Dünya çok küçük, dertler de ortak

Amerikan baþkentinin ortasýnda bir kafe düþünün... Washington’a ne zaman gitsem Sy da seninle görüþmek istiyordu” diyen bir dost aracýlýðýyla buluþup konuþtuðumuz Symour Hersh’le birlikteyim... O sýrada kaldýrýmdan yürüyen, Sy’ýn “Jimmyboy” diye seslendiði biri, yanýmýza geliyor... Hersh’ü ‘Üstad’ bellediði olaðanüstü saygýlý davranýþýndan belli...

Bir sürü baþarý ödülü arasýnda iki de ‘Pulitzer’i olan New York Times’tan James Risen ile böyle tanýþýyorum...

Seymur Hershile James Risen’ýn baþlarý þu sýralarda dertte... Dertleri, ad vermeden kullandýklarý haber kaynaklarý... Hersh, bu yaþýnda (77) kendisini fena yanýltan bir kaynaða güvenmesi yüzünden aðýr eleþtirilere maruz kalýrken, Risen yönetimin yanlýþlýklarýný fâþ ettiði haberlerinde kaynak olarak yararlandýðý bir istihbarat elemanýnýn ismini vermeye yanaþmadýðý için cezaevine düþme tehdidi altýnda...

Ýkisinin maceralarýný uzaktan izliyorum...

Keþke Hersh Suriye rejimini aklama anlamýna gelecek o yazýlarý yazmasaydý...

Hep alkýþlanmýþ bir gazeteci Hersh; hem de Vietnam’daki My Lai katliâmýný ortaya çýkardýðý 1969’dan beri... Ýsrail’in nükleer silâha sahip olduðuna dair ilk ifþaatlarý o kaleme almýþtý. Son yýllarda itibarlý New Yorker dergisinde yayýmlanýyordu yazýlarý; gürültü koparan son iki yazýsý ise farklý bir yerde çýktý: London Review of Books dergisinde...

Belli ki, New Yorker’un sýk eleðinden geçmemiþti yazýlarý; o da þöhretine güvenen Ýngiliz dergisine uçuvermiþti.

Risen’ýn durumu daha ciddi. 1970’lerde Detroit’te baþladýðý gazeteciliðine Washington’da ve NYT muhabiri olarak devam ediyor ‘Jimmyboy’... Hep netameli konulara giriyor; yönetimde yer alanlarýn tüylerini havaya kaldýran konulara...

CIA’nin terörle irtibatladýðý kiþilere su iþkencesi yaptýðýný... 2003’te Irak’a saldýrma kararý verilmek üzereyken Saddam’ýn kitle imha silâhlarý bulunduðu iddiasýný seslendirenlere inat CIA’nin elinde en az 30 Iraklý bilimadamýnýn aksine tanýklýðý bulunduðunu... NSA’nin Amerikan halkýnýn yazýþmalarýný izlediðini, telefon konuþmalarýný dinlediðini, 11 Eylül’ü (2001) takip eden günlerde gizli bir programla istenen bankadan en mahrem bilgilerin alýnmaya baþlandýðýný ilk James Risen yazmýþtý.

Esas bombasý ise, ‘State of War’ kitabýnda CIA’nin ‘Merlin’ operasyonuyla ilgili ifþaatýydý. “Ýran nükleer silâh yapacak” diye yeri göðü inleten, müttefiklerinden ambargo uygulamalarýný isteyen ABD, yanýna çektiði Rus bilimadamlarýna Ýran’ýn nükleer silâh yapmasýný mümkün kýlacak bilgiler vermesini saðlýyormuþ...

Sahte bilgiler... Ancak Risen’ý bilgilendiren kaynaðý, “Bilgiler sahteydi, ama Ýranlýlar o sahte bilgilerden de yararlanmýþlardýr” görüþünü aktarmýþ...

Yönetim “Bu bilgi ulusal güvenliðe tehdit” diye mahkemeye baþvurmuþ; mahkeme de “Kaynaðýný açýkla, yoksa doðru cezaevine” kararýný vermiþ...

Aslýnda Risen’in o bilgiyi eski bir CIA ajaný olan Jeffrey A. Sterling’ten aldýðý biliniyor... Ýstenen, gazetecinin bunu kendi aðzýyla itiraf etmesi... Kaynaðýný açýklamasý...

Gazetecinin avukatlarý son baþvurularýný Anayasa Mahkemesi’ne yaptýlar, ama mahkeme davaya bakmamaya kararverdi.

Hadi bakalým...

Bizde en hassas konular bile Tayyip Erdoðan ve Ak Parti takýntýlý tartýþýldýðý için pek farkýna varan yok; oysa gidiþat dünyanýn her tarafýndaki basýn mensuplarýný ilgilendirecek vahamette. Basýn özgürlüðü konusunda ‘örnek’ gösterilen ABD’de, gazeteciler, kendilerini eskisi kadar güvende hissetmiyorlar...

Obamayönetiminde de 2001 öncesinde rahatlýkla kullanýlan özgürlüklerden bazýsý kaybettirildi... Risen’ý kaynaðýný açýklamaya zorlayan mahkeme kararý son kýsýtlayýcý geliþme...

Ne olacak, hapse girecek mi James Risen?

Beklenen o. Ancak adalet bakaný Eric Holler gazetecilere “Ben bu makamda kaldýkça tek bir gazeteci bile hapse girmeyecek” teminatý verdiði için hükümetin bir þeyler yapmasý bekleniyor...

Risen, “Girerim, ne olacak” dese de, Amerikan medyasý, hem onu takdir ettiði, hem de yol olur diye ciddi bir mücadele veriyor...

Umarým hapse girmez; Washington’a yolum düþerse ikisiyle de görüþmek isterim.