Ortalýk toz duman...
Riyad skandalýnýn sorumlusu aranýyor.
Taraflar tam siper, sus pus olmuþlar.
Onlarýn yerine gazeteciler, sosyal medya trolleri konuþuyor. Ben de düðmenin en baþýndan yanlýþ iliklendiðini düþünenlerdenim. Cumhuriyetin 100. yýlýnda oynanacak Süper Kupa final maçýnýn, Cumhuriyetin 100. yýlýnda oynanan Türkiye Kupasý final maçýndan da, Süper Lig þampiyonluðundan da farký olmadýðýný düþünüyorum. Atatürk ve milli deðerlere bu denli önem veren, dünyayý ayaða kaldýran kulüplerimiz Cumhuriyetin 100. kuruluþ yýldönümü için 29 Ekim'de Cumhuriyet Kupasý ya da 10 Kasým'da Atatürk Kupasý adý altýnda çok özel bir kupa etkinliði düzenleyebilirler, Süper Kupa Finali de sezon baþlamadan dünyanýn herhangi bir yerinde oynanabilirdi.
Hatanýn temeli
Süper Kupa finalinin ertelenmesi ile ilk düðme yanlýþ iliklendi. Ardýndan Ýspanya ve Ýtalya'ya özenip, daha fazla para kazanma düþüncesi ile maçý Suudi Arabistan'da oynama fikri ortaya çýktý ve ikinci düðme yanlýþ iliklendi. Sonrasýnda ligin bir hafta ertelenmesi ve Fenerbahçe-Galatasaray derbisinden sonra bu maçýn yýlýn son maçý olarak oynanmasý ile de üçüncü düðme yanlýþ iliklenmiþ oldu. Yýl içinde 100. yýla yakýþýr özel bir organizasyon yapýlmadýðýndan senenin son resmi maçý bir anda manevi deðerler üzerinden tartýþýlan, milli deðerlere aþýrý önem atfedilen bir maça dönüþüverdi. Her iki kulübün divan kurullarýndan çýkan, "Maç Suudi Arabistan'da oynanmasýn" kararlarýyla futbol kamuoyu da maçýn Riyad'da oynanmasýna karþý pozisyon almýþ oldu. Yapýlan ticari anlaþmalar, kulüpler tarafýndan alýnan avanslar sebebi ile geri adým atamayan kulüplerimiz, Suudi Arabistan'a ayak bastýðýnda kim daha Atatürkçü rekabetine girip, sözleþmede yazýlý düzenlemelerin dýþýnda çýkarak istekte bulununca, üstüne de bu isteklerinde ýsrarcý olunca yangýnýn ilk fitili de ateþlenmiþ oldu. Ardýndan durumdan vazife çýkaran Fenerbahçe Divan Kurulu Baþkaný Uður Dündar'ýn toplumu ayaða kaldýran açýklamalarý ile yangýn büyüdü de büyüdü. Sonunda ortaya çýkan tabloya devlet müdahale etmek zorunda kaldý. Maç ileri bir tarihe ertelendi. Bu tabloda en çok kimin kusuru var bilemem. Ama Fenerbahçe ve Galatasaray Baþkan ve yönetim kurullarý ile TFF'nin Baþkan ve yönetim kurullarýnýn müþterek sorumluluðu olduðunu söyleyebilirim.
Deðerlerimiz kimsenin malý deðil.
Bayrak, vatan, þehitler, Atatürk ve Atatürk ilkeleri toplumun tamamýnýn hassasiyet gösterdiði yüksek manevi deðerler. Kimse bunlarýn sahibi deðil.
Bunlar bizi millet yapan yapý taþlarý.
Kimsenin bunlar üzerinden istismar yapmamasý gerekiyor. Bu deðerler üzerinden bilerek ya da bilmeyerek yapýlan her türlü istismar toplumu geriyor ve toplumsal çatýþma ortamýna sebebiyet veriyor. Riyad merkezli kriz de tam olarak buna sebep oldu. Bir anda siyasi malzeme haline getirilen kriz durumu, özellikle sosyal medyada istismar edilerek adeta bir isyan havasý estirildi. Seçim atmosferine giren ülke, muhalefetin de konuyu kullanmasý sonucunda iktidar ile muhalefeti karþý karþýya getirdi.
Buna ne gerek vardý?
