Türkiye son 70 yýlýn dengesiz ve eþitliksiz iliþkilerine karþý çýkýyor.
Dünyada ‘sistem’ diye dayatýlan kaos ve kargaþa, küçük bir yüzde dýþýnda kimseyi memnun etmiyor. Mevcut yapý dengesizlik, ekonomik kriz, savaþ, göç, siyasi çözümsüzlük ve istikrarsýzlýk üretmeye baþladý.
Hakka, hukuka ve adalete uygun eþitlikçi bir sistem için Türkiye yýllar önce sesini yükselttiðinde, günümüz geliþmelerinin çoðu görünürde yoktu. Halen Türkiye, tarihin haklý ve doðru tarafýnda durup, dünyaya adalet ve eþitlik çaðrýsý yapmayý sürdürüyor.
Artýk Türkiye, ABD’yi, NATO’yu ve AB’yi samimiyet ve dürüstlük sýnavlarýna davet etmektedir. Gelinen noktada, iliþkilerdeki boþluklar, dengesizlikler, çifte standartlar, önyargýlar ve yapay söylemler fark edilmiþtir. Gelinen nokta, ezbere tekrarlanan süslü sözlerle gerçek niyetlerin ve uygulamalarýn çeliþtiði noktadýr.
An itibarýyla, ittifak denen yapýlarýn önemli çýkar ayrýþmalarý taþýdýðýný fark ettik. Ýttifak içinde çýkar çatýþmasýnýn olmamasý gerekirken, muhataplarýmýz sayesinde bu da oldu. Þimdi çýkarlar çatýþtýðýnda ortaya çýkan gerçeklerin muhasebesini yapmaktayýz.
Zaman, ittifaklarýn eþit haklara sahip üyelerden mi, yoksa muhtelif sýnýflara ayrýlmýþ, eþitliksiz gruplardan mý oluþtuðunun anlaþýlmasý için ideal bir zamandýr. Zaman, ezbere dost-düþman ya da iyi-kötü tanýmý dýþýnda ‘ulusal çýkar’ tanýmýnýn öne çýktýðý zamandýr. En temel formülle: Ülkelerin dostu-düþmaný yoktur, çýkarlarý vardýr.
Yaþanan çalkantý, Türkiye’nin ikinci sýnýf muameleyi reddetmesinden, eþit ve saygýn muamele görmek istemesinden kaynaklanýyor. Türkiye’nin bu mücadelesi, dünya sisteminin kenarýnda köþesinde kalmýþ ve mevcut durumdan zarar gören bütün mazlumlar için de çaredir. Üstelik dünyada bu mazlumlar çoðunluktadýr.
Parasal sistem daha da bozuk
Yalnýzca uluslararasý siyasi sistem deðil, uluslararasý para sistemi de bozuk. Kur dalgalanmalarý, ekonomik saldýrýlar, piyasa ataklarý, uluslararasý para sisteminin bozuk yapýsýný daha da belirginleþtirdi. Hayaller ve algýlar üzerine kurulu ekonomik yapý, 2008 kriziyle çöktü. Yerine aklý baþýnda bir yapý gelmesi gerekirken, eskiden farklý olmayan, sadece Trump etkisiyle daha da bozulan bir gariplik baþladý. Trump, siyasi amaçlý ancak ekonomik mantýðý olmayan bir ticaret savaþý baþlattý. Yaptýklarý ABD’ye de çare deðil.
ABD’nin uluslararasý para sistemini altýn standardýndan çýkartýp, dolarý enflasyon ve kaðýda boðduðu 1971’den beri dünya ekonomisi dalgalanýp duruyor.
ABD o zaman, dolarý Suudi Arabistan üzerinden resmi petrol para birimi yaparak, finansal üstünlüðü sürdürmüþtü. Petrol ve enerji piyasasýndaki dolar hakimiyeti, uluslararasý bankacýlýk sistemininin SWIFT sistemine baðlanmasýyla, perçinlendi. Petrol, gaz, enerji alýnacaksa dolarla, bir yerden bir yere para gidecekse, Swift ile... Ýkisinin de kontrolü ABD’de.
