Rusya, ABD, Fransa ve Birleþik Krallýk’tan Afrin’e yönelik gelen açýklamalarýn bazý ortak yanlarý var. Bunlardan biri, hepsinin geliþmeleri yakýndan ve endiþeyle izliyor olmalarý
Gayet tabi geliþmeleri yakýndan izleyecekler, zira zaten bu ülkeler sahadalar. Operasyon yapýlmadan önce de her þeyi yakýndan, hem de fazla yakýndan izliyorlardý. Türkiye’nin itirazý ise neyi izledikleri ile ilgiliydi. Gelinen aþamada en azýndan Türkiye ile ayný yere bakmak durumunda kaldýlar. Dolayýsýyla izlemelerinde bir sakýnca yok. Endiþe kýsmý için söylenecek olan ise kimsenin Türkiye kadar endiþe içinde olmasýnýn mümkün olamayacaðý þeklinde.
Açýklamalardaki ikinci ortak yan ise operasyonlarýn kýsa zamanda sonlandýrýlmasýyla ilgili. Türkiye de kýsa zamanda askeri hedeflere ulaþýp diplomasi masasýna oturmayý istiyor; neden operasyonu uzun zamana yayýp riske girmeyi istesin ki?
Bir diðer ortak nokta, sivillerin zarar görmesiyle ilgili... Her devlet ayný sivilleri mi kast ediyor emin olmak zor. Kýzýlay’ýn yaptýðý açýklamaya bakýlýrsa, Afrin’de sivillerin zarar görmesine çalýþan, yollarý kapayýp tahliyelere engel olan rejim güçleri ve YPG. Ayrýca, YPG’nin DEAÞ militanlarýný savaþmak için serbest býraktýðý bilgileri de geliyor.
Sivillere yönelik endiþenin öncelikle Türkiye tarafýnda bulunduðu söylenmeli. Zira sivil kayýplar “yarýnýn” siyasi konusu olarak gündeme gelebilir. Türkiye durumu farkýnda ve tam da bu nedenle diðer tüm devletlerden daha hassas...
Açýklamalardaki benzerlikler içinde farklý tonlamalar olduðu da görülüyor. Örneðin Rusya, ABD’nin sonunda Türkiye’yi de çýldýrttýðýný söyleyerek sorumluluðun ABD’de aranmasý gereðine iþaret ediyor. Ýngiltere, Türkiye’nin meþru savunma hakkýna vurgu yaparak operasyona kategorik biçimde karþý çýkmadýklarýný ima ediyor. Fransa, bir iki bocaladýktan sonra sessiz kalmayý tercih ediyor. ABD ise “konuþalým” deme aþamasýna geçiyor. Bu durum, konunun BM’ye gelmesine de engel oluþturuyor.
Anlaþýlan, bu devletler açýsýndan esas mesele ABD’nin bir müttefikini bile askeri olarak tahrik edecek hale gelmiþ olmasýyla ilgili. Dolayýsýyla Trump karþýtlýðý, diðer devletleri benzer açýklamalarda birleþtiriyor.
Görünen o ki, Afrin operasyonu diplomasi masalarýndaki aðýrlýklarý belirleyecek nitelikte. Zira Türkiye hem kendi güvenliðini saðlamaya çalýþýyor, hem de Kürt yapýlanmasýna sadece ABD’nin deðil Rusya’nýn da sahip çýkmasýna engel olmaya çalýþýyor. Kýsacasý Türkiye’nin YPG’yi ABD’den alýp Rusya’ya vermeye niyeti yok.
Bu durumda operasyonun süreci nereye zorladýðý açýk... Beklenen, Türkiye sýnýrýna yakýn bölgelerin çatýþmasýzlýk alaný olarak saðlamlaþtýrýlmasý, buralarýn denetiminin belki çok uluslu bir güce verilmesi, Kürt siyasi hareketinin merkezi hükümete baðlý, ancak sýnýrdan uzak biçimde düzenlenmesi ve diðer muhalif güçlerin de merkezi hükümette temsil edilmeleri.
Bu yolla Kürt koridoruna engel olunmasý, Suriye’nin bölünme riskinin ortadan kalkmasý ve Ýran etkisinin azaltýlmasý mümkün. Ancak bu çözüm için Rusya ve ABD’nin belirli bölgelerle yetinmeye ve Esad ile eþit yakýnlýkta iliþki kurmaya razý olmalarý, ABD’nin Türkiye ile iþbirliði yapmayý kabul etmesi ve Rusya’nýn da Ýran’ý denetlemesi gerekiyor.
Suriye’de herkesin en fazla kazandýðý deðil, herkesin daha az kazandýðý bir süreç yaþanýyor. Türkiye oyunu bozan ülke olarak, bu süreci zorladý ve muhtemelen bundan sonraki müzakereler de bu yeni, yani ABD’nin ibreyi Türkiye’ye çevirdiði denge üzerinden yürüyecek.