Dörtlü zirvenin stratejik deðeri

Erdoðan, Putin, Macron ve Merkel, Suriye konusunda bir araya geliyorlar. Aslýnda Suriye’de sürdürülebilir bir düzen istendiðinde, masada öncelikle Türkiye, Rusya, ABD ve Ýran’ýn bulunmasý gerekir, zira meseleye doðrudan dahil olan devletler onlar. Ancak böyle bir kompozisyonun birçok engeli bulunuyor. Engellerin baþýnda, Trump’ýn Ýran ile ayný masaya oturmasýnýn zor olmasý geliyor. 

Yakýn zamana kadar ABD’nin Ýran politikasýnda kendi haklýlýðýný savunabileceði karineler bulunuyordu. Söz konusu gerekçelerden biri, Ýran’ýn bölgede artan nüfuzuna; bir diðeri de Avrupa-Ýran iliþkisinin ABD’ye raðmen sürmesine dayanýyordu. Avrupa’nýn, tabir yerindeyse, Trump’ýn istediði gibi ABD’ye biat etmesi beklendiðinden, Ýran meselesi bir anlamda Avrupa’nýn da cezalandýrýlmasý olarak kullanýldý. 

Öte yandan ABD’nin Ýran’ý durdurma çabalarýný Suudi Arabistan’ý silahlandýrarak sürdürmesi, bölgedeki savaþ riskini artýrdý. Olasý bir savaþta kimi tutacaðýný açýkça belli eden Trump’ýn Suudilere raðmen Ýran’la masaya oturmasý da mümkün olamazdý.   

  

Koþullar hýzlý deðiþiyor  

Kabaca ifade etmek gerekirse, Kaþýkçý vakasýyla Suudi-Amerikan iliþkileri büyük zarar gördü. Neredeyse tüm dünya Suudi Arabistan karþýtý bir pozisyon aldý; bu durum da Ýran’a karþý Trump’ýn elini epeyce zayýflattý. Dolayýsýyla ortada Ortadoðu’daki ittifak zinciri soruþturulan bir ABD var ve masada olmamasýný evla hale getiren bir durum söz konusu. 

Dörtlü zirve içinde ABD’nin bulunmamasýnýn bir diðer nedeni ise Trump’ýn aslýnda diðer devletleri oyundan çýkarýp Putin ile bu meseleyi çözme arayýþýndan kaynaklanýyor. Bu beklenti gerçekleþebilirdi, ancak Trump Ýran ve hatta Avrupa konularýnda Putin’in ayaðýna basmaktan çekinmeyince, Suriye konusundaki genel uzlaþý, taktik uzlaþýsýna dönüþtü. Hal böyle olunca, Rusya Suriye konusunda “bölge dýþý” dengeleyiciler arayýþýndaki ilgisini Avrupa’ya çevirdi. 

Putin ile Merkel ve Macron’un Suriye konusunda ayný masa etrafýnda buluþmalarý, kabaca ABD’ye kýzanlar koalisyonu görüntüsü verdi. Bu, öncelikle ABD’nin tüm engellemelerine raðmen taraflar arasýnda ekonomik iliþkilerin süreceðine iþaret ediyor Ancak bundan daha önemli olan þu ki, Trump’ýn Avrupalýlara Ortadoðu’da kapadýðý kapýyý, Rusya’nýn açabileceðini ima etmesi. 

  

Türkiye’nin yeniden düþünülmeyi saðlamasý  

Dörtlü zirveden Suriye konusunda mutlak ve kalýcý bir çözüm çýkmasa bile, zirvenin yapýlmasýnýn yarattýðý bir sonuç olacaðý açýk. Bu çerçevede Türkiye’nin tüm taraflara belli ettiði bir pozisyonu bulunuyor. Týpký Rusya gibi, Türkiye de, öncelikle Trump’a “düþmanlýk anlamýna gelebilecek taktiksel uygulamalardan vazgeç, ABD ile dost kalmak istiyoruz” diyor. Diðer bir ifadeyle, “aramýzda deðilsen bu senin yüzünden” demeye getiriliyor. 

Öte yandan yine týpký Rusya gibi Türkiye, Suriye özelinde ama aslýnda Ortadoðu genelinde Avrupa’ya yapýcý olma þansý verecek bir koridor açýlacaksa, bunun Türkiye üzerinden olacaðýný hatýrlatýyor. Rusya’nýn bu çerçevedeki beklentisi, ABD-AB iliþkilerinde AB’nin biat eden taraf olmamasýný saðlamak. Türkiye’nin beklentisi ise AB iliþkilerini normalleþtirmek. 

AB ise hiçbir sorumluluk ya da maliyet üstlenmeden bu sürece dahil olamayacaklarýný anlamýþ olmalý ki zirvede iki kaptaný bulunuyor. Suriye konusu, Suriye ile sýnýrlý olmadýðýndan, zirvenin esasen Avrasya’da yapýlabileceklerle ilgili devletlerin birbirlerini tartma süreci olarak okunmasý gerekir. Tartma sürecinin ise artýk lafla deðil somut adýmlarla test edileceðine þüphe bulunmuyor.