Dünya tersine döndü

Bilinen kavramlarý hýzla sorgulamayý gerektiren bir dönem yaþanýyor. Demokrasi, daha doðrusu liberal demokrasi bile yeniden tanýmlanmaya muhtaç hale geldi. Çok deðil, 2000’li yýllarýn baþýnda, özellikle de Arap kalkýþmalarý sýrasýnda halk hareketleri-liberal demokrasi ikilemi tartýþýlmýþ, ardýndan bir dizi ülkede geliþmelerin arka arkaya yaþanmasýnda sosyal medya-demokrasi iliþkisi üzerinde kafa yorulmuþtu.

ABD’deki baþkanlýk seçim sürecinde, özellikle Trump’ýn yöntemi kast edilerek popülizm, toplumsal duygularýn kanýrtýlmasý üzerine inþa edilen siyaset ile demokrasi kavramlarý yan yana getirilmiþ, sonunda Trump’ýn kazanmasýyla da “tvitokrasi” teriminde karar kýlýnmýþtý.

Eskiden hayat kolaydý. Liberal demokrasi, sosyalist demokrasi, geliþmekte olan demokrasi der; bu sýnýflara girmeyenleri de demokrasi dýþý rejimler olarak tasnif edebilirdik. Oysa bugün tvitokrasi, en geliþmiþ demokrasiler için örneðin ABD ve Almanya gibi ülkeler için kullanýlabiliyor. Üstelik eskiden demokrasinin türü ile uygulanan ekonomik model arasýnda bað kurar ve sebep-sonuç iliþkisini de pek rahat açýklayabilirdik.

Avrupa’dan örnekler

2. Dünya Savaþý’ný izleyen dönemde örneðin Batý Almanya demokrasisinde aþýrý milliyetçi partilerin faþizme yol açacaðý gerekçesiyle açýlmasý engellenirken, bugün Nazi Almanya’sý döneminde kurulmuþ aþýrý sað NPD’nin kapatýlmasýna yönelik 2013’te açýlan dava Anayasa Mahkemesi’nce reddediliyor.

Benzer biçimde, AB’nin üye ülkelerdeki demokratik geliþmelere en duyarlý davranan, Avrupalýlýk kavramýný ve Avrupa vatandaþlýðýný en fazla savunan Avrupa Parlamentosu’nun baþkanlýðýna, Ýtalya’nýn skandallarla anýlan ve sonunda hapis cezasýna çarptýrýlan eski Baþbakaný Berlusconi’nin yakýn arkadaþý Antonio Tajani seçiliyor. Berlusconi, epeyce saðda yer alan Forza Ýtalya partisinin baþkanlýðýný yapmýþ, 2008’deki seçimlere de neo-faþist Ulusal Ýttifak ile partisinin birleþtirildiði Özgür Halk Partisi ile gitmiþti. Arkadaþý Tajani de, Hristiyan Demokratlarýn desteklediði aday olarak Parlamento baþkaný oldu, Sosyal Demokratlar kaybetti.

Avrupa Parlamentosu baþkaný böyle olursa, Avrupa Komisyonu baþkaný nasýl olur diye düþünmemek mümkün deðil.

Dünya’dan örnekler

Dünya gidiþatýnda ortaya çýkan tuhaflýklara fazlasýyla örnek bulmak mümkün. Durum, Davos’ta yapýlan Dünya Ekonomik Forumu’nun da gündeminde. Nasýl olmasýn? ABD, kapitalizmin kalesi olarak bilinen ülkenin yeni lideri, bir tür yeni merkantilizmi savunuyor; hangi yabancý þirketin nereye yatýrým yapacaðýna karýþýyor, Alman otomotiv devleri Latin Amerika’ya yatýrým yaparlarsa çok fena vergiler getireceðini söylüyor. Buna karþýlýk büyük ölçüde merkezi planlamaya dayalý ekonomiye sadýk kalan Çin’in devlet baþkaný, küreselleþmeyi savunuyor.

Trump’ýn skandallara yol açacaðý iddia edilen kasetleri olup olmadýðýný, baþkanýn onurunu korumakla yükümlü kurumlar deðil Putin açýklýyor; yok öyle bir þey diyor. Üstelik söz konusu iddialarýn ABD’de Trump’ý hazmedemeyen “derin” yapýlarýn iþi olduðunu açýklayan da yine Rusya oluyor.

Diðer ve yaþamsal bir örnek de bölgemizden verilebilir. DEAÞ’a karþý mücadelede NATO üyesi olan Türkiye’nin uzun zamandýr müttefiklerini aktif iþbirliðine çaðýrdýðý, askeri destek istediði ortada. Batýlý müttefikler nazlý nazlý kýpýrdanmaya hazýrlanýrken, Rusya tarihte bir ilk olarak Türkiye ile ortak operasyon yapýyor.

Tüm bu geliþmeler iki duruma iþaret ediyor. Ya kendimizi yeni duruma uyarlayacaðýz ya da bunlarýn “eski”yi geri çaðýrma gerekçesi olduðunu düþünüp ona göre tavýr alacaðýz.