Dünya deðiþir belki Tufan'a bir gülümsesen...

14 yaþýndaki bir engelli gencin annesi oðlunu parka götürür.

Tufan’dýr oðlunun adý.

Çevrede bulunan “saðlýklý” bireylerin ya da parktaki diðer “saðlýklý” çocuklarýn anne-babalarýnýn oðluna acýyan gözlerle baktýðýný görür.

Onlara birer mektup gönderir.

O mektubu okuma anlarýný da bir gizli kamera kayýt etmektedir.

Mektup þöyledir;

“Merhaba. Bu mektubu hoþgörünüze sýðýnarak gönderdim. Bize üzgün üzgün baktýðýnýzý hissettim. Bu duruma alýþýðýz aslýnda. Sizi suçlayamam ama lütfen bir an için kendinizi bizim yerimize koyun. Çocuðumu gören herkes ya yolunu deðiþtiriyor yada üzgün bakýþlarla uzaktan izliyor. Ýsmi tufan. 14 yaþýnda. EÇADEM’deki diðer arkadaþlarý ile bugün parka geldi. Gezmeyi çok seviyor. Eminim tanýsanýz siz de onu çok seversiniz. Tufan farklý hissetmek istemiyor. Hatta yanýndan geçerken ona bir tebessüm etseniz çok mutlu olacaðýndan eminim. Çünkü ona kimse gülümsemiyor. Gerçi artýk kimse kimseye gülümsemiyor. Oysaki bir gülümseme dünyalarý deðiþtirmeye yeter.”

Bu mektubu okurken çok utanýr anne-babalar kendilerinden.

Bir kadýncaðýzýn aðladýðý görülür hatta.

Mektubu okuyan herkes Tufan’a el sallamaya, gülümsemeye baþlar.

Tufan ilk defa gülümser, baþtan beri tekerlekli sandalyesine sinmiþ olan Tufan’ýn gözlerinin içi güler.

***

Eyvallah, bir çocuðun engelli doðmasý kolay bir iþ deðil. Kimse de çocuðu engelli olsun istemez.

Ama “Aman kýz olmuþ erkek olmuþ önemli deðil, önemli olan saðlýklý olmasý” diye temenni edilir ya, iþte o duayý duyduðumda tüylerim diken diken olur.

“Niye” diyeceksiniz,

Anlatayým.

Geçtiðimiz günlerde ünlü bir yönetmenin oðlu, alkollü araç kullanýrken bir polis aracýna çarptý. Ýki çocuklu gencecik bir polis þehit oldu, ailenin ise direði yýkýldý. Ne annesi, ne eþi, ne çocuklarý, bir daha hiçbir zaman eskisi gibi gülemeyecek.

Rüzgar Çetin sapasaðlam bir genç adamdý.

Hani þu “engelli olmasýn, saðlýklý olsun” diye temenni edilenlerden.

Rüzgar 10 yýl önce bir kaza yaptý, o kazada ölen ya da  yaralanan olmadý.

Ama Rüzgar devam etti, 28 farklý trafik cezasý aldý hýzlý kariyeri boyunca.

Elbette istemezdi bir insanýn hayatýný sonlandýrmayý, hatta belki canýný yakmayý bile.

Ama ders almayarak, hatalarýný sürdürerek finalini yaptý, hem kendisinin ve ailesinin, hem de ölümüne sebebiyet verdiði Ahmet Çetin Alagöz ve ailesinin.

Rüzgar saðlýklýydý.

Engelli deðildi.

***

Engelli çocuklar en masumlarýdýr çocuklarýn.

Onlar yalan-dolan bilmez, hýrslarý yoktur.

Onlarýn en büyük zararý insanlýða, olsa olsa yemeðini yemek istemediðinde vurup devirmesidir.

Onlar kimsenin ayaðýný kaydýrmaz, kimsenin kuyusunu kazmaz.

Onlar kimsenin hakkýný yiyemez, hýrsýzlýk yapamaz. Dolandýramaz kimseyi.

Onlar para puldan da anlamaz, para için vicdanýný, karakterini satmaktan da…

Onlar ahirette, hesap gününde anne babalarýnýn hesabýný en çok hafifletecek olan evlatlardýr.

***

Þimdilerde yeni teknolojiler var týpta.

Testler yapýyorlar ve çocukta olasý bir sendrom, bir sakatlýk durumu olma ihtimali var mý, yok mu buna bakýyorlar.

Eðer olma olasýlýðý yüksek ise, doktorlarýn tabiriyle “Gebeliði sonlandýrýyorlar”.

Yani dört haftalýkken bile, bir fasülye boyundayken bile kalbi atmakta olan o mucizeyi,

Öldürüyorlar yani güzel kardeþim o dünyanýn en güzel mucizesini.

“Kusurlu bu, biz bunu beðenmedik, baþka gönder Allah’ým” demiþ olmuyor mu insan “gebelik sonlanýnca”?

Kola kapaðý mý ki bu, tekrar deneyesiniz? Sizin o yaþamýna daha doðmadan son verdiðiniz bebeðin de Rabbi deðil midir Yaratan? Sahipsiz mi zannettiniz, kimsesiz mi zannettiniz onu, onun ahýný bir þekilde almaz mý sizden?

***

Nuran Abla’yý hatýrladým þimdi.

Bir hastanede doðum servisindeki hemþire Nuran Abla,

Bir dostumun bebeðini beklerken hatrýný sormuþtum da anlatmýþtý.

“Terziydim ben aslýnda” deyiverdi de, ben “Burada ne iþin var?” deyince gözlerine yaþ doldu.

“16 sene önce hamile kaldým, kariyer hayallerim vardý o sýra, iþimi büyütmek istiyordum, planlarýmý bozacak diye korkarak aldýrdým çocuðumu, hatamýn farkýna vardýðýmda 1 yýl olmuþtu kürtaj yaptýralý. Ondan sonra 15 yýl boyunca istedik, bu sefer de Allah vermedi, ben de burada bu iþe girdim, yavrumun duyamadýðým cennet kokusunu buralarda duyayým diye.”

***

Engelli çocuklara, engelli büyüklere, engelli çocuklarýn ailelerine gülümseyin, selam verin, acýyan gözlerle deðil, yüreklendirici, cesaretlendirici “Hep gel,  yine gel” diyen gözlerle bakýn. Onlar sokaða çýkmýyor siz böyle bakmýyorsunuz diye. Onlar evlerinde hapisler, siz onlara kucak açmýyorsunuz diye. Selamýnýzý esirgemeyin, gülümsemenizden mahrum etmeyin.

Bunca kötülüðe raðmen kopmuyorsa kýyamet, bu meleklerin hatrýnadýr belki?...