Dünyanýn en zor iþi; Zengin Çocuðu olmak

Vehbi Koç, oðlu Rahmi Bey’e yazýyor mektubunda;

“Mustafa (Koç) RAM'da çalýþýyor, Ömer'i (Koç) Alpay Baðrýaçýk Bey'in yanýna vermiþsin. Ali'yi de RAMERICA'ya verdin. Görebildiðime göre bu çocuklarýn iyi yetiþmeleri þart. Fakat Rahmi Koç'un oðlu muamelesi yapýldýðýný görüyorum ve çok üzülüyorum. Ne geldikleri, ne çýktýklarý saat belli. Ýstedikleri yere gidiyorlar, diledikleri seyahati yapýyorlar, kimse ses çýkarmýyor.”

*    *    *

Türk iþ dünyasýnda sýfýrdan baþarýya ulaþmýþ çok fazla sima gelmiþ, geçmiþtir.

Ýlk nesil, büyük bir yokluktan gelir genellikle.

O ilk nesil o kadar çok çalýþýr ki, çocuklarýnýn büyümesine tanýklýk bile edemez.

Ýkinci nesil, hayatýnýn ilk dönemini fakir geçirmiþtir ama zenginleþme evresini de yaþamýþtýr. Babalarý kadar azimli deðildir ama genellikle daha vizyonerdir, babasýnýn yaptýklarýný da beðenmeme eðilimindedir. Ama en azýndan ikinci neslin de bir hedefi vardýr, markayý büyütmek ya da dünya ölçeðine çekmek.

Üçüncü nesil en zor nesildir. Fakirliði, yokluðu ve yoksulluðu neredeyse hiç görmemiþtir. Ýyi okullara iyi arabalara binerek gitmiþ-gelmiþ, genç yaþýnda cemiyet hayatýnýn ünlü simalarý arasýna katýlmýþtýr. Hiçbir þeyin “zorunda kalmamýþ”, hiçbir þeyi elde etmek için uykusuz kalmamýþtýr. Akýllýdýr akýllý olmasýna ama aklýný kullanmasýna da pek ihtiyaç kalmamýþtýr. Zira kendisinden önceki nesil her þeyi düþünmüþtür, onlarýn düþünmediklerini düþünmek için de profesyonel yöneticiler vardýr ya zaten.

Bu üç nesil, bazý ailelerde (özellikle de son dönemde) iki nesil þeklinde de yaþanabilir. Eskiden bir þirketin kurulup büyümesi demek 20-30 yýl demek iken þimdilerde çok daha kýsa sürelerde servet yapmak mümkün olduðu için üstteki örnekteki üçüncü neslin yaþadýðý bunalýmý, son dönemde ikinci nesil de yaþayabiliyor.

Nedir bu ZENGÝN ÇOCUKLUÐU BUHRANI?

Baba aþýlamayacak kadar yüksektedir. Baba geçilemeyecek kadar ilerlemiþtir. Baba rekabet edilemeyecek kadar iyidir. Ýþte bu da çocuðu bir buhrana sokar.

Bu buhran birkaç farklý sonuca yol açabilir.

1- Hýrs yapýp babasýndan daha da iyi olduðunu kanýtlamaya çalýþan azimli çocuk.

2- Hýrs yaptýðý halde babasýndan daha iyi olduðunu kanýtlayamayacaðýna inandýðý için içinde öfke büyüten çocuk.

3- “Nasýlsa imkan var” deyip hiçbir þey için azim göstermeyen ve varlýðýn tadýný çýkaran çocuk.

Hatta bir de hibrid modeller var, önce hýrs yapýp kendini kanýtlamaya çalýþan, sonra ne yaparsa yapsýn kanýtlayamadýðý için içinde öfkeyi büyüten, en sonunda da öfkesinin boþuna olduðunu fark edip “bari hayatýn tadýný çýkarayým” diyenler.

Parasý, imkaný olan, yaþý genç ve kendisi toy olan, üstüne bir de “hayatýn tadýný çýkarayým” diyen gençlerin sonlarýný az çok tahmin edersiniz… Ne hayatlar kayýp gider, ne gençler heba olur söner oralarda.

Peki orta direk ailelerde ya da ya da fakir ailelerde büyüyen çocuklar?

Onlar zengin çocuklarýna göre çok daha þanslýlar. Bu garip gelebilir ama binlerce örnek üzerinde yaptýðým gözlemlerin sonucu bu.

Bir röportajda bana giriþimciliðin para ile ilgisini sorduklarýnda þöyle cevap vermiþtim; “Eðer paranýz varsa giriþimci olabilirsiniz, eðer paranýz yoksa giriþimci olmak zorundasýnýz.”

