Geçtiðimiz hafta Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan iki mühim açýlýþ gerçekleþtirdi. Mânevî ve maddî imara yönelik bu açýlýþlarýndan ilki, Necip Fazýl Kýsakürek Kültür ve Araþtýrma Vakfýnca düzenlenen Zindandan Mehmed'e Mektup Sergisi'nin açýlýþýydý.
Ýstanbul Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen sergiyle birlikte ayrýca Üstad'ýn kaleme aldýðý "Reis Bey" tiyatrosunun gösterimi de baþladý. Açýlýþta konuþan Baþkan Erdoðan, Üstad'ýn Ayasofya'nýn açýlmasýyla alâkalý seneler önceki tespitlerine atýf yaparak þunlarý söyledi: "Üstad verdiði bir konferansta Ayasofya için þöyle diyordu; 'Ayasofya açýlacak. Hem de öylesine açýlacak ki kaybedilen bütün manalar, zincire vurulmuþ masumlar gibi onun içinden fýrlayacak. Öylesine açýlacak ki bu millete iyilik ve kötülük etmiþlerin dosyalarý da onun mahzenlerinde ele geçecek.' Evet hamdolsun Ayasofya tam da Üstad'ýn dediði þekilde açýldý. Kendisinin ardýndan okunan hatmin duasýnýn orada yapýlacak olmasý da mânevî Kurtuluþ Savaþý'nýn bütün meselelerinin çýktýðý yer diye tarif ettiði bu ulu mabedin asli misyonuna dönüþünün iþaretidir. Allah'a hamdolsun."
Cumhurbaþkaný Erdoðan ne zaman Üstad Necip Fazýl Kýsakürek'ten bahsetse Batýcýlar Üstad'a saldýrmaya baþlýyor. 39 yýl önce perdenin arkasýna geçen Üstad'ýn fikirleri kubur farelerini kudurtmaya devam ediyor!
Baþkan Erdoðan konuþmasýnda, Mütefekkir Salih Mirzabeyoðlu'na "Biz ölsek de mezarýmýz konuþacak" buyuran Üstad'ýn fikirleriyle aramýzda yaþadýðýný vurguladý: "Öz yurdunda parya muamelesi gören bu millet, tarih sahnesine tekrar çýkmak için ihtiyacý olan öz güveni onun kelimelerinde buldu. Necip Fazýl, bu millete kimsenin icazetine, inayetine muhtaç olmadan, ruh kökünden aldýðý kuvvet ve cesaretle var olabileceðini gösterdi. Üstad'ýn en önemli sermayesi samimiyeti, en büyük þiarý sahiciliðiydi. Þiirin gücüne, eserlerinin kalibresine, mücadelesinin örnekliðine raðmen, sýrf baskýlara boyun eðmediði, aydýn zorbalýðýna teslim olmadýðý için 'takunyalý, gerici, süper mürþit' gibi aþaðýlamalara maruz kaldý. O günlerin bazý gazeteleri, Üstad'ýn yazýlarýndan dolayý her mahkemeye çýkýþýný adeta bir kutlama gibi müjde edasýyla manþetten duyurdu. Ayný dönemin bazý gazetecileri ise fikirle, kalemle, kelamla bileðini bükemedikleri Necip Fazýl'ý hakaretlerle alt etmeye çabaladýlar. Karþýlarýnda bütün bu saldýrýlara ve hoyratlýklara yalnýzca þiirleriyle, kitaplarýyla, konferanslarýyla cevap veren bir Necip Fazýl var. Nitekim onu tarihe gömmek isteyenlerin bugün esamesi bile okunmazken, Üstad fikriyle ve hatýralarýyla aramýzda yaþamayý Allah'a hamdolsun sürdürüyor."
Gazetemiz Star'ýn düzenlediði Necip Fazýl Ödülleri'ne de ayrý bir ehemmiyet veren ve yakýndan ilgilenen Cumhurbaþkaný Erdoðan, Necip Fazýl Kýsakürek Kültür ve Araþtýrma Vakfýnca düzenlenen mezkûr serginin devamý mahiyetinde gelecek yýlki programýn, Üstad'ýn Sakarya þiiri çerçevesinde düzenleneceði müjdesini de verdi.
Diðer açýlýþ ise, Ulaþtýrma ve Altyapý Bakanlýðý'nca Türkiye'nin yüz ölçümünü de deðiþtiren 3 milyon metrekarelik alanda deniz doldurularak tamamlanan Rize-Artvin Havalimaný'nýn açýlýþýydý.
Açýlýþý Cumhurbaþkaný Erdoðan ve Azerbaycan Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev birlikte yaptý. Açýlýþta konuþan Erdoðan halka hizmet etmelerinin önünde kimsenin duramayacaðýný belirtti: "Türkiye'nin kalkýnmada özellikle de havayolu ulaþýmýnda son 20 yýlda kat ettiði mesafesinin sembolü olarak gördüðüm bu eser ne dað ne denizlerin bizim hizmet azmimizin önünde duramayacaðýnýn iþaretidir."
Rize-Artvin Havalimaný'nýn bitirilmesi için yoðun çaba sarf eden Ulaþtýrma ve Altyapý Bakaný Adil Karaismailoðlu ise, AK Parti hükumetinin yaptýðý her hizmette olduðu gibi yeni açýlan havalimaný hakkýnda da yalan haber yayan Batýcýlara verdiði cevapta "Sizin veliniz kim" diye sordu. Bakan sosyal medya hesabýndan þunlarý yazdý: "Rize Artvin Havalimaný'nda yolcu garantisi yoktur. Ýleri mühendislik teknolojileri kullanýlarak Türk mühendis ve çalýþanlarý tarafýndan inþa edilen dünyadaki sayýlý yapýlardan biridir. Sizleri yalanlarýnýzla baþ baþa býrakýyoruz. Sizin veliniz kim?"
Her iki açýlýþta da bulunmak nasib oldu, o heyecaný yaþadým. Açýlýþlarýn bendeki tesiriyle Ýstanbul'a, Üstad'ýn Zindandan Mehmed'e Mektup þiirinin son dörtlüðünü okuyarak dönüyorum:
Mehmed'im, sevinin, baþlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalýr tümsekte!
Yarýn, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doðmuþ, gün batmýþ, ebed bizimdir!