Son sözü baþtan söyleyelim: Ortadoðu diye adlandýrýlan geniþ coðrafyada kalýcý barýþýn formülü, Türkler’in Halep-Musul hattýný tutmasýna baðlýdýr.
Bu, yayýlmacý kimlik deðildir.
Bu, neo-Osmanlýcýlýk hiç deðildir.
Bu, orduyla oralara gidip, sonu hüsranla bitecek bir iþgali sürdürme gayreti de deðildir.
Bu Halep-Musul hattýnýn, Türkiye’ye dost, bütün emperyalist-hegemonik güçlerden arýnmýþ, “milli” ve “demokratik” kimlik taþýyan, “bir arada yaþama kültürü” zemininde Türkiye ile çalýþan bir siyasi yapýlanma tarafýndan kontrol edilmesidir.
Hep söyledim, tekrarlýyorum: Irak-Suriye hattýnda güçlü, yüzünü demokrasiye dönmüþ ama anti-emperyalist kimliði belirleyici 2 Arap lidere ihtiyacýmýz var.
Erdoðan, Amerikalýlarla pazarlýða oturuyor saðý-solu boþ!..
Erdoðan, Putin ve Ruhani ile zirve yapýyor, Araplar’ýn koltuðunu dolduracak ismi gözler arýyor…
Mýsýr’daki geliþmelerin yeni bir baþlangýç oluþturacaðýndan þüpheliyim, emperyalist-siyonist sistem oradan “milli” kimlik taþýyan bir liderin çýkmasýna izin vermez ama olur ya, o kargaþadan bir yeni Cemal Abdülnasýr çýksa, hep beraber gider Tahrir’de halay çekeriz.
Kabul edelim, bu konuda stratejik eksiðimiz var, evet, Suriye’de muhalefeti ayakta tuttuk, Özgü Suriye Ordusu’nun yapýlanmasýný güzel baþardýk ama güçlü bir Arap liderliðinin doðmasý için gerekeni yapmadýk.
Bu nedenle, tek sorunumuz burnumuzun dibinde siyonizmin kurdurduðu terör devleti deðildir, geçtiðimiz hafta uçaðý Halep’e inen Ýran Savunma Bakaný Hatemi’nin Devrim Muhafýzlarý tarafýndan karþýlanmasý, bir tek rejim yetkilisiyle muhatap olmamasýdýr. Halep iþgal altýndayken burada rahat edemeyiz.
Bu ülkede hala, Türkiye’nin Esed rejimi ile görüþmesinin sorunu çözeceðini söyleyenler var, orada öyle bir rejim yok, bir gölge var, bir türlü anlatamýyoruz.
Geliþmeler, Amerika’nýn yeri geldiðinde Türkiye ile çatýþmayý göze aldýðýný gösteriyor. Pentagon’dan yapýlan açýklamalar, PKK’ya yapýlan yatýrýmdan vazgeçmenin mümkün olmadýðýný gösterdi. FETÖ elebaþýný vermeyecek, PKK üzerinden terör devleti kuracaklar, bu açýk ve nettir.
Devamý, yüksek ihtimal, Türk ve Amerikan askerlerinin karþý karþýya geleceði bir Fýrat’ýn doðusu harekatýdýr.
Bunu istemedik, Münbiç’ten bu yana, yaklaþýk 2 yýldýr Amerika’nýn verdiði sözleri tutmasýný bekliyoruz ve bu itidalli politika giderek ulusal güvenliðimizi yaralar noktaya geldi.
“Biz bu Amerika ile savaþýrýz”¹ dediðimde bana kýzanlar, emperyalizmin gözümüzün içine bakarak PKK’ya verdiði binlerce TIR dolusu silah hakkýnda ne düþünüyor, tek kelime duyamýyorum.
Ýþte, o gün geldi, isterseniz parmaðýmýzýn arkasýna saklanýp, her korkaðýn yaptýðý gibi bahaneler uydurarak üzerimize düþeni yapmayalým ama yarýn emperyalist-siyonist ittifak Diyarbakýr’a dayandýðýnda torunlarýmýza nasýl hesap veririz, onu bilemem.
Beka mücadelesinin tek cephesi yok, Rusya’nýn Fýrat’ýn batýsýnda sürdürdüðü “tavþana kaç, tazýya tut” politikasýný görüyoruz.
Herkes kendine gelecek.
Bu bölgede hýrslarýn kýrmýzý çizgisi var, o çizgiyi Türkler belirler.
Hedef, Fýrat’ýn doðusu harekatý ile eþgüdümlü olarak Ýdlib’deki Türk askeri varlýðýnýn güçlendirilmesi olmalýdýr.
Bizimle, bu coðrafyada askeri bir hesaplaþmayý göze alanlarýn artýk, en az bizim kadar askeri sýnýrýmýza yýðmasý gereken bir döneme girdik.
Bunu yaparlarsa göðüsleriz.
Hayýr, yapamayacaklarsa bize zaman, para ve enerji kaybettirmelerine daha fazla izin veremeyiz.
Toparlayalým, sosyal medyadan gelen o sözü buraya not düþeyim:
ASLAN VE KAPLAN GÜÇLÜDÜR AMA BÝR 'KURT'UN SÝRKTE GÖSTERÝ YAPTIÐINI GÖREMEZSÝNÝZ…
Anladýnýz siz beni…
(1-) https://www.star.com.tr/yazar/bu-abd-ile-savasiriz-yokum-diyen-simdiden-gitsin-yazi-1276974/
