Ýþlerin yolunda gittiðini kim söyleyebilir?
Ya da daha yalýn ifadeyle, meseleleri kiþiselleþtirip “ben daha çok...” söyleminin dýþýna çýkabilmeyi baþaranlarýn sesi neden daha az çýkar?
Veya “Biz inancýmýzýn gereði olan vicdaný, adaleti” yitirdik mi ki “savaþýn hukuku”nu hiçe sayanlarýn sayýsý artmýþ görünüyor?
***
Önümüzde birkaç gün var!
Bu birkaç gün belki on yýllarýmýza mal olacak... Birkaç gün içinde yaþayacaklarýmýz ya memleketi selamete ya da felakete götürecek!
Sadece birkaç gün içinde belli olacak söylediklerim.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, PKK terör örgütü ile mücadele baðlamýnda, “Sakýn þöyle düþünmeyin 1 Kasým endeksli deðil, 1 Kasým’dan sonra da bu mücadele sürecek” diyerek perspektifimizi seçim sonrasýna da taþýyor.
Lakin önümüzdeki birkaç gün içinde yaþayacaklarýmýz yakýn geleceðimizi son derece derinden etkileyecek.
Çünkü, 7 Haziran’dan sonra “kurulamamýþ bir hükümet” nedeniyle “Siyasi otorite boþluðu oluþtu” var sayýmýna kapýlan terör örgütleri PKK ve DAEÞ’in neler yaptýðýný gördük.
1 Kasým akþamý tablo yine ayný çýkarsa, neler yaþanacaðý konusunda endiþeleniyorum!
***
Bugünlerde ulu orta kullanýlan bir kavram var: “Ýç savaþ!”
O kadar ulu orta telaffuz ediliyor ki... Zira laçkalaþmýþ bir kavram!
Yoksa, yakýn geçmiþte Yugoslavya iç savaþýndan Bosna’nýn ne hale geldiðini bilenlerin...
Hemen yaný baþýmýzdaki Suriye’nin, Irak’ýn, az uzaðýmýzdaki Afganistan’ýn ne halde olduðunu görenlerin...
Ulu orta, þen þakrak bir eda ile “iç savaþ” kavramýný kullanmasý öyle kolay deðil..!
“Ýç savaþ” dediðiniz an, bütün þehirlerdeki park ve bahçelerin mezarlýða dönmesini göze almýþsýnýz demektir!
Et ile týrnak örneði verilir Türkler ile Kürtlerin kardeþliðine vurgu yapýlýrken.
“Ýç savaþ” dediðinizde et ile týrnaðý birbirinden ayýrmanýn ötesinde, her birimizin derisinin yüzülmesinde duyacaðý acýyla tanýþmasýný göze almýþsýnýz demektir!
***
Öyle anlaþýlýyor ki 1 Kasým sonrasý terör örgütlerinin yeni bir faza geçme olasýlýðý artmýþtýr.
Bu nedenle sizi bilmem ama benim siyasal otoritenin, meþru gücü kullanýlmasý konusunda güçlü olmasýna... Parlamentonun saðlýklý bir þekilde çalýþmasýna son derece ihtiyacým var.
Ýþlemeyen sistemi bugün olaðanüstü riskler alarak iþleten “geçici bir hükümet” var.
Liderlik yapýp, birçok alanda ön alan, ufuk açan bir cumhurbaþkanlýðý makamý var!
Fakat, milletin onlara verdiði desteðin göstergesi sandýktan çýkacak sonuç ile pekiþecek!
Bu desteðin “azaldýðý” þeklinde algýlanacak bir sonuç, kiþisel ikballerini bir kenara itip memleket için risk alýp liderlik yapanlarýn eli zayýflatacak.
Tam da böyle bir ortamda, “dost ateþi” altýna alýnýyorlar!
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý “ölümüne” savunduðunu düþünen bazý çevreler öyle salvolarla “erozyon” etkisi oluþturuyor ki sormayýn!
Bir de “abi kardeþ” iliþkisi içinde olduðunu düþündüðümüz yýllarýn yol arkadaþlarýnýn karnýnda tuttuklarýný boþalttýklarý bir süreçten geçiyoruz.
1 Kasým seçimlerine giden son virajda “dost ateþi” nedeniyle aðýr yara alýnmasýndan endiþe ediyorum. Böyle bir ortamda, “ben daha çok...” edasýyla atýp tutanlarýn, yazýp çizenlerin bir anlýðýna da olsa geriye çekilip, “Doðru olan bu mudur?” sorusunu sormasýný bekliyorum.
Son birkaç gün içinde Ak Parti ve Cumhurbaþkaný Erdoðan, “dost ateþi” ile vurulursa, bedelini hepimiz ödeyeceðiz!
Ýþlerin çok yolunda gitmediði kaygýsýný bugünlerde daha fazla hissediyorum.
Duamý tekrarlýyorum, “Bizi bize býrakma Rabbim!”
Siz ne dersiniz?