Efsane geri dönüyor!

AK Parti’deki tatlı telaşla birlikte büyük hasret de bugün bitiyor.

10 Ağustos 2014’te yapılan halkoyuyla ilk cumhurbaşkanı seçimlerini ilk turda kazanarak Cumhuriyet tarihinde bir ilki gerçekleştiren Tayyip Erdoğan, bugün kurucusu olduğu ve 13 yıl boyunca hem genel başkanlık hem başbakanlık görevlerini yürütürken girdiği her seçimden birinci çıkarak büyük bir siyasi başarıya imza attığı partisine, AK Parti’ye geri dönüyor.

AK Parti sadece Türkiye siyasi partiler tarihinde değil dünyada eşine rastlanmayan büyük bir siyasi hikayenin övgüye değer öznesi.

Başında olduğu AK Parti’yi ülkede demokratik değişimin, sivilleşmenin, tüm saldırılardan güçlenerek çıkmanın, adaletin ve kalkınmanın öznesi kılan liderlik ise kuşkusuz Erdoğan’a ait.

Bu başarı Erdoğan’ın şahsında kristalleşse de elbette bir ekibin başarısı. Partinin siyasi aklını ve ahlakını oluşturan yetkili kurulların katkısı kuşkusuz çok önemlidir.

Lakin partilerin hem teşkilata ve tabana, hem de iç-dış kamuoyuna bakan yüzü kuşkusuz liderlerdir.

Parti genel başkanlarının lider pozisyonuna yükselebilmesi için bir takım gerek şartların yerine gelmesi gerekir.

Parti başkanının ekiplerini ve parti programını doğru oluşturmasına, teşkilatını doğru motive edebilmesine, kendi tabanından başlayarak halkı ikna partisine edebilmesine bağlı olarak o kişinin siyaseten başarılı olup olmadığını ölçeriz.

Erdoğan gerek şartların fevkinde bir siyasi liderlik sergilemiştir. Bu nedenle sadece AK Parti’nin değil Türkiye’nin lideridir. Son tahlilde bu, Türkiye’nin büyük kazancı demektir. 

Şimdi bu liderliğin, ülkenin en geniş üye tabanına sahip, dolayısıyla Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan AK Parti ile doğrudan ilişkilenmesi, faydaları yine Türkiye’ye dönecek bir gelişmedir.

15 yıl önce kurulur kurulmaz AK Parti’yi iktidar yapan ve halkın ülke yönetimi için alternatifsiz gördüğü AK Parti’nin doğal lideriyle buluşuyor olması haliyle büyük heyecana sebep oluyor.

AK Partililer bu durumu “efsane geri dönüyor” sloganıyla müjdelerken özlemin ve beklentinin büyüklüğüne de işaret etmekteler.

Partili Cumhurbaşkanı

Aradan tam 33 ay geçmiş. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 27 Ağustos 2014'teki olağanüstü kongreyle genel başkanlıktan ayrılan Erdoğan bugün AK Parti’de düzenlenecek toplantıyla “çocuğum gibi” dediği partisine yeniden üye oluyor.

AK Parti MKYK’da dün önemli kararlar alındı. Hem kurucu liderin partiye dönüşü, hem de 21 Mayıs’ta olağanüstü kongrede genel başkan olması oy birliğiyle karara bağlandı.

Erdoğan AK Parti genel başkanı sıfatını da kazandığında yapay bir şablon üzerinden bölünen siyasi güç tek noktada toplanacak ve çift başlılık 2019 itibariyle sona erecek.

Şu an Türkiye’nin gelecek umudu, taşıyıcı lokomotifi ve saldırılara karşı en büyük zırhı olan AK Parti gövdesi başıyla buluşacak.

Böylece AK Parti içinde sağına soluna bakmadan aşkla çalışan, izzetinden ödün vermeden sabreden, imanını ve istikametini bozmayan partililerin partiye inancı pekişecek.

Ama hem çalışmayan, hem partinin inancını, itibarını ve konsantrasyonunu bozan, parazit yapan, durumdan istifade fırsatçılık yapan kim varsa elimine edilecek.

Sadece AK Parti için değil, Türkiye için yeni dönem bugün fiilen başlıyor aslında. Atatürk döneminde cari olan anayasal hüküm siyasetin ve ülkenin yararına yeniden devreye sokuluyor.

Böylece 16 Nisan halkoylamasıyla değiştirilen anayasa hükmü gereğince cumhurbaşkanları dilerlerse bir partiye üye olabilecekler.

Partili Cumhurbaşkanı, temsil ve hizmetler noktasında ikilik yaratıp herhangi bir ayrımcılığa yol açmayacak.

Bilakis geniş yetkilerle donatılmış ama denetlenemeyen bir statüyü, siyasi parti bağı dolayısıyla denetime ve etkiye çok daha açık kılacak.

Türkiye partili cumhurbaşkanının faydalarını kısa sürede görecektir.