Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’ýn ABD ziyareti ve Trump görüþmesi tam anlamýyla bir liderlik manifestosu, bir liderlik dersi gibi geçti.
Kararlý duruþuyla, cesaretiyle, vizyonuyla, siyasi zekâsý ve olgunluðuyla müthiþ bir liderlik performansýna þahit olduk.
Erdoðan, özellikle ortak basýn toplantýsýnda süper güç ABD’nin Baþkanýna çatýr çatýr eleþtirilerini sýraladý, Türkiye’nin tezlerini, politikalarýný, iddialarýný soðukkanlý bir þekilde dile getirdi. Ne kendi görüþlerini terk etti, iddialarýndan geri adým attý; ne de karþý tarafýn görüþlerine teslim oldu, söylenenleri sineye çekti.
Diplomasi ve müzakere iþte tam da böyle yapýlýr. Ýsterse karþýnýzdaki süper güç olsun ve isterse size muhalefet edenler küresel konsorsiyum oluþtursun. Eðer haklýysanýz ve haklýlýðýnýzý savunacak bir özgüveniniz ve cesaretiniz varsa, dünya top olup patlasa kýlýnýz kýpýrdamaz.
Erdoðan büyük bir baskýyý, müthiþ bir tazyikatý göðüsleyerek bu görüþmeyi gerçekleþtirdi. Çelik gibi iradeniz olmazsa böyle durumlarda daðýlýp gidersiniz. Erdoðan Türkiye’nin büyüklüðüne yakýþan bir liderlik sergilediði için övgüyü hak ediyor.
Önce içeridekilerin siyasi baskýlarý, “gitme, görüþme” þeklindeki çýkýþlarý…
Sonra dýþarýdakilerin, “kabul etme, görüþme” þeklindeki tepkileri…
CHP’nin baþýný çektiði müzmin muhalif bloðu ABD ziyaretini baltalamak ve gözden düþürmek için elinden geleni yaptý. Kemal Kýlýçdaroðlu son grup konuþmasýnda yine ‘mektup’ üzerinden verdi veriþtirdi. Türkiye’nin milli menfaatleri için tarihi önemdeki bir görüþmeye yönelik destek vererek milli duruþ sergileyeceðine, kendi evini ateþe veren bir sorumsuzluk sergiledi.
ABD’deki Türkiye karþýtý cephenin gemi azýya aldýðýný, çok hýrçýn ve seviyesiz bir þekilde Erdoðan’a yüklendiðini ve görüþmeyi sabote etmeye çalýþtýðýný gördük.
Türkiye karþýtlýðýnýn ‘milli marþ’ gibi hep bir aðýzdan seslendirildiði bir ortamda Erdoðan’ýn ABD’ye gitmesi büyük bir cesaret örneðidir.
Erdoðan içeridekileri de dýþarýdakileri de boþa düþürecek, bozguna uðratacak, aðýzlarýnýn payýný verecek bir siyasi liderlik ortaya koydu.
FETÖ konusunda ABD baþkanýnýn yanýnda söyledikleri kolay yutulacak þeyler deðildi…
PYD, Abdi Þahin ve teröre destek verme konusundaki eleþtirileri kolay hazmedilecek þeyler deðildi…
Kameralarýn önünde senatörlerin sorularýna maruz kalmasýna raðmen, ezber bozan çýkýþlar yapmasý, özgüvenle kendi haklýlýðýný dile getirmesi kolay bir iþ deðildir.
Erdoðan hiçbir zaman olmadýðý gibi son ABD ziyaretinde de ezik, alttan alan, yutkunan, yaranmaya çalýþan bir tavýr içine girmedi. Karþýsýndaki tazyikat ne kadar büyük olursa olsun ezilmedi, eðilip bükülmedi.
Defansif deðil ofansif bir edayla dik durdu, müzakere yapmanýn en dirayetli þeklinin nasýl olduðunu bütün dünyaya gösterdi.
Görüþmenin somut çýktýlarý, sonuçlarý, yansýmalarý ileriki günlerde tartýþýlacaktýr. ABD basýnýna göre de Erdoðan istediðini aldý.
Herkesin felaket tellallýðý yaptýðý ve kýyamet senaryolarýnýn konuþulduðu böyle zor zamanlarda zararý ekarte etmek baþlý baþýna büyük kardýr. Ama Türkiye zararý önlemenin ötesinde kendi beklentilerini ve taleplerini karþýlayacak somut kazanýmlar da ele etmiþ görünüyor.
Baþkan Trump’ýn da hayranlýk belirttiði Erdoðan’ýn en azýndan içeride de sergilediði liderlik açýsýndan olumlu ele alýnmasý abartý olmayacaktýr.
