Dünyayı ayağa kaldırmayı başardınız, rahatlayın!

Dünya, Başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel’in tekmeli görüntüsünü konuşuyor. Fotoğraf, neredeyse bütün dünya basınında yer aldı... 

Peşi sıra, “Müftü karılarına” ait görüntüler...

Hususen bindirilip getirilmiş protestocu ekip...

Başbakan’ı yuhalıyorlar...

Bu mutlu kareyi, yine “bindirilip getirilmiş” TGB’li gençler tamamlıyor: “Tiran yönetimi işte böyle protesto edildi, geniş halk kitleleri protestoya destek verdi” açıklamaları eşliğinde.

Soma’daki faciada 301 işçi hayatını kaybetmiş... Bazılarına göre, alt tarafı bir kaza. Alman basını da böyle bakıyor... Neredeyse bütün yayın organları Hürriyet ve Sözcü kıvamında... Meydana gelen şey “alt tarafı bir kaza” olduğu için, bütün projektörler Erdoğan’ın üzerinde... “Evrensellik” dedikleri böyle bir şey herhalde... Pardon, “enternasyonalizm...”

Enver Aysever’in Germen versiyonları acımasız diktatör Erdoğan’a kafa atıyor... Yeşil parlamenterler açıklama üzerine açıklama yapıyor. Der Spiegel eski karın ağrısını dindirmek için “Führer” göndermeleri yapıyor. Bazı parlamenterler “alarm” halinde ve “Erdoğan Almanya’ya gelemez. Gelse de burada konuşamaz” diye orantısız çığlıklar atıyor.

Durum Amerika’da da farklı değil... Yine Yusuf Yerkel’in tekmeli görüntüleri ve Beyaz Saray’dan yapılan “endişeliyiz” açıklamaları.

Beyaz Saray sözcülerinin gündeminde, ayrıca, Başbakan tarafından tokatlandığı söylenen protestocu genç de var: “Eylemcilere yönelik şiddet görüntüleri tasvip edilemez, Erdoğan kendine çeki düzen vermelidir” deniyor ve “durumdan endişe duydukları” bildiriliyor.

İçeriden ve dışarıdan, “topyekûn seferberlik” halindeler...

Doğan Medya’sıyla, camiasıyla, İstanbul sermayesiyle, çapulcusuyla, posbıyıklı sendikacısıyla, ulusalcısıyla, Neo-con’uyla, Soner Yalçın’ıyla, Alman İstihbarat Örgütü’yle...

İlk kez bir vasatta buluştular:

Erdoğan nefreti: “Erdoğan’ı indirinceye kadar savaş...”

Kaç gündür, Türk matbuatında, ilgili maden ocağıyla AK Parti’yi ilişkilendirmeye çalışan haberler okuyoruz... Burada, cemaat yayın organlarının özel gayretini anmalıyız... Müthiş bir özveriyle çalışıyorlar.

Nitekim “Paralelci-Emniyetçi” bir site, dün, altında devlet bürokratlarının imzası bulunan bir belge yayınladı. Bunlar, denetleme müfettişleriymiş ve ilgili maden ocağı hakkında “temiz” raporu vermişler. Bu denetleme cinayetini haberleştiren site, “İşte belgesi” diye bağırıyor, “Bu maden AKP’lilerindir. Başbakan kaçamaz...”

Facianın ikinci günü, Maocu Kemalistlerin internet sitesinde de benzeri bir haber çıktı: Maden işletmecisi, bazı AK Parti etkinliklerinde görülmüş. Mühendislerden birinin karısı da AK Parti’ye oy verirken yakalanmış. Bu haber de “İşte belgesi” başlığıyla yayınlandı ve “Paralelci-Emniyetçi” site tarafından hemen dolaşıma sürüldü.

Bütün çaba, maden ocağı sahipleriyle AK Parti’nin ilişkisini belgelemek.

Bunu belgeleyemedikleri için huzursuzlar.

Bu huzursuzlardan biri, önceki gün, “havuz medyası”nın ortak başlıkla çıktığını, çünkü “Merkez”den (yani Başbakanlık’tan) talimat aldıklarını, bunun bir psikolojik savaş yöntemi olduğunu yazdı... 

Bazı gazetelerin, soruşturma haberini “Hesap zamanı” başlığıyla haberleştirmesi psikolojik savaş oluyor bu huzursuz ve “mümtaz” yazara göre...

Dönüp, kendi durumuna bakmıyor; “Bu hükümete iki aylık ömür biçmiştim, bazı kellelerin düşeceğini söylemiştim, çok acayip bilgilerin servis edileceğini söylemiştim, psikolojik savaşın tillahını yapmıştım” demiyor... “Başbakan zulüm yaptığı için bu felaketler yaşanıyor, kayısılar donuyor, evlere ateşler salınıyor” diyenlerin hangi merkezden yönlendirildiklerini ise hiç görmüyor, görmek istemiyor.

Dün, Doğan Medya Grubu’nun yeminli Erdoğan düşmanı, acul bir gayretle, zorla AK Parti mitingine götürüldüğünü söyleyen bir Somalı’yı çıkardı ekrana... Bir diğeri, bir kez daha fikir değiştirip “Önceki beyanatım yalandır, beni Başbakan tokatladı” diyen protestocuyu konuşturdu... Biri, ballandıra ballandıra, (nerede söylendiği meçhul) “İsrail dölü” sözünün Amerika’da deprem etkisi yarattığını anlattı...

Enteresan bir telaş hali...

Diyorum ki, kendinizi bu kadar paralamayın...

Dünyayı ayağa kaldırmayı başardınız ve “pisliklerinize” enternasyonal destek buldunuz. Rahatlayın artık...