Her yýlýn eylül ayýnda, BM'nin New York'taki merkezinde Genel Kurulu yapýlýr. Üye bütün devletler en üst temsilcileriyle katýlýrlar kurula. Medyanýn da ilgi odaðýdýr BM'nin bu mutat toplantýsý. Her yýl bir temayla toplanýr ve dünyadaki sorunlarýn müzakere edildiði bir platform iþlevi görür. Ülke liderlerinin dünyaya mesaj verebilmeleri için iyi bir fýrsattýr. Medya ise 'derbiye' odaklanýr, '5 büyükler' ne diyor ona takýlýr.
Dünyanýn en geniþ çatý kurumunun bu ihtiþamlý genel kurulu, ne yazýk ki kendisiyle hiç de örtüþmeyen bir etkiye sahiptir. Hatta hiç etkisi yok desek yeridir.
Dünyanýn öne çýkan sorunlarýndan çok, ABD Baþkaný'nýn, devlet baþkanlarý onuruna verdiði resepsiyonda, kimlerle kaç dakika geçirdiði konuþulur.
Tüm BM üyelerinin bir araya geldiðinde oluþan bu etkisizliðe ve ehemmiyetsizliðe raðmen, BM Güvenlik Konseyi, 5 üyesiyle evet sadece 5 üyesiyle, dünya için kader belirleyecek güçtedir.
Ýþte yazýnýn baþlýðýný oluþturan slogan, "Daha adil bir dünya mümkün", BM Güvenlik Konseyi'nin yapýsýndan kaynaklanan adaletsizliðe iþaret etmektedir. Dünyada olup bitenlerle az çok ilgili hemen herkesin iþitmiþ olduðu bir baþka slogan: Dünya 5'ten büyüktür.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, katýldýðý hemen her BM Genel Kurulu'nda bunlardan bahsetmiþtir. Daha adil bir dünya için, 5 üyenin vesayetine terk edilmiþ Birleþmiþ Milletler iradesinin geniþletilmesi gereðini vurgulamýþ ve aksi takdirde ne küresel ýsýnma-iklim deðiþikliði ne temiz suya ve temel gýdaya eriþimdeki adaletsizlik ne de savaþlara bir çözüm bulabileceðimizden söz etmiþtir.
BM Genel Kurulu'na kýsa zaman kala, Cumhurbaþkaný Erdoðan, hep tekrarladýðý bu önerisini bir kitap halinde getirdi.
"Daha Adil Bir Dünya Mümkün. Birleþmiþ Milletler Ýçin Bir Model Önerisi" adý ile basýlan kitap, mevcudu eleþtirmekle kalmýyor, ya da uluslararasý iliþkileri dizayn eden çok uluslu yapýlarý toptan reddeden radikal bir tavýr da sergilemiyor, bilakis bu kurumlarýn sürdürülebilir olmalarý için son derece gerçekçi, uygulanabilir ve zaruri bir reform öneriyor.
2. Dünya Savaþý sonrasýnýn dünyasýnda yaþamadýðýmýzý en çok da o dönem kurallarý koyanlar ve bu kurumlarý inþa edenler biliyor. Dolayýsýyla mevcudun sürdürülebilir olmadýðýný da biliyorlar.
Fakat 'uzatmalarý' zorluyorlar.
Mevcut sistem er geç deðiþecek, çünkü sürdürülebilir deðil.
Çünkü artýk çok aktörlü yeni bir dönemdeyiz.
Güvenlik Konseyi'nin, vesayetçi yapýsýyla sorun çözücü olmadýðý gibi giderek yeni çatýþmalarý besleyen bir el bombasýna dönüþtüðü de ortada.
Cumhurbaþkaný'nýn önerisi bu anlamda oldukça yerinde gözüküyor.
BM güvenlik konseyinin üye sayýsýný geniþletmek, veto yetkisini feshetmek.
Düþünün bir kere, koskoca Güney Amerika kýtasý hiçbir þekilde temsil edilmiyor. Ayný þekilde Afrika kýtasý da. Ortadoðu dediðimiz, 20 yýldýr süren ABD'nin "terörle savaþ" konseptinin terörize ettiði Ortadoðu da yok bu 5 ülkenin arasýnda.
Coðrafi tasnife göre temsil edilmediðimiz gibi 1,5 milyarlýk Ýslam dünyasý olarak da var deðiliz BM'nin kararlarý baðlayýcý olan tek kurumunda.
Hülasa, "Daha adil Bir dünya Mümkün" kitabý Türkiye'nin uzun zamandýr sözcülüðünü yaptýðý rasyonel, iyimser, sürdürülebilir barýþçý bir reform önerisi getiriyor.
Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn bu önerisi, þahsýný bir dünya lideri olarak öne çýkarmakla kalmýyor ayný zamanda Türkiye'ye yakýþan, Türkiye'yi onurlandýran bir iddiayý simgeliyor.