Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Dünyaya cesaret veren baþkent!

Sýcak savaþ zamanlarý hariç, Ortadoðu’nun bugün olduðu kadar kaos ve belirsizliðe sahne olduðu bir dönemi hiç olmadý. Üstelik, büyük bir mesai, birçok savaþ, iþgal, operasyon ve siyasi plandan sonra bölgenin geldiði nokta budur. Daha fazla kan, daha çok ateþ ve bir adým sonrasýný görememe... Sadece ABD deðil, ABD ile birlikte hareket etmeye alýþmýþ olan bütün ülkeler de doðal olarak ayný görüþ sorununu yaþýyor. 

Þimdi bugün, Irak’ýn parçalanma eþiðine gelmiþ olmasý, ABD’nin ve öncelikle Obama yönetiminin her kritik olayda giderek artan çaresizliðine çaresizlik katýyor. Sonu hesaplanmadan üretilen politikalarýn kaçýnýlmaz sonunu yaþýyoruz. 

Suriye’de baþlayan, Maliki yönetimine sýnýrsýz destekle geliþen, Mýsýr’da darbeyi görmezden gelen, Ýsrail’e her durumda arka çýkmayý abartan ve en nihayet Kýrým’da utanýlacak bir hal alan tavýrlara politika denirse tabi...

Obama ve takýmý, parmaklarý tetiðe götürmekle kollarý baðlayýp seyretmek arasýnda baþka bir politika olabileceðini düþünmediði için Ortadoðu’da (ve Ukrayna’da) hayali olan herkes þansýný bir kez denemekten çekinmedi. Esad katliamlarý artýrdý, Sisi darbeyi yapýp kendini baþkan seçtirdi, Libya neredeyse geriye döndü, Maliki Sünnileri ezmekte sakýnca görmedi,Putin fýrsat bulup topraklarýný geniþletti ve sonunda ABD’nin legal Suriye muhalefetine vermediði destekten yararlanan IÞÝD de bölgenin haritasýný deðiþtirmeye karar verdi. ABD baþkentinin olup biteni seyretmeye dalan “cesaretlendirici” tavýrlarý herkesin içindeki hevesi kýþkýrtýyor. Neden yapmasýnlar? Kim kime karýþabiliyor ki...

Washington’da herkes kapalý kapýlar arkasýnda da önünde de Obama’nýn kararsýzlýðý ve politikasýzlýðýný kýyasýya eleþtiriyor ama artýk ne fayda? ABD’nin durumu artýk gömleðin düðmelerini yanlýþ iliklemeyle açýklanacak eþiði geçti. Fantastik ve fazlasýyla hayalci politika gömleðinin doðru iliklenmesi mümkün deðil zaten. Bölgenin sorunlarý konusundaki geleneksel aðýrlýðýndan bir anda vazgeçip yükü en baþta Türkiye olmak üzere müttefiklerin üzerini atýp kenara çekilmek kesinlikle beklenmedik bir durumu ifade ediyor. Beyaz Saray politikasýný deðiþtirdi ama bunu müttefikleriyle paylaþmadan yaptý. Üstelik politikanýn da sadece üzerine düþen sorumluluklarý kýsmýný deðiþtirdi. Mesela Ýsrail’e destekte deðiþiklik yok ve mesela geleneksel Arap diktatörlerine arka çýkma politikasýnda eskiyle arada hiç bir fark yok.  

Obama yönetimi kendisini, demokrat olmayan, tek yanlý ve sorumluluktan kaçýnan bir hatta tutuyor. Askeri müdahale yapýlmadan kolaylýkla çözülebilecek birçok mesele bu ürkek tercih nedeniyle bugün daha fazla kan isteyen devasa vak’alara dönüþmüþ bulunuyor.

Dolayýsýyla, Washington’un Esad, IÞÝD ve hatta þimdilerde defteri dürülecek boyutta þiddetlenmiþ Maliki öfkesi siyasi anlam ifade etmiyor. Obama, eylemsizliði sayesinde öylesine büyük bir býkkýnlýk yaratmayý baþardý ki bütün politika yapýcýlarý zihinsel felce de uðrattý. Bu yüzden “Ne yapýlmalý?” sorusuna elle tutulur, mantýklý bir cevap bulunamýyor...  

TTIP... Türkiye’yi bekleyen tehlike ya da fýrsat

TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði) Baþkaný Rifat Hisarcýklýoðlu’nun davetlisi olarak Washington’dayýz. Hisarcýklýoðlu’nun burada iþ, ekonomi ve politika kurumlarýyla yoðun temaslarý oldu ki malum bunu yýllardýr düzenli olarak sürdürüyor. Þu kadarýný söyleyeyim, Rifat bey, Türkiye’yi anlatmakta ve lanse emekte çok baþarýlý. Ýyi hazýrlanýyor, iyi ifade ediyor ve avantajlý noktalarýn üzerinde durmayý iyi biliyor. Özellikle ekonomide ve ticarette bu güçlü ifadeye ihtiyaç var.

Ýyi hazýrlanmamýz ve kendimizi iyi ifade etmemiz gereken en az diplomasi kadar önemli bir alan da son dönemde giderek geliþen TTIP konusudur. TTIP, (Transatlantic Trade and Investment Partnership) yani Transatlantik Ticaret ve Yatýrým Ortaklýðý... Daha açýk ifadeyle ABD ve AB’nin kurmak üzere olduðu ve Türkiye’nin AB’ye üye olmadýðý için statüsü gereði dýþarýda kalabileceði yeni ve dev ticaret çatýsý kuruluyor.

ABD ve AB, coðrafyasýnda ekonomik, sýnai, finansal ve ticari standartlarý tümden deðiþeceði ve karþýlýklý gümrük imtiyazlarýnýn oluþturulacaðý tarihin en büyük ticari hamlesine hazýrlanýyorlar. Önceki gün, ABD Ticaret Odasý’nda toplantýdaydýk, baþkan bu görüþmeler için Brüksel’e (yedinci kez) gittiði için katýlamadý. Çalýþmalar bu kadar aktüel artýk...

Mübalaða deðil yeni bir küresel ekonomik düzen kuruluyor. ABD geçtiðimiz yýllarda Japonya ve Kore’nin baþýný çektiði Asya-Pasifik ülkeleri ile yatýrýmlarý da içeren TPP (Trans-Pacific Partnership) müzakerelerini baþlatmýþtý. Þimdi de Avrupa Birliði ile TTIP müzakerelerine oturmuþ bulunuyor.

Bu iki anlaþmanýn tamamlanmasýyla yeni bir düzen ortaya çýkacak. ABD açýkça okyanusun iki tarafýndaki ortaklarýyla küreselleþmeyi yeniden tanýmlýyor. Ýki anlaþmanýn tamamlanmasýyla bütün pastanýn yüzde 61’ine hükmeden dünyanýn en büyük serbest bölgesi oluþacak. Tabiatý gereði Türkiye gibi dýþarýda kalanlar için hayat zorlaþacak.

Özetle, bir parçasý olamazsak büyük bir tehlikeyle, olursak da benzersiz bir fýrsatla karþý karþýyayýz.