Hrant Dink suikastini odaðýna alan Hile Yolu, yargýlama süreci devam eden bir olayý hem de suikastçinin gözünden ilk kez beyazperdeye taþýyor. Filmin yapýmcýsý Hakan Alak ve tetikçi rolündeki Ozan Bilen’e ‘sürece etkisi tartýþýlan’ filmi sorduk.
Türk sinemasýnda iyi þeyler oluyor. Toplumun kýrýlma noktalarý geç de olsa beyazperdeye yansýyor. Hile Yolu bu filmlerin en önemlilerinden biri. Dink suikastini odaðýna alan film, bir tetikçinin anatomisini sergiliyor.
sNeden Dink’in suikastini incelemeyi tercih ettiniz?
Hakan Alak: Hrant Dink’i bir kez görmüþlüðüm var, konuþmuþluðum bile yok. Bir aðabeyimin, bir arkadaþýmýn hikayesini anlatýyorum diyemem. Ama bazý olaylar vardýr sizi de sarsar, o yüzden bu hikaye. Filmimiz kaçýnýlmaz biçimde Hrant Dink etiketiyle anýlacak ama filmin etiketi o olayý bir kez daha gündeme getirmeye hizmet etse çok daha iyi bir þeydir. Ben hep Hrant’ýn vurulmasýný þöyle bir etken olarak görüyorum: Bana da sokaktaki adama da ‘Her düþündüðünü yazma, konuþma, bazý konular vardýr oraya elini uzatma’ denildi. Bu toplumun cesaret, özgürce düþünme ve yazma duygusunu kýrmak içindi. Siz filmi izlediniz, film Hrant’ýn görüntüsüyle baþlýyor. Toplumda Hrant’ýn adýný vurulduðu gün duyan ve ‘Ýyi oldu’ diyen insanlar var. Sizin gibi, benim gibi ama bilmezsen þöyle bir þey çýkar: Ermeni. Ne ki bu? Üç kolu mu var? Böyle bir düþman yaratýyoruz. O düþman hakkýnda fikri yok kimsenin ama olabildiðince kinlenmiþ. Bir film olmasýnýn dýþýnda, biraz buna düþünmeye hizmet ederse ne güzel olur. Biz ters eleþtiriler alýyoruz. Ttanýmadýðýnýz insanlar hakkýnda bir þey yapýyorsunuz. Düþman olacaksan da tanýðýn adama düþman olacaksýn.
sFilmdeki tetikçi Korhan rolünü üstlenmenizde ne etkili oldu?
Ozan Bilen: Ben bu tür projelerde yer almayý tercih ediyorum. Senaryoyu okuduðumda sinemanýn gereklerini yerine getirdiðini gördüðüm için çok hoþuma gitti. Türk sinemasýnda ‘diðerleri’ anlatan film yapýlmýyor.
sKorhan, Susurluk’tan bu yana toplumun gazetelerden okuduðu ama belki de ilk defa filmi çekilen bir karakter...
H.A: Bu bahsettiðiniz karakter tipolojisini anlatan film yapýlmýyor. Genelde hikayeler maðdurlarýn, kurbanlarýn tarafýndan anlatýlýyor. Bu açýdan da önemli olduðunu düþünüyorum. Hepimiz iyi olma çabasýndayýz ve kötüyü merak ediyoruz. Amerikan sinemasý iþin tekniðini tamamen çözmüþ. Seyircinin kötüyü merak edeceðini, antikahraman hikayelerinin etkili olacaðýný biliyorlar. Türkiye’de çok fazla örneðini görmediðimiz bir film olduðunu düþünüyorum.
sFilmdeki tetikçi ‘Birileri tarafýndan kandýrýlan vatansever’ gibi gösteriliyor...
O.B: Gerçeðe en yakýn þekilde düþünmeye çalýþtým. Aslýnda gerçekte de öyledir. Kötü insanlar sürekli kötülük yapmaz. Ayrýca dediðiniz gibi inandýklarý bir þey uðruna yaptýklarý þeyler, kötü neticeler doðurur.
H.A:Çýkýþsýzlýktan, iyi bir iþ bulamamaktan, hayatýna baktýðýnda on gün sonrasýný göremeyecek adamlarýn hayatta var olmak için beline silah koyup birden kaba bir milliyetçilikle bambaþka þeylere yönlendirildiði bir durumda, o karakterlere üzülmem ama acýrým. Ýkisi ayný þey deðil bence, çünkü acýmanýn içinde tiksinme de olabilir. Sizin belinize kim silahý koyuyor ve nasýl koyuyor, Korhan filmde bunu anlatýyor aslýnda. Bence sorun tetikçi Korhan’ýn neden öyle olduðu deðil, bu hayatta ona baþka bir yol niye býrakmadýðýdýr. Böyle devam ettiði sürece Korhan, Ogün Samast, o, bu... Ýsimler deðiþecek biz olaylarý konuþacaðýz. Bizi bir sarmalýn içine çekiyorlar ve biz hep o sarmalý konuþuyoruz.
Clinton’ýn özür dilemesi gibi!
sTürkiye’de ilk kez yargýlamasý devam eden bir olaya iliþkin film yapýlýyor. Sürece nasýl bir etki yapacaðýný düþünüyorsunuz?
H.A: Olayýn üzerinden altý, bizim filme baþlamamýzýn üzerinden üç yýl geçti. Baþladýðýmýzda ‘Biz çok geç anlatmaya baþladýk’ dedik, artýk olgunlaþmýþtý bazý þeyler. Bence niye erken yapýldýðýndan ziyade bütün bu þeylerin niye geç yapýldýðýný sorgulamak gerekiyor. Teknik olarak bazý þeyler oturmuþ olacak ama 20 yýl sonra anlattýðýnýz zaman Clinton’ýn ‘Þili’de darbeyi destekledik özür dileriz’ demesinden çok farklý bir þey olmuyor. Ölen ölmüþ oluyor, tutuklanan tutuklanmýþ. Özür dileriz diyorsun ama hala baþka yerlerde baþka darbeler planlýyorsun, bir iþe yaramýyor sadece bir film seyretmiþ oluyoruz. Doðru yerde, doðru þeyi, doðru zamanda söylemek de bir film için önemli.
O.B: Reel süreçle birebir iþlemiyor film. Olaydan iki yýl sonrasýnda geçiyor. Ama bir zihniyeti anlatýyor. Belgesel gibi olsaydý çekince duyabilirdim. Kimse 17 yaþýnda bir çocuðun memleketinden kalkýp gelip gazetede okuduðu yazý yüzünden bir adamý vurmasýna inanmamýzý beklemesin denmiþti, gerçekten öyle. Bu olayýn arkasýnda azmettiriciler var, bunlar sadece piyon ve suçu üstlenen, kahraman olma vaadiyle kandýrýlan çocuklar.