Sýnýrsýz para basýlabilmesi ve bankacýlýk sisteminin yapay yollarla kaynak yaratabilmesi, son 40 yýldýr finansal sistemi likidite bolluklarý ile likidite darlýklarý arasýna sýkýþtýrdý. Para-likidite bolken ülkelerin ekonomisi ve maliyesi açýk veriyor, bolluk süresi uzadýkça dengesizlik artýyor ve para sýkýþýnca, ülkeler sýkýþýyor, kriz baþlýyor.
Altýna dayalý sistemde ülkeler arasýndaki dengesizliði, altýn stoklarý iyi-kötü dengeliyordu. Açýk veren ülkenin altýn stoku ve likiditesi azalýyor, altýn ve likidite, fazla veren ülkede bollaþýyordu. Günümüz dünyasýnda altýn stokunun ekonomileri taþýyacak kadar çok olup olmadýðý, kontrollü enflasyonun faydalarý tartýþýlabilir.
Burada önemli olan altýn deðil, kurala ve çapaya baðlý bir uluslararasý para sisteminin kurulmasýdýr. Altýn yerine daha modern bir çapa sistemi mümkündür. Ancak mevcut sistemden faydalananlarý bu deðiþime ikna etmek çok zordur.
Ve deðiþim gereði, anlaþýlan, uluslararasý sistem krizleriyle kendini gösterecek. O yüzden ‘Türkiye’de olan, Türkiye’de kalmaz’, deniyor. Makul oranda borca sahip Türkiye’ye yüklenenler, iflas durumundaki ülkeleri ne yapacaklar ? Yunanistan düzeldi mi ? Ýtalya Ýspanya Portekiz’in elleri yürekte deðil mi ? Euro ortadan kalkmadan, bu ülkelerin sorunu bitmeyecek. Kontrolsüz Brexit’in, sterline getireceði riskleri unutmayalým... Yani kriz sadece geliþen ekonomilere mahsus deðil. Geliþmiþ ve borca batýk büyük ekonomilerin krize girmeme garantisi yok. Hatta sýra onlara geliyor.
Evet… Karþý denge oluþturalým
Donald Trump’ýn hedefi olan Almanya ve AB’nin, jeostratejiyi hatýrlayýp Türkiye ve Rusya’yý yeniden keþfetmelerini bekliyorduk. Geçen hafta bu oldu. Hatta AB, Türkiye’ye daha da yakýn duruyor.
Ayný AB, ABD’den uzak bir hayatýn planlarýný da yapmaya baþladý. Planlar kýsa vadede Ýran’a odaklanýyor. Yeni pazar ve enerji kaynaðý arayýþýndaki AB ve Almanya, ABD’ye raðmen Ýran ekonomisinden kopmak istemiyor. Peki ABD engeline takýlmadan Ýran ile ticaret sürebilir mi ? Bunun için Ýran’a mal akýþýnýn ve para giriþ-çýkýþýnýn sürmesi gerek.
Almanya Dýþiþleri Bakaný Maas, yeni bir formül önerdi: ABD kontrolü dýþýnda yeni bir uluslararasý para ödeme sistemi geliþtirelim, IMF’ye alternatif Avrupa Para Fonu kuralým ve alternatif Swift sistemi oluþturalým.
2. Dünya Savaþý sonrasý siyasal sistemi Trump zaten daðýttý. O sistemin ekonomik ayaðý olan IMF-Dünya Bankasý yapýlanmasýný da, Almanya Dýþiþleri Bakaný daðýtýyor. Zaten biri olmazsa, diðeri de olmaz.