Yüzyýllýk güzide kulüplerimizin baþkanlarý Ali Koç ve Dursun Özbek bu neticeyi göremeyecek kadar basiretsiz olamaz. Sosyal medya gazý ile çalýþan kulüpler, aldýklarý gazla nelere sebebiyet vereceklerini bilmiyor olamazlar. Zaten bilmiyorlarsa býraksýnlar kulüp baþkanlýklarýný. Her vesile ile söylüyorum. Bu 100 yýllýk kulüplerimiz ancak üstün liderlik özellikleriyle yönetilebilecek bir büyüklüðe sahipler. Ergen düþünceler ile bu kulüplerimizin yönetilebilmesi mümkün deðil. Ali Koç; "Bugün, Atatürk yoksa maçta yok, ben baþkanlýðý býrakayým maçý oynayýn" restinden bin defa piþman olmuþtur ama söyleyemez.
Yakýn bir zamanda Cumhurbaþkanýnýn yanýnda elinin cebinde olmasýný, "doðal bir refleksti" þeklinde açýklayan Ali Koç, önümüzdeki günlerde bu sözlerine de açýklama getirecektir. Ancak bunlarýn samimiyeti, sürekli özür dileyip, açýklama yaptýkça sorgulanýr. Sorgulanýyordur da.
Sonra sosyal medyada organik olmayan hesaplardan "hashtag" yaparak da durumu kurtarmak mümkün olmuyor, olamaz da. Ýlk günden beri söylüyorum. Bir kere daha söyleyeceðim. Fenerbahçe, Galatasaray, Beþiktaþ, Trabzonspor büyük kitleler tarafýndan desteklenen siyaset üstü yapýlardýr. Bu yapýlarýn siyasete malzeme olmamasý, siyasete malzeme vermemesi gerekiyor. Son Fenerbahçe Genel Kurulu'nda bunu gördük. Genel Kurula katýlan ve büyük kýsmýnýn Ali Koç'a destek verdiðini düþündüðümüz üyeler, bir anda Uður Dündar'ýn siyasi tavýrlarýna, söylemlerine tepki gösterdiler. Gelen tepkiler üzerine Uður Dündar istifa etmek zorunda kaldý. Sonrasýnda genel kurul toplantý divanýndan istifa ettiðini, Yüksek Divan Kurulu Baþkanlýðý'ndan istifa etmediðini söyleyerek manevra yaptý.
Ama ne ben ne de baþkasý yemedi. Bugün Yüksek Divan Kurulu'nun baþýnda istifa etmiþ bir baþkan var. Kendisine olan tepki, gazeteciliði ile ilgili deðil. Kimsenin Uður Dündar'ýn gazeteciliðine söz söylediði yok. Tepki Uður Dündar'ýn Aziz Yýldýrým'a "siyaset yapmayacaðým" sözü verdiði halde Fenerbahçe Spor Kulübünü siyasetin içine çekmesine. Diyeceðim o ki ister ihmalle olsun ister kasýtlý olsun Fenerbahçe ya da Galatasaray Kulübünü siyasetin içine çekemezsiniz.
Bu kulüpler siyaset üstüdür. Bunun içindir ki bu kadar büyük kitleler tarafýndan sevilmektedir. Bu sevgi yüz yýlda kazanýlmýþtýr. Bir günde kaybedilemez.
Notlar:
1- Fenerbahçe çýkacaðý pankart için çarþamba günü resmi yazý ile TFF'ye baþvurdu. Salý baþvuru dedikodusu yalan.
2- Galatasaray Perþembe gecesi pankart hazýrlatmak için gece 01:00'a kadar baský yaptýracak yer aradý. (Pankartla çýkmayý düþünen Ýstanbul'dan gelirken yanýnda getirir)
3- Süper kupa oynansaydý seneye 4 takým katýlacaktý. Gelir de 10 milyon dolara çýkacaktý. Belki de 30 maçta kazanýlacak para 1 maçta kazanýlacaktý.
4- Futbola dünya kadar yatýrým yapan ve 1 milyar dolar daha harcama planlayan Suudi Arabistan ile transfer pazarý da kaybedilmiþ oldu. Hedeflerindeki oyuncularýn transferleri askýya alýndý.
5- TFF iki arada bir derede.
-Yayýn ihalesi var
-Yabancý kuralý var
-Milli takýmýn Avrupa Þampiyonasý çalýþmalarý var.
Bütün bu maddeler TFF Baþkaný býrakýrsa baþlý baþýna sorun olacak. Kongre kararý almaya kalkýlsa minimum 45 gün süre gerek!
Yaþanan bu sürecin kime ne yarar saðladýðýný ben anlamadým, anlayan bir adým ileri gelsin.