan Bahçeli’ye karşı liderlik yarışına girmiş isimleri de aday göstererek, ‘bu rüzgarı değerlendirmek’ istiyor.

HDP:

Hedef, yüzde 10 barajını aşmak. Bunun için Doğu ve Güneydoğu’da oylarını korumak, bölgede ve Batı’da AK Parti’den, Batı’da ise CHP’den oy alması gerekiyor. Bu nedenle önemli isimleri Batı’dan aday gösterdi; ‘Türk solu’na açılma adına Sosyalist Demokrasi Partisi ve Dev-Genç örgütünün (eski) liderleri listeye alındı; AK Parti’den ayrılan Dengir Mir Mehmet Fırat, bir başörtülü, bir eski müftü listeye alındı. Yanlarına Türkiye aleyhine çalışmalarıyla tanınan Avrupa Parlamentosu eski milletvekili Ezidi aday Feleknas Uca, PKK’nın kurucularından Kemal Pir ve Öcalan’ın yeğenleri eklendi. Bu isimlerin seçmene nasıl bir ‘ortak duygu’ oluşturacağı ise belirsiz...

Enteresan bir seçim olacak...