Efendim Ahmet! Tüpçü mü dedin?

Tüpçü medya patronu, Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi (ilaveten Doðan Medya Grubu’nun sahibi) Demirören oluyor... Demirören... 

Bu nitelemeyi (“tüpçü medya patronu” nitelemesini), en son Sözcü gazetesi yazarý Necati Doðru kullanmýþ ve Demirören’i çýkarcýlýkla, yalakalýkla, iktidara göbek baðýyla baðlý olmakla suçlamýþtý. 

Sonra da, Demirören’in müesseselerinden kovulmuþ gazetecilerin tam listesini (!) sunmuþtu. Bu iddialara (suçlamalara) Milliyet ve Vatan yetkililerinin bir cevabý oldu mu, bilmiyorum. 

Ciddiye almamýþlardýr muhtemelen 

Bu yazýyý 06.10.2003 tarihinde Necati Doðru için kurgulamýþtým. Daha doðrusu, yazarýn “istihfaf” çabasýný eleþtirmiþtim. 

Necati Doðru yalnýz deðilmiþ... 

Meðer Hürriyet yazarý Ahmet Hakan Coþkun da yeni patronu Demirören’den söz ederken “tüpçü” nitelemesini kullanmýþ. “Ben Galatasaray’a baþkan olursam, tüpçü Beþiktaþ’ta kalamaz” demiþ. Baþka þeyler de yazmýþ (Reis’in baskýsýyla mý býyýk býrakmýþ, çok mu çalýþýyormuþ ki yoruluyormuþ, niçin TFF Baþkanlýðýndan istifa etmiyormuþ vs...) ama bu yazý baðlamýnda bizi daha çok “tüpçü” nitelemesi ilgilendiriyor. 

Necati Doðru için yazdýklarýmý, bu kez, tersyüz edip Ahmet Hakan Coþkun’a giydireceðim. 

Bakalým üzerinde iyi duracak mý? 

Hürriyet yazarýnýn “tüpçü” ifadesi, evet, bir küçümseme ve aþaðýlama çabasýný yansýtýyor. 

Demirören’i “tüpçülüðe” terfi ettiren (ya da “tenzil” ettiren) olay, Hasan Cemal’in Milliyet’ten gönderilmesiydi. 

Gerçi Hasan Cemal, “Benim Milliyet’ten gönderilmemde siyasi iktidarýn bir dahli bulunmuyor” demiþ, sonra da (niyeyse) fikir ve ahlak deðiþtirip, “Beni Milliyet’ten Erdoðan kovdurdu” demeye baþlamýþtý ama bu itiraf ve sapma Demirön’i tüpçülükten kurtarmaya yetmemiþti. 

Hürriyet yazarý Ahmet Hakan Coþkun’un “tüpçü” aþaðýlamasýnýn nedeni budur... 

Bir vakitler, Aydýn Doðan’a da muarýzlarý (yani Aydýn Bey’in gadrine uðramýþ kiþiler ve kovulmuþ gazeteciler) “oto yedek parçacýsý” yakýþtýrmasýnda bulunuyorlardý. 

Bir mesleðin ya da iþtigal alanýnýn, ayný zamanda tahkir ve suçlama niyetine kullanýlmasý, memleketimize özgü bir hoþluk olsa gerek... 

Ýncitme çabasýyla kalkýþtýðý besbelli Ahmet Hakan Coþkun, örneðin, eski patronu Aydýn Doðan için de (çünkü o da mebzul miktar gazeteci kovdurmuþtur; son örneði Akif Beki’dir) “oto yedek parçacýsý” yahut “lastikçi” nitelemesini kullanmýþ mý, kullanabilir mi? 

Bir zamanlar para aldýðý kiþiye (Aydýn Doðan’a) diyemediði bir þeyi, para alamayacaðýný zannettiði bir kiþiye (Demirören’e) demesi kaç puandýr? 

Peki, bundan sonra da “tüpçü” diyebilecek mi? Yoksa para alma ihtimali belirdiði için “Sayýn Demirören” ifadesine mi dönecek? 

Belki de istihfaf etme hakkýný(kendi ifadesiyle “mavra çevirme” hakkýný) eski patronu Aydýn Doðan için kullanacak, “lastikçi” filan diyecek... 

Olur mu? 

Bence olur... 

Bu karakterden her þey beklenir. 

 

HAMÝÞ

Etikçi arkadaþlara soralým: Gazeteci ve yazar kovma alýþkanlýðý Demirören’in medya dünyasýna bir armaðaný mýdýr? Daha önce steril bir medya düzeni mi vardý? 

28 Þubat’ýn gazeteci kýyýmýnda neredeydiler? 

Etibank ve Dýþbank yaðmasýnda neredeydiler? 

Bu bankalarýn bir getirisi (yahut götürüsü) olarak gazeteciler kapý önüne konulurken neredeydiler? 

POAÞ rezilliði yaþanýrken neredeydiler? 

Muhterem “oto yedek parçacýsý” (Ahmet Hakan Coþkun hoþlanacaktýr bu ifadeden) siyasilerle karton fabrikasý pazarlýðýna giriþirken ve Baþbakan’a hoþ görünmek için kelle alýrken neredeydiler? 

Karargâhta piþen “andýç”lar manþetleri süslerken neredeydiler? 

Baðýmsýz ve tarafsýz gazeteciler þelek þelek Genelkurmay brifinglerine taþýnýrken neredeydiler?