Yazmasa hatýrým kalýrdý, desem yeri. O da yazdý; Haþmet Babaoðlu da. “Pek deðerli” diye not düþmüþ önce, ardýndan “Ahmet Taþgetiren bir ‘eðitim seferberliði’ lafýdýr etmeye baþladý” diye yazmýþ.
Laf etmeye baþlamýþýz.
Yazýnýn baþlýðýna “Eðitim seferberliði... Niçin? Kimlerle? Þaka mý?” ifadelerini koymuþ.
Ne anlamalýyýz bu baþlýktan?
Eðitim seferberliðinin gereksizliðini mi? Kimlerle yapýlacak olmasýnýn en önemli konu olduðunu mu? Önerinin þaka gibi bir þey olduðunu mu?
Sonra Ahmet Taþgetiren’in çok zamansýz, çok anlamsýz bir öneride bulunduðunu mu?
Biliyorum, Aydýn Doðan ve Ertuðrul Özkök isimleri, bu tür yazýlarýn ortak alerji konusu. Ama Haþmet Babaoðlu, Taha Akyol’a, Güler Sabancý’ya, TÜSÝAD’a da takýlmýþ. “Özkök’ten farklarý ne bu isimlerin?” diye soruyor. Soruyor: “Güler Sabancý ile Taþgetiren’in mesela ‘nasýl bir gençlik?’ sorusuna verdikleri cevap ayný olabilir mi?”
Ne yapalým yani, hiç kimse ile oturup eðitimi, gençliði konuþmayalým mý? Ya da her getto kendi arasýnda konuþsun, gücü güce yetene bir gençlik tercihinde bulunalým öyle mi?
Sorayým Babaoðlu’na:
- Mesela Aziz Sancar gibi bir bilim adamý yetiþtirmek konusunda Güler Sabancý ile ben ayný heyecanda buluþursak günah mý iþlemiþ oluruz? Tayyip Erdoðan, “Önümüzdeki 10 yýlda bu ülkenin çocuklarýndan 50 tane nobel ödülü alan insan çýksýn” diye bir seferberlik baþlatýrsa, bundan da Taha Akyol heyecan duyarsa, olmaz mý?
Beni geçin, bu ülkenin Cumhur-Baþkaný’ndan söz ediyoruz. Yani benim duygu dünyamý da, en karþýtlarýnýn duygu dünyasýný da dikkate almasý gereken bir insandan? Eðitim, yani çocuðu, torunu, yeðeni, komþusu olmak itibariyle herkesin ilgilendiði bir alanda Cumhurbaþkaný’nýn önderliðinden söz ediyoruz. “Milli Eðitim Bakaný’nýn, öðretmenin, öðrencinin, velinin önünde liderlik yapýn, bir eðitim hamlesi ile bu ülkenin genç nüfusunu geleceði inþa edebilecek liyakate ulaþtýralým” diye çaðrýda bulunmanýn neresi abes?
14 yýl içinde 6 Milli Eðitim bakanýnýn deðiþmesi eðitim alanýnda bir problemi ortaya koymuyor mu?
En son deðiþimde Milli Savunma Bakanýnýn milli eðitime kaydýrýlmasý bir problem deðil mi?
Haþmet Babaoðlu, yazýnýn sonunda “Neyse” diye baþlayýp, “Ben konunun güncel ve bol polemikli tarafýný daha fazla uzatmadan esas meseleye döneyim” diyor ve ilave ediyor: “Eðitim noktasýnda yürümeyen çok þey var, doðru!”
Sonra þunu yazýyor: “Modern eðitim mefhumu eðitmek veya öðretmek üzerine kurulmamýþtýr. Bir çarký döndürmek ve gençleri “seçip ayýklama” iþlemini meþrulaþtýrmak için kurulmuþ bir düzendir.”
Ne diyeyim þimdi?
Biz bu “modern eðitim” düzenine çocuklarýmýzý emanet ediyoruz.
Ben de diyorum ki Ak Parti 14 yýldan beri bu memleketi yönetiyor. En baþarýsýz alaný eðitim ve kültür. Belki daha 14 yýl yönetecek bu ülkeyi. Kaç nesil eðitimden geçecek. “Eðitim seferberliði”nden daha hayati bir meselesi olabilir mi Türkiye’nin? Ve Cumhurbaþkaný ülkenin en dominant lideri olarak, bu konuda seferberliðe öncülük ederse bir ümit doðmaz mý?
Dost tavsiyem: Haþmet Babaoðlu yazdýðý yazýyý bir kere daha okusun. Hem çok ciddi bir eðitim sorunu olduðundan bahsedip hem de Cumhurbaþkaný’nýn bir eðitim seferberliði baþlatmasý çaðrýsýný “Þaka, laf” diye nitelemenin iç tutarlýðýný deðerlendirsin.
Kimlerle, Niçin... miþ...
Yanlýþ mý hatýrlýyorum, Tayyip Bey, Ýstanbul’da ilk siyaset açýlýmlarýný, Beyoðlu’nun en karanlýk yerlerinden adam kazanarak gerçekleþtirmedi mi? Vergisini almýyor muyuz yoksa, hiçbir konuda uzlaþýlmaz bulduklarýmýzýn? Koçlar’ýn yatýrýmýnýn kurdelasýný kesmek Cumhurbaþkaný olarak Tayyip Bey’in itibarýný mý sarstý?
Ne diyor Tayyip Bey bunlara bilmiyorum.
Bir kesim var, Tayyip Bey’e yapýþýp tafra satan, onun adýna olabilire olmaza hükmeden...
Bu bugünün en önemli problemlerinden birisi bana göre.
“Eðitim seferberliði” gibi ülkenin hayati bir meselesi üzerine yaptýðým çaðrýnýn böyle bir trajik olguya çarpýp dönmesi gerçekten içimi acýtýyor.