Dört rakamı seni neden bu kadar geriyor?

Rabia nedir bilmezsin. “Rabia” diyenlerin “4” (yazıyla “dört”) rakamını imlediğini bilmezsin. İhvan’ı bilmezsin. Mısır’ı bilmezsin. İhvan’ı doğuran şartları bilmezsin. Hamas’ı bilmezsin. İsrail’i bilmezsin. Filistin’i bilmezsin.

Katar’ın haritadaki yerini gösteremezsin.

Sonra da çıkıp, “AK Parti, bir terör örgütü olan İhvan’ın işaretini kullanıyor. Türkiye bu örgütle ilişkisini derhal kesmelidir” diye, sufle edilen bilgileri seslendirirsin.

İhvan’ı “kurulu” (tüzüğü ve yasaları olan, arada sırada üye alımı yapan) bir örgüt sanıyor.

Bu adam, koskoca partinin genel başkanı.

Kendi düşünceleri değil, hayır.

Birilerinin eline tutuşturduğu metni “seslendiriyor...”

Bir düşüncesi var mı, onu da bilemiyoruz.

İhvan hareketinin, modern siyasal örgütlenmelerde olduğu gibi, dokunulabilir, nüfuz edilebilir bir yapı olduğunu zannediyor.

Herhalde böyle zannediyor.

İhvan, bir örgüt olmaktan öte, bir tavrın adıdır.

Bir hassasiyetin adıdır...

Diyelim ki İhvan’ın (onların tanımlamasıyla İhvan terör örgütünün) faaliyetleri yasaklandı...

Bu durumda ne yasaklanmış olacak?

Mısır halkının rejime, yönetime, Sisi’ye, Sisi’yi arkalayan uygar Batı’ya (!), Amerika’ya, emperyalist odaklara bakışı değişecek mi?

Demek ki, İhvan hareketi, bir “bakış”ın adıymış aynı zamanda.

Zaman zaman İhvan’ı modern siyasal örgütlenmelerle karıştırıp, muhkem bir kuruluş düşüncesi ya da gerekçesiyle ilişkilendirmek isteyenler olmuştur ve bu çerçevede Hasan El Benna ve Seyyid Kutub isimlerini zikretmişlerdir, sık sık bu isimlerin düşüncelerini/eylemlerini hatırlatmışlardır, yargılamışlardır.

Doğrudur... Hasan El Benna ve Seyyid Kutup, ihvan hareketi için çok önemli, çok değerli isimlerdir. Örgüte ya da harekete “anti-kolonyalist” karakterini veren yine bu isimlerdir. Ama bu isimlerin düşünceleri/eylemleri üzerinden İhvan hareketini “terör”le ilişkilendirmek aptallık, ahmaklık, ihanettir. Çünkü, Hasan El Benna döneminden başlayarak, İhvan hareketi teröre bulaşmamıştır, şiddeti reddetmiştir, şiddeti “siyasal bir enstrüman” olarak görmemiştir/kullanmamıştır, şiddeti meşrulaştıracak herhangi bir tutum geliştirmemiştir.

Bilakis, hep “devlet terörü”yle susturulmuştur.

Mısır halkının ortalamasıdır İhvan hareketi.

Daha doğrusu, Mısır halkının sağduyusudur ve esasında bütün Ortadoğu halklarının sağduyusudur...

Hadi yasaklasınlar İhvan’ı...

Nasıl olacak bu iş ve neyi yasaklamış olacaklar?

Kemal Kılıçdaroğlu, otursun, önce İhvan nedir, Rabia işareti nerden çıkmıştır, “terörist” kimdir, Mısır’da ne olmuştur, onu öğrensin... Bu konularda yorum yapma ehliyetini elde ettikten sonra çıkıp konuşsun.

Şunu da aklının bir köşesinde tutsun:

Rabia işareti (yani dört parmak işareti), İhvan örgütünün özel işareti, sembolü ya da bayrağı değildir...

Sadece bir işarettir ve “dört parmak”la ifade edilmektedir.

Dört parmak da, “tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak” demektir.

Başka da bir şey değildir.

Kılıçdaroğlu bundan neden rahatsız oluyor, onu açıklasın!

HAMİŞ

Hürriyetgazetesinde yazan bazı sahtekârlar, güya Erdoğan’ı sıkıştırmak için, “Neden Trump’a gider yapmıyorsun” diye aylarca kafa ütülediler. Erdoğan, “Katar tezkeresi”yle en büyük gideri yaptı. Hiç görmüyorlar... Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “Trump yanlısı” konuşmaları da görmüyorlar... İzzet Yasar olsa, “Ne çok acur var” derdi. Hakikaten öyle!