Türkiye 24-25 Mayýs tarihlerinde Birleþmiþ Millet Dünya Ýnsani Zirvesi’ne (DÝZ) evsahipliði yaptý. Türkiye, dünyanýn vicdaný olan bir ülkeye yakýþýr þekilde, zengin ülkeler tarafýndan sömürüldüðü için kriz ve savaþlarla boðuþtuðu için geri kalmýþ ülkelerin sorunlarýný her fýrsatta gündeme getiriyor.
DÝZ, BM’nin bugüne kadar yaptýðý en geniþ katýlýmlý zirve oldu. Bunda Türkiye’nin bugüne kadar sergilediði tavrýn katkýsý inkar edilemez.
BM’nin bütün üyeleri Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi etmiyor. BM Güvenlik Konseyi küresel sömürü düzeninin teminatý iþlevi görüyor. Ve bunu bir tek Türkiye seslendiriyor.
DÝZ’e 60’ý devlet ve hükümet baþkaný olmak üzere 173 ülkenin temsilcisi ve toplam 9 bin yabancý delegasyon katýldý.
Dünyanýn kaderini elinde tutan BM Güvenlik Konseyi’nin sabýkalý üyeleri tabii ki yoktu zirvede. Biri seçim telaþýnda diðeri günah çýkarma ziyaretlerinde, ötekinin insanilikle zaten uzaktan yakýndan alakasý kalmamýþ, Suriye’de sivil hedefleri vurma peþinde.
Hoþ olsalar ne deðiþecek? “Dostlar insanilikte görsün” pozlarý vermiþ olmalarý dýþýnda.
Ama hiç olmasalardý belki de Suriye krizi bu noktaya gelmeden çözülebilecekti. BM’yi kimyasal silah dahi harekete geçirememiþken bugün burada, yarýn baþka yerde yapýlan, yapýlacak olan her insani zirve, daha þimdiden BM Güvenlik Konseyi düzenini” meþrulaþtýrma cürümü ile malul olacak.
DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR
Birleþmiþ Milletler’in ilk kez tertip ettiði DÝZ’in temasý, mevcut küresel insani sistemin karþýlaþtýðý sýnamalara yönelik çözüm önerileri geliþtirilmesi. Ayrýca insani yardým çabalarýnýn geleceðine iliþkin bir gündem oluþturulmasý.
Küresel sistemin hiç de insaný olmadýðýný sahillere vuran ölü çocuk bedenlerinden biliyoruz oysa.
Çýkarcý politikalarýn yarattýðý insani krizlerle karþý karþýya insanlýk. Bu düzeni deðiþtiremedikten sonra dünya yaþlandýkça insanlýktan çýkmaya devam edeceðiz.
Türkiye’nin vurgusu ise tam da bu noktaya: “Dünya 5’ten büyüktür” bu iþte.
***
Zirvede Emine Erdoðan’ýn da bir sunumu vardý. Suriyeli sýðýnmacýlarla ve Afrika ülkelerinde kadýn ve çocuklarla ilgili pek çok projeyle yakýndan ilgileniyor Emine Haným. Türkiye’nin “Dünyanýn en hayýrsever ülkesi” olmasýnda onun himayesinde gerçekleþen projelerin de katkýsý var.
Türkiye son verilere göre dünyanýn en çok yardým yapan ikinci ülkesi durumunda. Ekonomik büyüklüðüne göre ise dünyanýn en çok yardým yapaný.
Bunlar milletimizin yardýmseverliðini ve ayný zamanda Türkiye’nin yumuþak gücünü gösteriyor. Türkiye mazlum coðrafyalarýn dualarýndan da güç alýyor.
Emine Erdoðan’ýn konuþmasýndaki vurgu, insani yardýmlarýn amaç ve biçimiyle ilgili de insani bir perspektifi ortaya koyuyor: Yardýmlar orta ve uzun vadede insanlarý yardýma baðýmlý olmaktan çýkaracak þekilde planlanmalý. Yardýmlar Suriye örneðinde olduðu gibi mevcut insani krizi hafifletirken büyük devletlerin çözümü ötelemelerine bahane olmamalý. Ýnsani yardýmlarla eþ zamanlý olarak siyasi çözümler de devreye sokulmalý.
‘BAÞKANIN ADAMLARI’
Cumhuriyet Gazetesi yeni kabineyi “Baþkan’ýn adamlarý” olarak manþete taþýmýþ. Doðru tespit bence de. Baþbakan dahil AK Parti kurmaylarý Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý baþkan olarak görüyor. “AK Parti ve Cumhurbaþkaný arasýnda milim mesafe olmadýðýný” ifade ediyorlar. Halk da zaten bu partiye “Tayyip’in partisi” diyor. O halde sorun ne? Sorun, bu birliktelik ve siyasi kabiliyet karþýsýnda muhalefetin çaresiz kalmasý.