Baþkan Erdoðan'ýn evvelki gün, Ýmam-Hatip Kurultayý'nda yaptýðý konuþmada, çok net olarak, özellikle komþu ülkelerle iliþkileri daha da güçlendirmek ve saðlýklý zeminlere kavuþturmak yolundaki çabalarýn gerekliliðine ve 'Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý' üyesi ülkelerin de birlikte hareket etmek konusunda üzerlerine düþen büyük sorumluluða ve böylece, emperyalizmin uzun vâdeli planlar peþinde olduðuna da zýmnen dikkat çekmiþ oluyordu.. Çünkü, emperyalist güçler, hele de Müslüman coðrafyalarý ve halklar söz konusu olunca, nasýl bir 'topyekûn savaþ' anlayýþýyla ve birlikte hareket ettiklerini sergilemekte hiç ihmalkâr davranmýyorlar.
Açýktýr ki, bu emperyalist saldýrýlar karþýsýna da bütün Müslüman toplumlarýn, 'Nerede zulüm varsa, orada cihad gereklidir ve cihadýn olduðu yerde de, biz Müslümanlar tek millet olarak varýz..' inanç ve mantýðýyla hareket edebilmeleri gerekiyor. Oksa münferiden her toplum, sadece kendi coðrafyalarýndaki varlýklarýný korunamaya ve kurtarmaya aðýrlýk verirlerse, bu büyük emperyalist saldýrýyý daha baþtan kaybetmiþ olurlar. Ve bugünkü durumumuz büyük çapta böyledir..
Siyonist Ýsrail çetesi de, biz dünya Müslümanlarýnýn bu parça-bölüklüðünden faydalanýyor ve sýnýrlarýný her gün yeni coðrafyalara doðru kaydýrmak, geniþletmek peþinde.. Bunu gizlemiyorlar da..
*
Ýsrail karþýtý protestolarda, bir baðýmsýz Filistin Devleti tesis olunmasý için, 'Nehirden denize...' sloganlarýnýn yükseltildiði günlerde, Netnayahu, 'Bu, tam da bizim istediðimiz þey..' demiþti.. Çünkü, o slogan, Siyonist rejimin, ayný yerlerde ve ilk merhalede düþündüðü sýnýrlarý da ifade etmiþ oluyordu.. ('Nehirden denize...' denilirken, Batý Þeria'dan, -yani Þeria Nehri'nin batýsýndan taa Akdeniz'e kadar..' denilmek isteniyordu..)
Ve elbette daha da ilerisine.. Çünkü, Yahudiler, 'Arz-ý mev'ûd/ vaad edilmiþ topraklar' þiarýný bir inanç umdesi olarak asýrlarca tekrarlamýþlardý. Ve, o 'Arz-ý mev'ûd'un sýnýrlarý, 'Nil'den Fýrat'a kadar..' denilen coðrafyalarý içine alýyordu. Ama, bazýlarýnca, bu coðrafyanýn çok da büyük olmadýðý , Mýsýr'da Nil'in doðusundan Suriye'de Fýrat'ýn batýsýna kadar hayal edildiði sanýlýyordu.
Halbuki, Nil'in ilk kaynak noktasýndan denize döküldüðü yerle, Fýrat'ýn doðduðu Anadolu'dan denize döküldüðü Basra Körfezi'ne kadar, Afrika'nýn ortasýndan
Anadolu coðrafyasýnýn ilgili bölümlerine kadar, geniiiþ bir coðrafya..
*
Bu olur mu, olmaz mý? Bu yerleri elinde tutabilmesi için, bugün bütün dünyadaki sayýlarý 25 milyon kadar olan Yahudilerin, 100'lerce milyonluk bir nüfusa sahib olmasý gerekir.. Ama, Theodor Herzl'in 1897'de Basel'de tertip ettiði ilk 'sionizm' kongresi için, 600 kadar bastýrdýðý 'Yahudi Devleti' isimli kitabýndan bile ancak 160 kadarýný satabildiði belirtilir.. O zaman bir hayal olarak görülen 'sionist devlet' ideali, 50 yýl sonra gerçekleþiyordu..
Hele de, bugün, bütün emperyalist güçlerin desteðini almýþ olarak, daha bir frensiz hareket ediyorlar. Her ne yapsalar, emperyal güç odaklarý, Yahudilerin , kendi varlýklarýný koruyabilmek adýna, 'HERÞEY'i yapabileceklerine cevaz veriyorlar.. Yeter ki, Hristiyanlarýn da hükmetmesine zemin hazýrlayan Müslüman coðrafyalarýnda kalsýnlar.