Gerçi bu radikal önerilerin Baþbakan Merkel’in onayýndan geçmediði, koalisyon ortaðý Sosyal Demokrat Parti üyesi dýþiþleri bakanýnýn kendi görüþü olduðu sonradan açýklandý. Merkel, ABD ile iliþkilerin faydasýný anlatmaya baþladý.
Aslýnda Merkel de Trump ABDsi ile uzun yol olmadýðýný biliyor, ancak son sözü Almanya’nýn söylemesini istemiyor ve kapýyý aralýk býrakýyor.
Dýþiþleri Bakaný Maas ise ‘ABD kýrmýzý çizgileri geçtiðinde Avrupa’nýn karþý denge oluþturmasýný’, Dünyada ABD’nin çekildiði yerleri Avrupa’nýn doldurmasýný istiyor. Ayrýca ABD’nin ‘AB’yi yok sayarak AB’ye zarar verecek adýmlar atmasýna’ tepki gösteriyor. Bakan, Avrupa ile ABD’nin dengeli bir ortaklýk sürdürmesini istiyor.
Demek, ABD adýmlarýnýn zararýný gören, dengesizlik ve adaletsizlik yaþayýp buna itiraz eden, sadece Türkiye deðil. Avrupa ile ABD’nin çok ayrýcalýklý, pek özel ve düþman çatlatacak kadar yakýn iliþkilerinde bile ‘kýrmýzý çizgi’ sorunu olduðunu duymak, hayli eðlenceli. Kýrmýzý çizgilere saygý duyulmamasý, dengesiz iliþki, keyfi uygulamalar Türkiye’nin Batý ile iliþkilerinde son 70 yýlýn sorundur. Almanya böyle bir sorun olduðunun farkýna yeni varmýþ.
Bana ‘Efendim’ dediler...
Trump Amerikasýnýn sözlüðünde ‘müttefik’ kelimesinin olmadýðý, son dönemde çarpýcý örneklerle sergileniyor. Þaþýran sadece Türkiye deðil. Mantýksýz saldýrýlara hedef olan sadece Türkiye deðil.
Trump 11-12 Temmuz NATO zirvesinde ‘‘Türkiye hariç...’’ deyip bütün diðer ülkelere yüklenmiþti. O zirvede yaþananlarý, önceki gün bir mitingde kendi yorumuyla anlattý: Zirvede ABD’nin NATO’dan çýkabileceðini söylemiþ.
Kendi aðzýndan aktaralým. Yorumlarýmýz da parantez içinde:
‘NATO üyelerinin borçlarý konusunda ýsrarcý oldum (Öyle bir borç yok, ancak Trump’ý düzeltmek mümkün deðil)
Toplantýda bir lider bana ‘Efendim - Sör’ diye hitap etti. Bana Efendim dendi, saygý gösterildi. (En basitinden bir nezaket hitabýný vurgulama ihtiyacý duyacak kadar reklam hastasý)
Bu lider ‘Sör, NATO’ya borcumuzu ödemezsek, NATO’dan çýkmayý düþünür müsünüz ?- diye sordu. (Sorunun mantýðý yok. Ama Trump öyle anlattý. Ancak esas vurgu, NATO’dan çýkýþ ihtimali)
Trump devam ediyor: ‘Verdiðim cevaptan nefret ettiler. Dedim ki -Evet, NATOdan çýkmayý düþünebilirim-... Hayýr çýkmam, sizi terk etmem. Sizi her zaman korumaya söz veririm-desem, borçlarýný asla ödemezlerdi. O yüzden -Evet sizi terk ederim- dedim. Sonra da hepsi ellerini ceplerine atýp milyarlarca dolarlýk çekleri yazmaya baþladýlar...
Olayý, kendi hayallerini katarak anlatmýþ. Ancak gerçek olan: NATO’dan çýkma tehdidi... ABD Baþkanýnýn ciddiye almadýðý NATO’yu kim ciddiye alsýn ?