Düşünce kuraklığı

Türkiye-Irak ilişkilerinde karşılıklı istikrar ve güven artıyor. Bağdat hükümeti ve Ankara arasında "Kalkınma Yolu" ile perçinlenen diyalog ivme kazandı.

Terör örgütünün sınır ötesine süpürülmesi Pençe-Kilit ile oluşturulan hatla daha da sağlamlaşıyor. Kuzey Irak'ta Barzani ailesinin yani KDP'nin Ankara'nın kaygılarına saygı duyduğunu ve terörle mücadeleye katkı sağladığını görüyoruz. Süleymaniye merkezli IKYB'nin hem PKK ile hem de Suriye'deki PYD/YPG unsurlarıyla olan teması ise Ankara'nın sert müdahaleleriyle kendisini gösteriyor.

Bölgede terörden arındırılmış alanlarda ticaret ve üretim artacak görünüyor. Ancak Türkiye'nin yakın dönemde attığı reform adımları bölgede terörden arındırılmış alanlar için bir cazibe merkezi olmasını da sağlayacaktır.

Türkiye terörle mücadele ederken yalnızca güvenlikçi bakışla yetinmedi. Bugün üzerinde konuşulmayan yöntemlerin de geçmişte tecrübe edildiğini unutmayalım. Teröre karşı silahlı mücadelenin yanı sıra bölgesel etki uyandıracak çözüm arayışlarına da kapı açık tutulmalı. Terör örgütünün Irak ve Suriye gibi istikrarsızlaştırılan alanlardaki varlığı sorunun bitmediğini de gösteriyor. Meseleyi ertelemek ve ötelemek de bir çözüm olarak görülebilir ancak daha uzun vadeli, kapsayıcı çözümlere ihtiyacımız var.

Örgütün legal alan diye tabir ettiği HDP çizgisinin siyaset üretmek yerine çatışmayı seçtiğini, kürsüden -Seni Başkan Yaptırmayacağız! diyenlerin demokrasi havarisi olarak pazarlandığı bir dönemdeyiz. Türkiye'de siyaseti dizayn etmek için kolları sıvayanlar yabancı vakıfların gölgesinde yeşeren Reform enstitüleri kuruyorlar. Siyaset mühendisliği yaparak yeni bir faza geçmeye çalışıyor. Elbette içerden çözüm aramadığımızda dışardan fikir ithaline de engel olamıyoruz.

Düşünce kuraklığı ve çölleşme belirli dönemlerde daha da artıyor sanki. Yakın zamanda Sosyolog Ali Kemal Özcan'ın "Asrın İhaneti Demirtaş" vurgusu Kürt siyaseti ve aydınlarımız tarafından yeterince duyulmuyor. Geçmişte özgün ve aykırı seslere kulak verenler de sağırlaşmış durumda. Oysa Türkiye'nin hemen kıyısından küresel gerilim hattı geçiyor. Yüksek gerilimden kurtulmak için düşünce dünyamız masaya oturmak ve derinlemesine tartışmak zorunda.