Dünyanýn bir çok yerindeki kamplaþma ve bölünmelerin çok büyük acýlara yol açan sonuçlarý olduðuna kuþku bulunmuyor. Ukrayna’da örneðin Rusya yanlýlarýyla Batý yanlýlarýn mücadelesi, ülkenin neredeyse Dinyeper ýrmaðýnýn doðusu ile batýsý arasýnda bölünmesine yol açacak bir aþamaya geldi. Ýktidardaki Rusya yanlýsý Yaukoviç ile muhalefette bulunan ve tutuklu lider Timeþenko yanlýlarýnýn mücadelesi, gerçekten Ukrayna’nýn daha iyi yönetilmesine yönelik bir kavga mý yoksa Rusya ile Batý dünyasýnýn stratejik mücadelesinin bir tezahürü mü belli deðil.
Ülke içinde oy kullanan kiþiler muhtemelen kendi geleceklerini ve yaþam koþullarýný sorgulayarak oy kullanýyorlardýr, ancak esas saflaþmanýn Ukrayna’nýn hangi dünyaya ait olacaðýyla ilgili olduðu söylenebilir.
Gürcistan ve hatta Libya’da bile ayný biçimde yaþanan kavgalar sonunda ülkeler fiilen ikiye bölündü; o ülkelerde yaþayan insanlar kendi alanlarýnýn mücadelesini verirlerken bu süreci paylaþým olanaðý olarak deðerlendirenler de her bir parçanýn hangi dünyaya daha yakýn olacaðý üzerinden hesap yaptýlar.
Ayrýlmak ve seçmek
Örnek sayýsýný çoðaltmak mümkün. Ýskoçya, Birleþik Krallýk’tan ayrýlmak istiyor. Birleþik Krallýk iradesini reddeden Ýskoçlar, nasýl bir dünyaya ait olmak istediklerini ise AB sürecine üyelik tartýþmalarýyla ifade ediyorlar. Bir kýsým Ýskoç, Birleþik Krallýk üye olduðu için otomatik olarak ona ait bir parçanýn da AB üyesi olduðunu, ayrýlmýþ olmasýnýn bu durumu deðiþtirmeyeceðini savunuyor.
Bu istek, esas olarak AB dýþýnda kalma korkusunun ifadesi olarak görülebilir. Ancak AB ülkeleri, baþkalarýna da emsal oluþturur korkusuyla bu yaklaþýmý reddediyor ve Ýskoçya’nýn aday ülkeler kuyruðuna girmesi gerektiðini ileri sürüyorlar. Kýsacasý AB, Ýskoçya’nýn Ýngiltere gibi AB’nin dýþýnda kalmayý tercih eden bir ülke mi olacaðýný yoksa Avrupa aidiyetine sadýk mý kalacaðýný görmek istiyor.
Deðiþen dünyada her ülkedeki siyasi aktörler, ülkeyi yönetme biçimlerini ortaya koyarlarken aslýnda hangi tür ülkelere daha yakýn bir pozisyon alacaklarýný, hangi tür stratejik tercihleri yaptýklarýný, kýsacasý Rusya ya da Çin gibi otoriter dünyaya mý yoksa ABD ve AB gibi liberal dünyaya mý ait olacaklarýný ifade etmekteler. Sorun, ülkeleri iki ayrý kanada çekenlerin bulunduðu yerlerde ortaya çýkýyor ve buralar ya fiilen bölünüyor ya da kanlý iç savaþlar, soykýrýmlar ve insanlýk suçlarý iþleniyor.
Ayrýþmak ve seçememek
Bu çerçevedeki listeye Lübnan, Yemen gibi Ortadoðu ülkeleri eklenebileceði gibi Özbekistan gibi kararsýz Orta Asya ülkeleri de katýlabilir. Ancak en çarpýcý örneðin Suriye ve Burma olduðu söylenebilir. Suriye’de rejim yanlýlarýnýn nasýl bir dünyaya ait olmak istedikleri açýk, ancak anlaþýldýðý kadarýyla muhalif gruplar henüz dünyadaki varoluþ biçimlerini, müttefiklerini ve stratejik tercihlerini yapamamýþlar. Talep ettikleri, muhtemelen Rusya-batý yanlýsý ayýrýmýna uygun deðil ve bu nedenle de kazananý olmayan bir savaþým sürüyor. Burma’da da benzer bir durum var ve Budistler ile Müslümanlar arasýndaki anlaþmazlýðýn ulaþtýðý boyut, Müslümanlarýn soykýrýma uðramasýna kadar uzanmýþ durumda.
Burma yönetimi gerçekten çaresiz mi yoksa katliamlarda taraf mý sorusu artýk pek sorulmuyor; sorulan soru bu katliama engel olacak önlemlerin uluslararasý alanda neden alýnamadýðýyla ilgili.
Önlem alýnamamasýnýn nedenlerinden birisi, Burma yönetiminin ülkeyi kimin safýnda tuttuðunun açýk olmasý, ama diðer gruplarýn tercihlerinin ya açýk olmamasý ya da beklenen tercihe karþýlýk gelmemesi.
Ülkelerdeki sert kamplaþmalarýn içeriði, küresel referanslara bakýlarak anlaþýlabiliyor ve anlaþýldýðý ölçüde taraflarýn eðilimleri þeffaflaþabiliyor. Bizdeki kamplaþmalarda ise taraflarýn kendilerini dünyanýn neresinde görmek istedikleri açýk deðil ve bu da hayra alamet deðil.