Nitekim, Amerikan emperyalizmi, 'Siyonist Ýsrail çete rejimi'nin bütün iþgal tasarruflarýný, cinayetlerini, zorbalýk ve barbarlýklarýný, 'varlýðýný korumak için 'en tabiî bir meþru müdafaa hakký' olarak görüp alkýþlýyor ve uluslararasý hukuk kurallarý filan demeden, o 'oldu-bitti'leri resmen tanýdýðýný açýklýyor; iþgal altýndaki Kudüs'ü, Ýsrail rejiminin baþkenti olarak kabul ettiðini göstermek için büyükelçiliðini Tel-Aviv'den Kudüs'e taþýyor; Amerikan eski baþkaný Trump da 'Haziran-1967 Savaþý'ndan sonra Siyonist Ýsrail'in iþgaline uðrayan -Suriye'nin su ve buðday ambarý olarak bilinen- 'Golan Tepeleri'nin, 50 yýllýk bir iþgalden sonra artýk Ýsrail'e aid olduðu'nu aðzýndan ilân ediyordu. Yani, zorbalýk, Amerikan gücüyle uluslararasý hukuk adýna 'de facto' bir hak olarak görülüyor.
*
Bunun içindir ki, Erdoðan da Hamas'ýn mücadelesinin ayný zamanda Türkiye'nin ve bütün bölge ülkelerinin de savunmasý demek olduðunu söylerken, bu global emperyalist saldýrýnýn tarihî hesaplarýna da iþaret etmiþ oluyordu. Evet, Müslüman coðrafyalarý, global bir 'Siyonist Yahudi +Haçlý Hristiyan Ýttifaký'nýn saldýrýlarý karþýsýnda..
*
'
Ama, Müslümanlar arasýnda niceleri, hâlâ konuyu sadece 'Siyonist Ýsrail rejimi' olarak görüyorlar. Halbuki, 7 Eylül 2024 günü Reuters Ajaný'nýn bültenlerinde 'Türkiye'nin Erdoðan'ý Ýsrail'e karþý Ýslâm ittifaký çaðrýsýnda bulundu' baþlýðý altýnda -özetle- þöyle diyordu:
ÝSTANBUL (Reuters) - Türkiye Cumhurbaþkaný Tayyib Erdoðan, Cumartesi günü yaptýðý açýklamada, Ýslam ülkelerinin Ýsrail'den gelen "artan yayýlmacýlýk tehdidine" karþý bir ittifak oluþturmalarý gerektiðini söyledi(...) Ýstanbul yakýnlarýnda bir Ýslami Okullar Derneði etkinliðinde konuþan Erdoðan, "Ýsrail'in kibrini, Ýsrail haydutluðunu, Ýsrail devlet terörünü durduracak tek adým, Ýslam ülkelerinin ittifakýdýr" dedi. (...)Ýsrail Dýþiþleri Bakaný Ýsrael Katz ise, yaptýðý açýklamada, Erdoðan'ýn sözlerinin "tehlikeli bir yalan ve tahrik" olduðunu belirterek, 'Türk liderin bölgedeki ýlýmlý Arap rejimlerini zayýflatmak için, yýllardýr Ýran ile birlikte çalýþtýðýný' söyledi.'
Evet, Reuters'in þu kýsa haber-yorumundan bile, Baþkan Erdoðan'ýn, 'Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý' üyesi ülkelerin sorumluluklarýný hatýrlatmasý ve birlikte hareket etmek çaðrýsý yapmasýndan, kimlerin nasýl tedirgin olduðunu ve Ýslam Milleti olarak 'ne'ye muhtaç olduðumuzu daha iyi anlayabiliriz..
*
Þimdi, Tayyib Bey'in dile getirdiði bu ikaz ve verdiði alârm iþaretleri, Arap rejimleri tarafýndan da anlaþýlmaya baþlanmýþ gibi gözüküyor. Geçen yýl, Arab Birliði Zirvesi'ne Tayyib Erdoðan'ýn davet olunmasý ilginç bir geliþmeydi. Þimdi de Arab Birliði ülkeleri Dýþiþleri Bakanlarý'nýn Kahire'de yapacaklarý toplantýya Hakan Fidan'ýn da dâvet edilmesi, son derece önemli bir geliþmedir.
*
Arab toplumlarýnda ve kezâ, 200 milyon nüfusu aþkýn 'Türk Devletleri Birliði' üyesi ülkelerin Türkiye dýþýndakilerde de, Filistin konusunda gözlenen, 'üzerlerine ölü topraðý' serpilmiþlik halinin bir silkinmeyle son bulmasý gerçekleþir; inþaallah.. Çünkü emperyalist entrika ve saldýrýlarýn gücünü ve dengelerini ancak, bütün dünya Müslümanlarýnýn böyle bir toplu davranýþý, bozabilir.
*