STAR Gazetesinde pazar günleri eðitim yazýlarý zaten yazýyorum ama Eðitim Sen Merkez Yönetim Kurulu’nun bir açýklamasýný hafta içinde de olsa sütunuma taþýmaya niyetlendim.
Sendikalar, demokratik toplumlarda, gelir bölüþümünün çalýþanlar, sadece emekleriyle geçinenler lehine deðiþtirilmesi, iþgücü piyasalarýnda çalýþanlar için düzenlemeler yapýlabilmesi için kamuoyu oluþturulmasý amaçlarýna yönelik çok önemli müesseseler.
Ancak, bu müesseselerin, sendikalarýn, küresel ekonomide yaþanan ve tersinmez olan geliþmelere uyum saðlamada da zorlandýðý kesin.
Mevcut yapýlarýyla sendikalar sanayi toplumunun yani çalýþanlardan eþit ya da benzer verimlilik beklenen bir çaðda oluþmuþ kurumlar; oysa, bilgi ekonomisi çaðýnda iþgücü ya da emekten beklenen verimlilikte benzeþmek deðil, tam tersine farklýlaþmak ve bu temel dönüþüme toplu sözleþme (eþit verimlilik) geleneði ve alýþkanlýðýndan gelen sendikalar ayak uydurmada zorlanýyorlar.
Görebildiðim kadarýyla zorlandýklarý alan da sadece bu verimlilik farklýlaþmasý karþýsýnda alamadýklarý yeni pozisyon deðil, bazen baþka sýkýntýlar da devreye giriyor; oysa, tekraren ifade ediyorum, küresel ekonomik geliþmelere ayak uyduracak bir sendika kurumu demokrasi için yaþamsal.
Eðitim Sen Merkez Yönetim Kurulu þöyle demiþ: “Milli Eðitim Bakanlýðý (MEB), son olarak Mesleki ve Teknik Eðitimin Kalitesinin Geliþtirilmesi Projesi (METEK) kapsamýnda meslek liselerini iþ piyasasýna göre þekillendirmek için düðmeye basmýþtýr. Türkiye çapýnda 21 pilot ilin seçildiði proje kapsamýnda, içinde patronlarýn da olduðu yönetim kurullarýyla meslek liselerindeki eðitimin “kalitesi”nin belirlenmesi hedeflenmektedir. “Kalite” kelimesinin anlam olarak “müþterilerin istek ve beklentilerine göre üretim” anlamýna gelmesi dikkate alýndýðýnda, MEB`in genel olarak eðitim sisteminin diðer alanlarýnda olduðu gibi, mesleki eðitimi de piyasa iliþkilerinin belirleyici olduðu kurallara göre biçimlendirmek istediði anlaþýlmaktadýr. Önce staj yapan meslek lisesi öðrencilerinin staj ücretini düþüren, sonra iþletmelerde staj yapacak öðrenci sayýsýný sýnýrlayan yüzde 10 sýnýrýný kaldýran MEB`in, son olarak meslek liselerinin denetiminde patronlara da yer açmasý, mesleki eðitimin nasýl bir piyasacý zihniyet ile yönlendirilmeye çalýþýldýðýný göstermektedir. MEB’in bu uygulamasý göstermiþtir ki meslek liseleri birer eðitim kurumu deðil, sadece patronlara “ara eleman” yetiþtiren kurumlardýr. Eðitim sistemini tamamen sermayenin dönemsel ihtiyaçlarý doðrultusunda biçimlendirenlerin gençlerimizi eðitimli ve ucuz iþgücü olarak patronlarýn hizmetine sunmasýný hedefleyen bütün proje ve uygulamalar derhal iptal edilmelidir. “
Eðitim Sen Merkez Yürütme Kurulu’nun bu açýklamalarýný deðerlendirmek gerekiyor:
Eðitim-öðretim süreçleri ile piyasa iliþkisi karmaþýk bir konu, üniversitelerin lisans eðitimleri ile piyasa baðlantýsýný eleþtirebilirsiniz, burada tartýþmaya alan var ama meslek liselerinin piyasa koþullarýna göre oluþturulmasýna itirazý, meslek liselerinin iþ piyasasýna göre þekillendirilmesinin eleþtirilmesini anlamak gerçekten kolay deðil.
Meslek liselerinin çýktýlarýnýn niteliði müþterilerin istek ve beklentileri olmayacak da ne olacak, bunu anlamakta gerçekten zorlanýyor insan.
Meslek liselerinin mevcut temel sorunu çýktýlarýnýn niteliði ile piyasa beklentilerinin uyuþmamasý ve bu sorunun çözümü de çok net olarak meslek liselerinin çýktýlarýnýn kalitesinin piyasa tarafýndan belirlenmesi (eðer mümkün ise).
Unutmayalým, meslek liseleri akademik bir eðitim niteliði taþýmýyorlar, gerekmiyor da zaten. Meslek liseleri konusunda bu sütunda çok yazdým ama yine de tekrarlamakta yarar olabilir:
1- Meslek liseleri büyük bir hýzla iþlevlerini yitiriyorlar, okul kurumunun mesleki anlamda teknolojik dönüþümleri izlemesi ve öðrenciye aktarmasý mümkün deðil.
2- Meslek bilgisi aktarma, öðretme iþi büyük ölçüde firmalara dönüyor.
3- Meslek liselerini bir kenara býrakýn, meslek yüksekokullarý da üniversite bünyesinden çýkarýlmalýdýr (þayet devam edecekler ise).
Felsefe, matematik doktora programlarýný piyasa yönlendirmesin ama meslek eðitimini piyasa yönlendirmeyecek de kim yönlendirecek, doðrusu merak ediyorum.
Sendikalar bu kadar tuhaf açýklamalar yaparlarsa asli iþlevlerinde zorlanýrlar; yaþanan da biraz budur bizim ülkemizde.