Dost acı söyler

Aklınızdan geçen ama seslendiremediklerinizi yazacağım, kızmayın. İlle olacak diye bir şey de yok. Ama ihtimallere karşı hamle yapmalıyız. Trabzonspor’un 24 puanı var. Geçmiş sezonlara bakıldığında son üçüncü sezonu 42 puanın üstünde tamamlamış. Demek ki Trabzonspor 20 puan almak zorunda. Yani 7 maç kazanmalı veya 4, 5 maç kazanıp diğerlerinde de puan almalı.

Peki Trabzonspor bu oyun kalitesi ile, bu takım olmaktan uzak futbolu ile kimin nerede oynadığı belli olmayan oyun yapısıyla bu puanı alabilir mi? Cevap ikidir.

1) Alır. Zaten problem yok

2) Alamaz. Evet bence de uzak da olsa bu sıkıntı görünüyor.

Daha 16 maç var. İlk dört maç GS ile BJK ve biri deplasman sıfır çekilebilir. Çekilirse ne yapılmalı, planı kurulmalı.

Başka bir tehlike eğer BJK ve GS maçları kaybedilir ve kaydedilirken hakem hatası olursa Trabzonspor taraftarı rahat durmaz- Bir de ordan sıkıntı gelir.

Bu olasılıkları teknik patron önüne koyacak, futbolcularına izah edecek, yönetimiyle paylaşacak ve takımını kurarken elindekilerin içinde her şeye rağmen forması için oynayacakları sahaya sürecek. Teknik patron tecrübesiz, yardımcıları daha da tecrübesizdir.

Futbolcular sorumluluk almaktan kaçıyor. Skor değiştirebilecek futbolcular oyuna ağırlığını koymuyorlar. En kötüsü; savunma diye bir şey  yok. Bir tek ayakta kalan nispeten kaleci Onur. Seslendirilmeyin durum bu.. Peki havlu mu atacağız. Hayır.. Yazdıklarım ihtimal dahilindedir ama olma ihtimali düşüktür.

Niye yazma gereğini duydum. Çünkü Trabzonspor tat vermiyor. Çok kolay gol yiyor ve zor karşılık veriyor.  Muharrem Usta ve ekibi ekonomik olarak çok yol almış olmasına rağmen, mesaisini biraz da takımın puan alması için yapılacak hamlelere harcamalı. Yazdıklarıma “olmaz öyle şey, ne alakası var” demenizi hatta kızmanızı bekliyorum. Kızacaksınız ama yazdıklarımı aklınızdan çıkaramayacaksınız. Zaten onun için yazdım. Trabzonspor’u ayağa kaldıracak olan yazdıklarıma karşı olan kızgınlıktır.