Dost Çemberi Ýçindeki Türkiye Düþmanlarý

Uzun yýllardýr Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlar ve tümüyle dünyadaki Türk okullarýný; geleceðe ciddi bir yatýrým, Türkiye’nin perspektif planlarýna stratejik olarak önemli bir hamle olarak deðerlendirenlerin içinde yer aldým. Her zaman bu okullarýn desteklenmesinin dolaylý olarak Türkiye’nin geleceðini desteklemiþ olduðumuzu düþündüm. Benim gibi düþünenlerin sayýsý küçümsenmeyecek kadar idi... Bu coðrafyada özellikle Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlardaki sosyolojinin tabiatýna uygun olarak, Türkiye’ye sevgi her zaman olmuþtur. Fiili çalýþmalara son yýllarda geçilse de, insanlarýn gönlündeki Türkiye’nin farklý ve özel bir yeri vardýr. Türk okulu olmadan da, bu coðrafyanýn Türkiye’ye bakýþ açýsý hep aynýydý. Sevgi, özlem ve hasret... Varþova Paktýnýn daðýlmasý sonrasý, coðrafyaya farklý yaklaþýmlar geliþti. Stratejik bakarak gelecek için hareket edenler de, anlýk refleksler vererek durum yaratanlar da oldu.

Türk okullarýnýn baþlangýç noktasýndaki bakýþ açýsý; gelecek için fidanlar yetiþtirmek, bu fidanlarýn bir yerlere gelmesini görmek, gelinen noktadan itibaren Türkiye’nin etrafýný saran dostluk çemberini oluþturmak. Coðrafyanýn aydýnlarý hep böyle baktý bu olaya! Onun için kimin eliyle gelmesine deðil, “Türkiye’nin okullarýdýr” mantýðý hükmetti coðrafya insanýnýn kafasýna... Onun için bu idrakla, devlet büyükleri bu okullara kapýlarýný sonuna kadar açtý... Elçibey’den Haydar Aliyev’e, Nazarbayev’den Akayev’e kadar herkesçe desteklendi Türkiyeden gelen rüzgar... Baþlangýçta sorun gözükmüyordu. Daha sonra yerel yönetimler rahatsýz olmaya baþladý. Yerel medya, CIA baðlatýlarýný iddia etmeye baþladý. Türkiye’de bu olaylar patlamadan çok önce, okullarýn Yahudi lobisine yakýnlýðý yazýlýp çizilmeye baþladý... Yine bölgenin aydýnlarý sinelerini siper etti ve “zinhar yalandýr” dedi. “Bu adamlarý yok etmek için, Türkiye’yi bu coðrafyadan geri çevirmek için uydurulan yalanlardýr” diyerek isyan etti... 

Aydýnlarýn bu argümanlarý; Türkiye’ye saçýndan týrnaðýna kadar baðlý olanlarýn imdadýna, Türkiye Devlet büyüklerinin okullara ilgileri, bu ülkelere ziyaretleri sýrasýnda okullarý ziyaret etmeleri yetiþirdi. Bu okullar zan altýndan, devlet büyüklerinin gösterdiði desteklerle çýkmaya baþladý... Ecevit, Demirel, Çiller her dönemde okullara sahip çýktýklarýný, bögeye ziyaretleri sýrasýnda gösterebildiler. Lakin en büyük etki, Erdoðan Baþbakan olurken baþladý. Abdullah Gül, Ahmet Davutoðlu, Bülent Arýnç ve daha nice devlet büyükleri okullarý ziyaret ede ede, o okullar büyüdü, büyüdü ve BÜYÜDÜ... Erdoðan’ýn duruþu, tavrý, ciddiyeti, dünyadaki belirlenen yeriyle okullar daha anlam kazandý. Daha dikkat çekti ve bu ülkelerin yönetimleri nezdinde daha da muhattap haline geldi... Bu da azmýþ gibi, okullarý sevmeyenler, bunlar CIA menþelidir dediler. Bu grup yüzünden, Erdoðan ve bu hükümete nefret tetiklendi... Çünkü bu iktidarýn asýl sahibinin Fethullah Gülen cemaati olduðu empoze ediliyordu... Herkes, Erdoðan’ýn bile Gülen talebesi olduðu yalanlarýna inanmaya baþlamýþtýr... Geziyle baþlayýp, 17 Aralýk operasyonlarýyla biten darbe giriþimine kadar manzara buydu...

Geziyle birlikte bu coðrafyada, Orta Asya ve Kafkasya’da hedeflenen Türk dostlarý, yerini Türk düþmanlarýna býraktý. Zira bu zeminlerde, Türkiye’yi ve hükümetini hedef alan, çirkin yazýlar, propagandalar, sosyal medyada hakaret içerikli yaklaþýmlara þahitlik ettik... Hani 30 yýllýk bu coðrafyada eðitimin hedeflediði dost çemberi, o gün oluþmayacaktý da, ne zaman ortaya çýkacaktý peki! Neden hiç bir zaman Türkiye aleyhinde cümle sarf etmeyen coðrafya, bu kadar kin içerikli yazýlara ve olgulara ev sahipliði yaptý. Neden bunlarý yapanlarýn hepsinin paralel yapý sempatisi ortaya çýktý? Neden uzun yýllar Türkiye sevdalýsý olarak gözüken kiþiler, birden bire Erdoðan üzerinden Türkiye’ye ateþ püskürmeye baþladý... Bu okullar Türkiye’ye deðil de, kime dost çemberi oluþturdu peki? Bu dost çemberi var idi ise, biz neden görmedik o çemberi? Dost bilinenler neden, Türkiye hükümetinin düþmesi arzularýný ifade etmede hiç çekingenlik göstermedi? Bu okullarýn hedeflediði dostlar, yerini planlý düþmanlýða neden terk etti? Sadece serçeler ortada kaldý. Biliyorsunuz deðil mi kýrlangýçlar güzel havalarda gelir. Serçe ise kar kýþ demez, yerini, yurdunu ve sevdiklerini terk etmez... Bu serçeler; Elçibey’den, Vahabzade’den, Aytmatov’dan, Süleymenov’dan, Mustafa Abdülcemil Kýrýmoðlu’dan, Rabia Kadir’den ve daha nice vatan evladýndan yeni nesile miras kalan TÜRKÝYE SEVDASINI bu karda kýþta da savundu.... Savruldu.... Okullarýn hedefledikleri kýrlangýçlar ise mevsiminin bahar olduðu zanettiði dallara oturdu. Týpký Gezi olaylarý ve hükümete darbe giriþimlerinde yaptýklarý gibi... Bir de gerekçeleri “biz devlet yanýndayýk” oldu. Sanki bu devleti uzaylý hükümet yönetiyordu. Sanki bu devleti yönetme yetkisi halktan alýnmýyordu. Sanki bu halk bu yetkiyi Erdoðan ve dava arkadaþlarýna vermedi... Evet Türkiye’nin okullarla hedeflenen dostlarý yokmuþ... Türkiye’nin hakiki dostlarýnýn yani o serçelerin canlarý saðolsun. Ordalar, býrakýlan yerde uç beyleri, akýncý beyler gibi sancak elde, gönül Türkiyede...