Soðuk Savaþ yýllarýnýn “statüko”yu saðlam kýlan düþünme biçiminden, 21’nci yüzyýlýn sürekli deðiþen ortamýna uyum saðlanamayýnca, ortaya ciddi kafa karýþýklýðý çýkýyor... Ukrayna’da kriz çýktý, Rusya Kýrým’ý ilhak etti!.. 20 yýl önce bu tür bir adýmý düþünebilir miydik, hayýr. Ama oldu, hep beraber izledik. Nerede Avrupa’nýn, Amerika’nýn “kýrmýzý çizgileri”?.. Çünkü artýk, “kýrmýzý çizgisi olmayan” bir dünyada yaþýyoruz ve her ülkenin düzenli toplanan Milli Güvenlik Kurullarý, her ay, yeni bir durum deðerlendirmesi yapmak zorunda kalýyorlar. Bizimki de bu söylediðime dahildir.
Irak’taki Sünni ayaklanma Davutoðlu’nun da altýný çizdiði gibi, bir anda, Suriye-Irak coðrafyasýný birbirine baðladý. Bitmedi... Yakýn gelecekte Lübnan, Ürdün ve Kuveyt de ayný kazanýn içinde kaynamaya baþlayacak. Devamýnda Suudi’lere ne zaman sýra gelir, merak etmeyin, yakýndýr.
Niye?.. Çünkü bölge yeniden yapýlanýyor... Günümüz despotlarý, halklarýn ortak talebi olan demokrasiye geçit vermeyince, ortalýða öldürdüðü adamýn kellesiyle futbol oynayan barbarlar döküldü, hep birlikte izliyoruz.
Faþizm böyle bi’þey... Diktatörler, krallar, emirler, darbeci generaller yýkýlýrken bile arkalarýndan milyonlarca masumu sürüklüyorlar. Þu anda yaþanan budur...
Hata yaptýk mý?..
Meslektaþlar, Davutoðlu’nu, Suriye ve Irak politikalarýnda “denge kollamamakla” suçluyorlar, demek, 30’lu yýllarda kalem sahibi olsalardý, Ýspanya Ýç Savaþý’nda faþist Franko’nun yanýnda yer alabileceklerdi!..
Beþar’ýn veya Nuri’nin Franko’dan ne farklarý var? Bir demokrasi, halklarýný kanlý bir savaþýn içine sürükleyen diktatörlere nasýl denge politikasý yürütebilir, bilmek istiyorum. Yaptýðý darbe sürecinde binlerce insaný kent meydanlarýnda kurþunlatan darbeci Sisi ile ne tür bir iliþki kuracaktýk? Demokratik bir ülke olarak, “iyi yaptýn, eline saðlýk, þimdi biz iþimize bakalým” mý diyecektik?
Bu ayýbý, anlý þanlý Avrupa demokrasilerine, Obama, Hamaney, Kral Abdullah ve Putin’e býrakýp, onurlu bir rotada ilerlemekten neden korkuyoruz?
O halklar, 2’nci Dünya Savaþý öncesinde de faþizmle uzlaþmaya çalýþmýþlardý, sonunu gördüler, ayný serüvene yelken açýyorlarsa, bizim ne iþimiz var yanlarýnda?
Ülkemizi, Putin, Hamaney, Kral Abdullah veya Batý’nýn Obama baþta “titrek demokratlarý”nýn yanýnda mý görmek istiyoruz, yoksa, Ortadoðu halklarýnýn demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yanýnda mý, önce buna karar vereceðiz.
Ortadoðu, IÞÝD ve Hizbullah’tan ibaret deðil, oradan bize yansýyan yüzü maskeli eli Kalaþnikoflu adamlarýn ötesinde onurlu bir yaþam için yeri geldiðinde ölümü göze alabilen milyonlar yaþýyor, “Beyaz Türk” hezeyanlarý ile “bunlardan bi’þey çýkmaz” ýrkçýlýðýna kapýldýðýmýz an, kendi demokrasimiz de tehlikede demektir.
Kürtler’le ortak kaderimiz...
Arap despotlarýn yarattýklarý kanlý hesaplaþma tablosundan Irak Kürdistaný’nýn güçlü çýkmasýný keyifle izliyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarý için KKTC neyse, Irak Kürdistaný da o... Biz Anadolu’yuz, Trakya’yýz... Býrakýn KKTC’yi, Kürdistan’ý, Gürcistan, Azerbaycan, Bosna, Kýrcaali, Ýskeçe, Kosova’da yaprak kýmýldasa, telaþý bizi alýr... Kýbrýs’taki soydaþlarýmýz, kararlý demokrasileri ve Avrupalý kimlikleriyle Doðu Akdeniz doðalgaz depolarý için stratejik noktada güçleniyorlar, Irak’taki Kürt ve Türkmen soydaþlarýmýz kaos ortamýnda istikrar yaratýp, kaynaklarýna sahip çýkýyorlar.
Musul’u -þimdilik- bilmem ama, Kerkük artýk, Baðdat’tan çok Ankara’ya yakýndýr. Araya girmeye çalýþacak çok güç olacaktýr ama, Türkler’le Kürtler’in kader birliði rotasý devam edecektir, niye bu telaþ?.. Yakýn gelecekte Doðu Akdeniz’in doðalgazý da Kerkük’ün petrolü de bizim topraklarýmýzdan geçecek, durdurabilirler mi, hayýr, denedikleri an, küresel güçlerin Batý kanadý, kendi bacaðýna kurþun sýkmýþ olur, geçiniz...
Suriye’ye dikkat!..
Devlet, Barzani ile dengeleri kollamak ve PKK varlýðý nedeniyle Rojava’daki geliþmelere soðuk bakýyor, ama tutum sürdürülebilir deðildir, çözüm süreci ete kemiðe büründükçe yeni politikalarýn devreye girmesi beklenmeli. Türkmen Daðý’ndaki geliþmeler ise kelimenin tam anlamýyla “alarm”dýr. Arap tugaylarý Türkmenler’i Baas ordusuyla baþ baþa býrakmýþ görünüyor. Adana’daki TIR operasyonundan bu yana devlet dikkatli ama, yüzünü Kýble’ye döndüðü an sýrtýný Türkiye’ye veren Suriyeli Türkmenler çok zor durumda...
Aman, dikkat!..