Eðitimde çare, iþi millete býrakmak

Eðer devlet bir okul yapmak isterse önce arsayý bulmak zorunda... Ardýndan inþaat masraflarý geliyor. Ýhale kanunlarý nedeniyle devlet eliyle paranýn tam karþýlýðý bir okul inþaatýný çýkarabilmek zor. Ýnþaat bitince içinin tefriþi ise büyük masraf... Hakkýyla bir okul yapmak isterseniz neredeyse inþaata verdiðiniz para kadar sýraya, masaya, tahtaya vs. de para vermeniz gerekiyor.

Masraflar bununla da kalmýyor, su, elektrik, gaz vs. baðlatýlmasý ve ardýndan bunlarýn her ay oluþturduðu masraflar da cabasý. Sonra okula bir müdür, iki yardýmcý ve çok sayýda öðretmen gerek. En az iki temizlikçi, bir güvenlikçi ve bir teknik eleman da ihtiyaçlar arasýnda. Öðrenciler geldiðinde daðýtacaðýnýz kitaplar ise devletin hediyesi. Yani o da büyük bir harcama kalemi.

Kýsacasý, eðer devlet bir okul yapmaya kalkarsa, her açtýðý okul bütçeye açýlan bir delik demek.

***

Peki, devlet deðil de milletin kendisi, yani özel sektör bir okul yaparsa tablo nasýl oluyor, bir de ona bakalým isterseniz:

Okul yapmak isteyen þirket, arsayý kendisi satýn alýyor. Arsayý alýrken vergisini, harcýný vs. devlete peþin olarak ödüyor. Cebinden inþaata baþlýyor. Ýnþaat esnasýnda birçok kiþiye istihdam saðlýyor, onlarýn da masraflarýný ödüyor, sigortalarýný yatýrýyor. Ýnþaat malzemelerinin hepsinin vergilerini peþin olarak ödüyor. Ýnþaat bitiyor, okulun tefriþini en iyi malzemeden ve yine cebinden yapýyor. KDV’si, ÖTV’si, harcý, pulu her bir ödemesini kendi bütçesinden gerçekleþtiriyor.

Okula müdürü, yardýmcýlarýný ve öðretmenleri en iyisinden buluyor. Maaþlarýný ve sigortasýný yine cebinden ödüyor, devlete bir kuruþ bile yük olmuyor. Devlete yük olmak ne kelime, kâr ederse gelirinden vergi bile ödüyor. Öðrenciler okula baþlayýnca kitaplarý devletten deðil. Kitap paralarýný veliler, devlete hiç yük olmadan ve sýzlanmadan kendileri alýyor.

Bunlardan çok daha önemlisi devlete bir gram yük olmayan, aksine ödediði vergiler ve harçlar büyük paralar kazandýran özel okullarda eðitim kalitesi devlet okullarýnýn en az birkaç misli yukarýlara çýkýyor. Özel okullarda sýnýflar ideal öðrenci sayýsýna sahip, öðretmenler öðrenci ile genelde daha fazla ilgili. Doðal olarak bu durum sýnav sonuçlarýna da yansýyor, özel okullar sýnavlarda en önde yer alýyor.

Devlet okullarýnda ise tüm masraflar devlet tarafýndan karþýlanýyor olmasýna raðmen hizmetler genelde aksýyor, sýnýflar kalabalýklaþýyor, hem veliler, hem de öðretmenler sürekli olarak devleti eleþtiriyor, baþarýsýzlýðý devletin eksiklerine baðlýyor.

***

Ülkemizde özel okullarýn Milli Eðitimdeki payý % 2’den birazcýk fazla. Bu oran Batý dünyasýnda % 15’in üzerinde. Ýþin aslýna bakarsanýz Batý’da, devlet okullarýnda bile mantýk daha çok özel okullardaki gibi iþliyor. Üniversitelere bakarsanýz oran çok daha yüksek. Örneðin ABD’de özel üniversitelerin oraný % 20’den fazla. Üstelik en iyi Amerikan üniversiteleri de özeller arasýnda:Yale, Princeton, Columbia ve Harvard gibi.

Sözün özü, Milli Eðitimde ne kadar radikal reform yaparsak yapalým, ne kadar çok bütçe ayýrýrsak ayýralým bürokrasi mantýðýyla bu konuda istediðimiz süratte yol almamýz imkânsýz. Daha önce de belirttiðimiz gibi, devlet eðitimde millete daha çok güvenmeli ve özel okullarýn sistemdeki payýný en az % 20’lere çýkarmalý. Bu ise özel okullarý sadece zengin çocuklarý için yerler olmaktan çýkaracak önlemlerle mümkün olabilir. Baþka bir deyiþle, vergiden muafiyetler ve doðrudan destekler özel okullarý çok daha kolay ulaþýlabilir ve yaygýn okullar haline getirebilir.