Gerçekten de dünyadaki büyük icatlar, büyük giriþimler hep bir yoksunluktan, eksiklikten, ihtiyaçtan doðmuþtur. Yani çaresizliklerden.

Ýþte zengin ailelerin çocuklarýnýn en büyük eksiði de bu ; “Çaresizlik”

*   *   *

Bu sadece para ile ilgili bir þey de deðil. Baþarýlý insanlarýn çocuklarýnýn baþarýlý olmasý birçok deðiþkene baðlý.

Birkaç yýl önce Türkiye’nin en önemli daðcýlarýndan biriyle sohbet ederken bir müjde verdi; Oðlu olacaktý. Dedim ki “Senin oðlunun yerinde olmak istemezdim, iþi çok zor”. Þaþýrdý, hemen atýldý “Neden?”.

Dedim ki “Oðlun ne yaparsa yapsýn, neyi baþarýrsa baþarsýn ona hep diyecekler ki “Senin baban Everest’e týrmanmýþ, sen bununla mý övünüyorsun?”. Kendisini sadecek kendisine ispatlamasý yetmeyecek, sürekli üzerindeki o baskýyla, o baskýyý veren o yoðun bakýþla da mücadele etmek zorunda kalacak”. Þaþýrdý, hiç düþünmemiþti...

*  *  *

Bir baþka gün, bir iþ adamýnýn oðluyla olan fotoðrafýný gördüm sosyal medyada. Gerçekten sýfýrdan, yokluðun ta dibinden gelen bir iþ adamýydý. Fotoðrafta çocuk sandalyede oturuyor, baba arkasýnda ellerini oðlunun omuzlarýna koymuþ bir biçimde duruyordu, adeta “Ýþte bu benim oðlum, onu ben yaptým” der gibi…

Altýna yazdým; “Oðlunuzun en büyük þansý sizin gibi bir babaya sahip olmasý, en büyük þanssýzlýðý da sizin gibi bir babaya sahip olmasý”

Ýþ adamý þok olmuþ yorumumu okuyunca, hemen cevap verdi; “Neden en büyük þanssýzlýðý?”

Cevap bile ne kadar manidar, deðil mi? Yani oðlunun en büyük þansý olduðunun farkýnda, bunun bilincinde, onu hiç sorgulamýyor.

Hemen bana ulaþtý iþ adamý. Randevulaþýp bir yemek yedik ve önerilerimi dinledi iþ adamýmýz. Oðlu þimdilerde genç bir iþ adamý olmaya hazýrlanýyor.

Zengin, baþarýlý babalar nasýl ki þirketlerini yönetmek için çokça danýþmanlýk alýyor, profesyonellerle çalýþýyorlarsa çocuklarý sözkonusu olduðunda çok para vererek, en iyi okullara göndererek bu sorunun üstesinden gelemeyeceðini bilmeli ve bu konu için özel olarak çalýþmalý. Gerekirse danýþmanlýk almalý, çocuðuyla doðru iletiþim kurmalý. Çocuðunu kaybetmemek için...

Baþarýlý, güçlü ve zengin insanlarýn çocuklarýna sürekli “Sen baþarýlý olmalýsýn, çünkü benim oðlumsun” mesajý vermesi çocuðu babasýndan da, baþarýdan da motivasyondan da uzaklaþtýran bir yaklaþým.

Türk filmlerinden hatýrlayacaðýnýz bir replik söyleyeceðim þimdi, ama dikkatli bakarsanýz bugün her alanda görebileceðiniz, duyabileceðiniz bir cümle yapýsýdýr, “Ahmet Bey’in oðlu müzisyen oldu dedirtmem!”.

Ne acý deðil mi? Oðlunun bir adý bile yok bu zengin, baþarýlý insanýn gözünde, o kendisi için “Ahmet Bey’in oðlu”.

Zenginlik herkes tarafýndan istenen bir þey. Para birçoklarýnýn tek amacý, tek gayesi. Bu gözle bakýnca, insan düþünmeden edemiyor, “Gerçekten zenginlik çok istenilesi bir þey mi?”

Zira;

Parayla ev satýn alabilirsiniz; fakat yuva satýn alamazsýnýz.

Parayla yatak satýn alabilirsiniz, fakat uykuyu satýn alamazsýnýz.

Parayla en deðerli saatleri satýn alabilirsiniz, fakat zaman satýn alamazsýnýz.

Parayla kitap satýn alabilirsiniz, fakat bilgiyi satýn alamazsýnýz.

Parayla yiyecek satýn alabilirsiniz, fakat iþtah satýn alamazsýnýz.

Parayla makam satýn alabilirsiniz, fakat saygýnlýk satýn alamazsýnýz.

Parayla ilaç satýn alabilirsiniz, fakat saðlýk satýn alamazsýnýz.