Gazeteci ve yazarlarýn tutuklanmalarý toplumun bir kesimi tarafýndan eleþtirilir... Doðaldýr.
Ergenekonve Balyoz soruþturmalarý çerçevesinde çok sayýda gazeteci ve yazar tutuklanmýþ, bu durum, “toplumun bir kesimi” tarafýndan eleþtirilmiþti.
Temel itirazýn þu olduðunu hatýrlýyoruz: “Ortada bir darbe niyeti olabilir... Ýyi de bu gazetecilerin suçu ne? Askerin siyasete müdahalesini yeterince vahim bulmayan herkesi içeri mi týkacaksýnýz?”
Bu açýklamalara, toplumun diðer kesiminden itiraz geldiðini de hatýrlýyoruz: “Askerin siyasete müdahalesini vahim bulmamak da ayný þekilde vahimdir ve darbe suçudur.”
Duruma ve konjonktüre göre, her iki kesimden de insanlar tutuklandý. Tutuklanýyor. Muhtemelen bundan sonra da tutuklanacak. Benzeri itirazlar bundan sonra da yükselecek.
Burada gözeteceðimiz standart þu olmalý: Bize deðen haksýzlýklar karþýsýnda sesimizi yükseltiyorsak, baþkalarýna deðen haksýzlýklar karþýsýnda da sesimizi yükseltmeliyiz. (“Adil” sözcüðünü kullanmamak için “standart” diyorum. Yaklaþýmlarýnda ve itirazlarýnda adaleti gözeten insan sayýsý o kadar az ki... Adil olmasýnlar ama hiç deðilse bir standardý gözetsinler.)
Sözü Murat Belge’ye getirmek istiyorum.
Olaylarý serinkanlý ve saðduyulu bir nesnellikle izleyen, en azýndan böyle bir izlenim býrakmýþ Murat Belge, Ergenekon ve Balyoz tutuklamalarýna karþý çýkanlarý, “serinkanlý” diyemeyeceðimiz bir öznellikle (bazen de öfke nöbetleriyle) karþýlamýþtý. Askerin siyasete müdahalesini vahim bulmayanlara karþý yazdýðý hýrpalayýcý yazýlar taptaze hafýzalarýmýzda duruyor.
Murat Belge, o dönemde, gazeteci ve yazarlarýn tutuklanmalarýný çok da yanlýþ bulmuyordu.
Evet, darbeye direkt iþtirak etmemiþlerdi ama bazý tutum ve davranýþlarýyla “darbe iklimi”nin oluþturulmasýna katkýda bulunmuþlardý. Bu da tutuklanmalarý için yeterliydi.
Peki, Ergenekon ve Balyoz tutuklamalarýna karþý bu bakýþý geliþtiren Murat Belge, baþka olaylar karþýsýnda da ayný standardý gözetiyor mu?
Mesela, FETÖ tutuklamalarýna nasýl bakýyor?
Hemen cevabýný verelim:
Bakmýyor.
Daha doðrusu, bakmamayý tercih ediyor.
Baksa, halkýn üzerine sürülen tanklarý, kanlar içinde kaldýrýmlara serilmiþ 247 ölü bedeni, binlerce yaralýyý, parçalanmýþ sivil araçlarý, Cumhurbaþkanýna gönderilen “suikast timlerini”, alçak uçuþlarý, bombalanan Meclis’i, iþgal edilen televizyon binalarýný görecek ve Berlin bombardýmanýndan izler taþýyan bu görüntülere “küçük bir olaymýþ” muamelesi yapmayacak.
Bakmýyor ve bakmamayý “ahlak sorunu” yapmýyor.
Ergenekon ve Balyoz giriþimlerine karþý nasýl da aslanlar gibi kükrüyordu.
Ýkisi de “niyette kalmýþ” giriþimlerdi oysa...
Henüz darbeye dönüþmemiþlerdi.
Niyettekalan bu ikigiriþim karþýsýnda muvazenesini kaybedip deliye dönen (deliye dönen ve askerin siyasete müdahalesini vahim bulmayan herkesi hedefe koyan) Murat Belge, niyette kalmayýp fiiliyata dökülen en kanlý darbe giriþimini, yani 15 Temmuz’u küçük adli bir yaramazlýk gibi görüyor ve hafife alýyor.
Þu satýrlar “maalesef” ona ait (Hakan Þükür’ün Galatasaray’dan ihraç edilmesini ve bazý gazetecilerin tutuklanmasýný eleþtiriyor): “Ýhraç ettik diyorlar; aidattan deðil. Ya neden? Böyle teröristlik olaylara karýþan insanlara Galatasaray Kulübü'nde yer yokmuþ. Olamazmýþ. Onun için. Olay, tabii, ‘darbe giriþimi...’Dünyanýn ilk -ve herhalde son- yüz elli, iki yüz bin kiþinin katýlýmýyla yapýlmýþ (buna raðmen baþarýlý da olamamýþ)darbesi var ya, iþte o... Peki bu Hakan, Arif vb. bu giriþimde rol almýþlar mý? Ýþinden atýlan, hapse atýlan, sübliminal mesaj veren, kitap tanýtma eki vererek toplumu darbeye hazýrlayan ‘mücrimler’ne kadar rol aldýlarsa, bunlarýn da o kadar payý vardýr.”
Çok þey söylenebilir ama bir tek þey söyleyip kapatacaðým:
Pespayesin Murat Belge!
Bu kadar “geniþ” olduðun ve “mesafeli” bakabildiðin için de dünyanýn en vicdansýz insanýsýn!