Dünya tarihi böyle bir þerefsizliði yazmadý

Sözlükler yeterli olmaz böyle bir adiliðe, þerefsizliðe taným bulmaya... 16 Temmuz Cumartesi günü Cumhurbaþkaný’mýz Recep Tayyip Erdoðan’ý evinin önünde karþýlayan binlerce kiþinin arasýndan geçerken bir yandan da gazeteye yazacaðým yazýyý düþünüyordum. Kelimeler, bildiðimiz kavramlar, hafsalamýz böylesine adiliði, alçaklýðý, þerefsizliði algýlayamýyor. Adýna paralel çete denen silahlý terör örgütü harekete geçiyor. Bir ülkenin parlamentosu, Cumhurbaþkanlýðý Sarayý, istihbarat kurumlarý o ülkenin normalde o kurumlarýnýn emrinde olmasý gereken memurlarý tarafýndan bombalanýyor. Ýnsanlarý tankla eziliyor.  Kurþun sýkýlýyor sivil halka... Bunu nasýl anlatýrsýnýz, kelimeler kafi gelir mi isyanýnýzý, öfkenizi, lanetinizi anlatmaya... Hiç konuþmayýp, barikata koþmak tek yoldur. Sokaklara akan insan seline katýlýp, sokaða çýkma yasaðý acziyetini fýrlatýp atmak tek çare... Bazý durumlarda yanýt, söz deðil, bir yumruktur. Ama hem bir gazete yazarlýðý, üstelik Cumhurbaþkaný’mýzýn ekibinde yer almak teveccühüne mazhar olmanýn sorumluluðuyla bakýlýnca anlatacak kelimeler bulmanýz zorunlu hale gelir...

Gerçeklikten fersah fersah uzaklaþýlan anlar... Bu yazýyý yazarken o kabus dolu saatlerin üzerinden henüz 24 saat bile geçmemiþti. Ancak dünya tarihinde görülmemiþ bir alçaklýk örneði sergilenmiþ ve ülkenin Meclisi bombalar altýnda darmadaðýn edilmiþti. Cumhurbaþkanlýðý Sarayý, milletin evi, bombalar altýnda býrakýlmýþtý.

Hedef ülkenin bekasý, bütün deðerleri, biriktirdikleri, lideri... Her þeyimiz hedef alýndý. Alçakça, sinsice... Kahpece... Hedef Cumhurbaþkaný’mýz idi.

Ve dýþarýdan iþbirlikçilerini de bularak. Belki de o iþbirlikçilerinin gönüllü taþeronlarý olanlar onlar.

Ýçeriden bulduklarý iþbirlikçileri kadar, dýþarýdan kendilerine göz kýrpan dost bildiklerimiz. Þimdi yaralar taze... Ama kimin ne dediði, hangi yorumu yaptýðý tek tek kayýt ediliyor. Demokrasi nutuklarý atanlarýn “bir dönem omuz omuza çalýþtýklarý” kahpelerle perde arkasýndan kurduklarý ittifaklarýn kokularý yayýldý ortalýða... Þimdi bu analizler için çok erken. Ama milletimiz her þeyin farkýnda.

15 Temmuz gecesi ortaya kocaman bir gerçeklik çýktý. Sokaklara dökülerek, darbeyi  engellemeye çalýþan kitleler, saat baþý okunan ezanlar, selalar ve umudumuzun en tükendiði anda telefondan yansýyan görüntüsüyle, verdiði mesajlarý ile milyonlarý kucaklayan liderimizin, babamýzýn Cumhurbaþkaný’mýzýn varlýðý...

Allah’ýn yardýmý ve birliðimiz...

Bu gerçeklik bir kez daha teyit edildi...

Bundan korktuklarý için havaalanýna liderini karþýlamaya giden kalabalýðýn üzerinden alçak uçuruyorlar jetlerini. Ülkenin liderini bu þekilde hedef alýyorlar. Daha da ileri gidiyorlar. Cumhurbaþkanýnýn, ailesiyle tatil yaptýðý oteli bombalýyorlar. Beþ dakika önce heyet ayrýlmýþ otelden. Ýki Cumhurbaþkanlýðý korumasý þehit düþüyor. Vurmaya, yok etmeye geliyorlar. Sinsice, pusu kurarak.

Sokaklar, engelliyor alçaklýðýn hedefe ulaþmasýný.

Millet, liderini etten duvar olarak koruyor. Koruyacak... Hainler pahalýya ödeyecekler. Öylesine hesap verecekler ki, tarih kitaplarý böyle bir hesap vermeyi bir daha yazmayacak.