Eğitim ve cari açık

Türkiye’de senelerdir cari açık ile yatıyor, cari açık ile kalkıyoruz. Benim çok güçlü kanaatim bu kavramı, verdiğimiz cari açığı da, başka kavramlarda da olduğu gibi, yanlış tartıştığımız.

Bugün Pazar ve cari açık meselesini, meselemizi eğitim meselemizle birlikte tartışmak istiyorum.

Ve konuya da bizden değil, uzaklardan, kuzeyden bir ülke üzerinden, Finlandiya’dan girmek istiyorum.

Finlandiya dendiğinde aklımıza gelen ilk iki kavram nedir son senelerde?

Eskiden SSCB etkisinde özel bir siyasi rejim ile orman ürünleri ihracatı gelirdi aklımıza Finlandiya dendiğinde.

Bugünlerde SSCB kalmadı, Finlandiya da AB üyesi oldu.

Ama gündeme taşımak istediğim iki kavram AB ya da orman ürünleri değil.

Finlandiya dendiğinde son senelerde akla gelen iki kavram eğitim ve Nokia.

Kapalı bir rejim görüntüsünü senelerce veren Finlandiya son senelerde muazzam, evet muazzam bir atılım gerçekleştiriyor.

Eğitim sektöründe tüm dünyanın dikkatleri bu ülkenin üzerinde çünkü Finlandiya eğitimde devrimsel atılımlar yapıyor.

Bu atılımlar da sadece bütçeden ya da milli gelirden eğitime daha fazla kaynak ayrılması ile sınırlı değil.

Eğitime yaklaşım değişiyor, öğretmen faktörünün önemi daha iyi anlaşılıyor, eğitimden siyasi hedefler değil verimlilik artışı hedefleri bekleniyor.

Eğitimdeki bu atılım Finlandiya’nın Nokia gibi bir teknoloji devi üretmesine yol açıyor.

Son iki senedir eğitimde ve Nokia’nın başarılarında bir duraklama gözlemleniyor ama bu duraklama sistemin oturması, istikrar kazanması anlamında.

Ve Finlandiya teknoloji ağırlıklı ürünler üreterek, ihraç ederek milli geliri içinde cari fazla veren bir ülke.

Finlandiya enerji ihracatçısı bir ülke de değil, nüfusu altı milyonun altında, kişi başına gelir kırk bin dolara yaklaşıyor ve ekonomisi cari açık üretmiyor.

Nokia’nın küresel rekabette daha atak olduğu beş-altı sene önce Finlandiya’nın çok önemli cari fazlaları bile vardı.

Bu işin sırrı galiba eğitime yaklaşım ile eğitim çekişli teknoloji ağırlıklı üretim ve ihracat.

Gelelim Türkiye’mize.

Bizim ülke cari açıktan çok şikayetçi ama çözüm yolu olarak aklımıza korumacılık, gümrük birliğinden çıkmak gibi saçmalıklar geliyor sadece.

Kimse cari açık meselesinin uzun vadede çözümünün teknoloji üretimine yönelik eğitimden geçtiğini ve sadece buradan geçtiğini düşünmek bile istemiyor.

Neden mi istemiyor?

Çünkü teknoloji üretecek beşeri sermaye üretmek için eğitim sektörüne verilen hedeflerin değişmesi gerekiyor ve biz bunu hiç ama hiç istemiyoruz.