Türkiye için IMF deðil ama IMF stand-by’larý -anlaþmalarý- dediðimiz, IMF’nin doðrudan ekonomi politikalarýný yönlendirdiði bir dönem de bitiyor. Baþbakan’ýn cuma günü yaptýðý konuþmada ilginç bir vurgu vardý; ‘IMF bize siyaset dayatamaz’ anlamýna gelecek bir vurgu yaptý Baþbakan. Sanýyorum biten daha çok bu.
Bu ülkede IMF bir semboldü aslýnda. Siyaset IMF’ye alýnan tavra göre de bölünmüþtü. ‘IMF defol’ sloganý yalnýz küresel bir ekonomi kurumunu hedef almýyordu. Washington’dan ya da Londra’dan gelen bond çantalý bir takým adamlarýn, ilgili bakanlýk koridorlarýnda buralarý biz yönetiyoruz edasýyla dolaþmalarýna, alýnan kararlara, vergi oranlarýna, yapýlacak kamu yatýrýmlarýna, ücret politikalarýna ve nihayet TBMM’nin iradesiyle kanun olan bütçeye müdahalelerine tepkiydi, ‘IMF defol’ sloganý. Bu ülkede ‘IMF gerekli’ kimler dedi? Ýþte bakýn bu soru ve bu sorunun cevabý çok önemli. Bu sorunun cevabýnýn bir yaný herkesçe biliniyor: Kendi ayaklarý üzerinde duramayan, küresel rekabet þansý çok olmayan, devletle büyüyen ve aslýnda IMF müdahalesinin doðrudan nedeni olan sermaye çevreleri... Ancak bu sorunun cevabýnýn bir diðer yaný var ki, biz þimdiye kadar bundan pek bahsetmedik. Daha doðrusu görmezden geldik. Bu diðer taraf aslýnda IMF’nin bir sonuç ve bu sonuca baðlý bir zorunluluk olduðunu söylüyor ve ‘IMF kendiliðinden gelmiyor ki, IMF’yi biz çaðýrýyoruz, bizi yönetemeyen siyaset kurumu IMF’ye muhtaç oluyor’ argümaný ile dolaylý olarak IMF politikalarýný savunuyordu. Mesela þöyle bir alýntý yapayým size; “Türkiye ‘ekonomik reformlar’ konusunda verdiði sözleri tutmayýp, hem krizlerde daha açýk ve kýrýlgan bir hale geliyor... Hem de AB ile birlikte kendisini ayakta tutan iki çýpasýndan biri olan IMF’yle göbek baðýný kesecek bir ekonomik düzeye ulaþamýyor... Önce muhtaç olup çaðýrýyoruz, sonrasýnda iç iþlerimize karýþýyor diye küfür ediyoruz..” Bu alýntýdaki mantýk Türkiye’de IMF’nin olmasýnýn ‘bilimsel’ gerekçesi idi her zaman. Peki tamam; o zaman burada Türkiye’nin ya da Türkiye gibi birçok geliþmekte olan ülkenin yapmadýðý için IMF’ye muhtaç olmasýna yol açan ekonomik reformlar neler ona bakalým.
-2008’de IMF ne istedi, biz ne yaptýk?
Mesela IMF 2008 yýlýnda, Direktör Strauss-Kahn (ki bildiðiniz gibi ‘sosyalist ve liberaldir’ arkadaþ) zamanýnda, 20. stand-by’ý yapmak için bizden neler bekliyormuþ, liste Halkbank ve Ziraaat Bankasý’nýn özelleþtirilmesi isteðinden baþlýyor, yeni istihdam stratejisine, yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Meclis’teki durumuna, TMSF’nin el koyduðu bankalardaki varlýklarýn satýþ iþlemlerine, SGK ve Gelir Ýdaresi’nin yeniden yapýlanmasýna, elektrik daðýtým özelleþtirmelerine, KDV iadelerinin denetlenmesine kadar oldukça ‘ince’ detaylara girerek sonlanýyordu. IMF’nin KDV iadelerinin -sýký- denetlenmesini istemesi gibi oldukça ince bir detayý listeye almasýnýn arkasýndaki mantýk ise þu; bu ülkede, siyaset kurumu ve onun yönettiði bürokrasi (bakýn bunun tersi de olablir, yani bürokrasi siyaset kurumunu yönetebilir -ki bir zamanlar öyleydi-) öyle yoz ki, KDV iadesi gibi denetimi basit konularda bile yolsuzluk yapýlýyor. Bir taþla iki kuþ; hem denetimi ele geçir hem de siyaset kurumunu gözden düþürüp onun yerine geç. Bunu, bu ülkede yýllardýr ‘liberal’ geçinenler bile savundu.
-Ziraat ve Halkbank neden özelleþtirilmedi?
Türkiye o dönemde Halk Bankasý ve Ziraat Bankasý’ný özelleþtirmedi, özelleþtirseydi þimdi güçlü bir þekilde piyasayý düzenleyen, faizlerin düþmesi ve düþen faizlerin de esnafa, çiftçiye ulaþmasýnda aracýlýk eden bu iki kurum olmayacaktý ve Türkiye çok sýkýntý çekecekti.
-Sosyal güvenlikte IMF ne istedi biz ne yaptýk?
Sosyal güvenlik alanýnda da, IMF baskýsý olmadan gerekli reformlar yapýldý. Ama IMF’nin o gün istediði tüm sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesiydi. Bugün SGK, zarar etmeden birçok hastasýný özel hastanelerde tedavi ettiriyor, pahalý birçok ilacý finanse ediyor. Bunlarýn hiçbiri IMF’nin ‘reform’ stratejisinde yoktu. IMF, o zaman Þili usulü bir özel sigorta çevrimini Türkiye’ye getirmek istiyordu. Türkiye bunu yapmadý, peki kim kazandý halk kazandý, kim kaybetti özel saðlýk sigortasý tekelleri. Bugün ancak kendi çalýþanlarýna saðlýk sigortasý yapýyorlar. Çünkü SGK’lý için artýk özel saðlýk sigortasýna gerek yok.
Dün IMF çýpa diyenler bugün barýþ olmaz diyor
Þimdi baþka bir þeye dikkatinizi çekeceðim; dün IMF Türkiye ekonomisi için çýpadýr; IMF olmazsa biz reformlarý yapamayýz, Türkiye ekonomisi bunun için IMF’ye muhtaç diyenler, ayrýca Meclis’den baþlamak üzere siyaset kurumunu, AB ve IMF çýpalarý olmadan hiçbir þey yapamayacak kadar aciz görenler, bugün ayný þeyi barýþ ve demokrasi için söylüyorlar. ‘Bu siyaset kurumuyla barýþ da olmaz, demokrasi de. PKK’nýn çekilmesini barýþ sanmayýn, Türkiye dikta rejimine gidiyor’ söylemleri geçmiþte ‘IMF sonuçtur, tabii ki gelip burada reform yapacak’ diyenlerin aðzýndan çýkýyor; IMF konusunda yanýldýlar, 20. stand-by’ý yapmadýk Türkiye daha iyi oldu, barýþ da onlara raðmen gelecek.
Reyhanlý’daki saldýrý bu yazý yazýldýktan sonra oldu. Hayatýný kaybeden yurttaþlarýmýza Allah’tan rahmet dilerim. Yazýdaki barýþ süreci Suriye için de geçerli. Baas yenilecek.