Düzen kurucu rol oynanacaksa

Türkiye iddia ettiði gibi yakýn çevresinde düzen kurucu bir rol oynayacaksa bu tanký, topu, tüfeði ile deðil retoriði ile olacak. Bu yüzden de Suriye’de yaþananlarýn tüm askeri ve siyasi çekiciliðine raðmen Türkiye kendini dizginlemek, sabýrlý olmak zorunda. Eðer güç baþkalarýnýn aklýný ve davranýþlarýný kontrol edebilme yeteneðiyse, bu yeteneðin en üst seviyede olduðu nokta güç kullanmayý hiç düþünmediðiniz noktadýr.

Pazarlýk etmeye baþladýðýnýz andan itibaren gücünüz erozyona uðrar. Güç kullanma tehdidinde bulunursanýz, özellikle de güç kullanmak durumunda kalýrsanýz tüm etkiniz sýfýrlanmýþ demektir. Güç kullanmak diplomaside bir yöntem deðil etkinizin bittiðinin tescilidir. Devletler zaman zaman amaçlarýna ulaþmak için güç de kullanýr, ama güç kullanmanýn bedeli genellikle aðýr olur. Günümüz dünyasýnda demokratik ülkeler bu bedeli ödemeye uzun süre dayanamazlar.

***

Týpký Amerika’nýn yaptýðý gibi Irak’tan, Afganistan’dan baþladýklarý iþi yarým býrakarak, hedefledikleri amaçlara ulaþmadan çýkmak zorunda kalýrlar. Topyekûn bir savaþa kalkýþmadýðýnýz, II. Dünya Savaþý’nda olduðu gibi tüm uluslararasý düzeni, müttefiklerinizin de rýzasýný alarak deðiþtirme irade ve baþarýsýný gösteremediðiniz sürece, askeri gücünüzle düzen kuramazsýnýz. Ama yumuþak gücünüzle, yani yarattýðýnýz emsalle, ekonomik çekiciliðinizle, bilgi üretiminizle kurulu düzeni sarsabilir, kendi çýkarlarýnýza uyumlu hale getirebilirsiniz.

Esasýnda Türkiye de son 20 küsur yýldýr bunu yapmaya çalýþmaktadýr. Sovyetler Birliði’nin yýkýlmasý ve Türk dünyasýnýn keþfi ile baþlayan arama süreci, bugün ekonominin geliþmesi, 11 Eylül sonrasý dünyada oynanan yapýcý rol, Ahmet Davutoðlu’nun jeopolitik vizyonu, Arap coðrafyasýnda yaþanan sismik deðiþim, Türkiye’nin model olarak algýlanmasý ve Ýsrail’e karþý gösterilen tepkiler sayesinde yerli yerine oturmaya baþlamýþtýr. Türkiye, beklentilerin ötesinde etkili bir ülke haline dönüþmüþtür.

Bunda çoðumuzun küçümsediði televizyon dizilerinin, Kurtlar Vadisi gibi sýradan faþizm içeren filmlerin de katkýsý vardýr. Þimdi bütün mesele yaratýlan bu imajý korumak, Ortadoðu’nun içinden geçtiði çalkantýdan etkilenmeden çýkmaktadýr. Çünkü ancak imajýmýzý korursak uzun dönemli olarak etkili olmamýz, dünya siyaset sahnesinde dedikleri dikkate alýnan bir aktör diye kabul edilmemiz mümkün olabilir. Ýmajý korumakta, yumuþak gücümüzden doðan etkimizi pekiþtirmekte ekonomik ve demokratik performansýmýzýn en önde gelen faktör olacaðýný unutmamamýz gerekir.

Türkiye ihracat ve yatýrým yapabilirse, büyümesini ayný hýzda sürdürebilirse bugünkü askeri kapasitesini koruyabilir, dünyanýn dört bir yanýna daðýlmýþ cemaat okullarý  ancak Türkiye’den gelecek para sayesinde ayakta durabilir, düþünce kuruluþlarý ancak ve ancak arkasýnda saðlam bir mali destek olursa Kahire’de, Manama’da ya da buna benzer yerlerde toplantýlar düzenleyebilir. Yunanistan haline gelmiþ bir Türkiye dünya siyaset sahnesine yeni bir dil üretemez, düzen kurmaya soyunamaz.

***

Stratejik Düþünce Enstitüsü Mart ayýnda Kahire’de Arap-Türk Sosyal Bilimler Kongresi düzenleyebiliyorsa, SDE Baþkaný Yasin Aktay bu coðrafya için kimin doðusu, kimin ortadoðusu diye sorabiliyorsa, Türkiye’nin ekonomik performansý sayesinde düzenleyebiliyor, soruyor. 1990 öncesinde Türkiye’de üniversitelerin göstermelik bir kaç merkezini ve Dýþiþleri Bakanlýðý destekli Dýþ Politika Enstitüsü’nü saymazsanýz hiç düþünce kuruluþu yokken bugün ontolojik sorular soran onlarcasý piyasadaysa ekonomisi sayesinde.

Türkiye, düzen kuracaksa da düzeni kendi çýkarlarý doðrultusunda yoðuracaksa da ekonomik performansýný korumak, bir de demokrasisindeki ayýplarý gidermek zorunda. Demokrasisi emsal alýnmayan bir Türkiye istediði kadar güçlü olsun, yeniden þekillenen yakýn coðrafyasýnda etkili olamaz, cazibesini koruyamaz. Bir yerlere müdahale etmeye kalkarsa da kazandýðý tüm gücünü kaybeder. Türkiye’nin yýldýzý son 10 yýlda yumuþak gücü, retoriði, barýþa ve demokrasiye verdiði destek sayesinde parladý. Hep parlamasýný istiyorsak temsil ettiðine inanýlan deðerlere sahip çýkmalý. Ne Irak’ta belli bir grubun hamisi olmalý, ne de Suriye’de durumdan kendi baþýna vazife çýkartmalý. Sorunlar üstü kalmaya gayret etmeli...