Cumhurbaþkanýmýz, Kudüs ile ilgili atýlan adýmlarý anlatýrken önemli bir vurgu yaptý: "Bu adýmlar, duygusallýða kapýlmadan, gayet akýllý bir þekilde ve uluslararasý diplomasi içinde gerçekleþmelidir" dedi. Nitekim Kudüs meselesinde baþarýlý þekilde dünyaya öncülük etti ve süper güç ABD, bu hukuk dýþý iþinde yapayalnýz kaldý.
Dünya artýk eskisi kadar büyük deðil. Etkileþim çok hýzlý ve sýnýr tanýmýyor, küresel iletiþim koca gezegeni neredeyse bir mahalleye çevirdi. Bu benim iç meselemdir dediðiniz þeyin, ayný anda dýþarýda tartýþýldýðýna þahit oluyorsunuz. "Hukuk mimarisi", içeriyle dýþarýnýn, bireysel olanla toplumsal ve evrensel olanýn geniþ iliþkiler aðýný kuruyor..."Akýllý adým" vurgusu da bu gerçeði iþaret diyor. Kendi içimizdeki her hukuki tartýþmanýn bir adým sonrasý ayný fiilin uluslararasý boyutlarda tartýþýlmasý halidir.
***
KHK, yani kanun olmadýðý halde kanun iþlevi gören bu idari iþlemler, bir tür kýsa devre ve icraata hýz katmak adýna Turgut Özal döneminde tartýþýlýr olmuþtu. Anayasa Mahkemesi, adeta bir muhalefet partisi gibi sert blokaj uyguladýðýndan, bir iþ yapamaz hale gelen hükümetin baþvurduðu bir yöntemdi o zamanlarda. Genel bir durum deðildir, arýzidir kanun hükmünde kararnameler. Meclis daha çok çalýþsa, vekiller kanun yapma konusunda daha gayretli olsalar, KHK'lar üzerindeki basýnç da azalacaktýr...
Bugünün KHK'larýnýn yaslandýðý zeminin hayatiliði gözden kaçmamalý: Olaðanüstü Hal var. Adý üstünde olaðanüstü hal, bunun anlamý þu; demek ki olaðan dýþý bazý þeyler olmuþ veya olmakta ve acil durum var...
Olaðanüstü hal durumu da týpký KHK'larda olduðu gibi genel bir hal deðildir, arýzidir, mecburidir. Mecburiyet halleri geçtiðinde, olaðan duruma intikal edilir.
Memleketimiz büyük badirelerden geçti halen de geçmekte. PKK, FETÖ ve DEAÞ gibi örgütlerin terör ve darbe kalkýþmasýna dair hain eylemlerini art arda yaþadýk. Suriye krizi, mülteci bahsi bir yandan, mahalle semt iþgalleri, bombalý hendekler, katledilen öðretmenlerimiz, doktorlarýmýzla geldik bugünkü koþullara... 15 Temmuz hýyanet gecesinde dökülen kanlarýmýz henüz kurumadý. Millet, varoluþuna dair bir meþru müdafaa yazdý 15 Temmuz'da...
Gerek KHK konusunu, gerekse Olaðanüstü Hal mevzularýný bu þartlarý atlayarak düþünemeyiz.
Bununla birlikte hukuk çevrelerinden sorular yükseliyor, niçin olaðanüstü hal bu kadar uzadý... Niçin kanun hükmünde kararnameler artýk kanunlarýn yerine geçer bir hal aldý gibi... Önemli sorular bunlar...
***
Sadece dýþ meselelerde deðil, içerdeki adýmlarda da dikkat ve özen elzem deðil midir? Ýster kanun, ister KHK, isterse yönetmelik olsun, icbar edici normatif tüm kurallar, açýk ve anlaþýlýr bir içerikte yazýlmalýdýr. Ýhkak-ý Hak devleti deðiliz. Herkesin hakkýný kendi eliyle aldýðý bir ortam elbette aklý selimin ve adaletin hüküm sürmediði bir kaosu iþaret eder. Nitekim Adalet Bakanýmýz Abdülhamit Gül ve Mahir Ünal, gerekli açýklamalarý yaptýlar. Genel bir kapsam deðil 15 ve 16 Temmuzla sýnýrlýdýr dediler.
Siyasetle hukukun arasýndaki halkla iliþkileri çok önemli buluyorum. Bireyin yasaya ve icraate katýlýmýný inþa eder bu özenlilik. Cumhurbaþkanýmýzýn vurguladýðý "akýllý yöntem"de aslolan da bu deðil mi... Ben yaptým oldu mantýðýyla deðil de, iletiþime açýk ve toplumsal rýzayý gözeten adýmlar, milli vicdandan destek alýr.