LYS ve TEOG sýnavýnda öðrencilerin Matematik ve Türkçe testlerinin sonuçlarýna bakarak birçok analiz yazýlarý döktürülüyor son zamanlarda. Eðitimde akademisyenlerin ve yazarlarýn artýk klasik haline gelen bir yazý formatý var; o da ortaya çýkan sonuçlarý PÝSA üzerinden deðerlendir ve yorumla. Böylece birçok eleþtirilecek veri ortaya çýksýn ama sonuç olarak bir öneri sunulmuþ mu diye yazýya bakacak olursak yine elle tutulacak bir çözüm seçeneði de bulunmasýn. Bu durum yýllardýr bu böyle gitti daha da böyle gideceðe benziyor.
Milliyet’ten M. Tezkan, eðitimde baþarýsýzlýðýn sebebini ‘Eðitim þurasýnýn derdi, din ve Osmanlýca olacaðýna uluslararasý sýnav sonuçlarýnda baþarý nasýl saðlanýr? Bunun üzerinde düþünülseydi derken, Hürriyet’ten T. Akyol, Eðitimde alarm adlý yazýsýnda sonuçlarýn böyle olmasýnýn ‘Dini eðitimin yaygýnlaþmasý olabilir mi?’ diye kendince sonuçlarýn sebeplerini M. Tezkan ile ayný yola çýkarmýþ. Bu iki yazarda yine sonuçlarý PÝSA ile karþýlaþtýrarak yorumlamýþ. Bu tarzda yazý kaleme alan yazarlar eðitim þurasýndan itibaren sayý olarak benim yapabildim tespite göre elli civarýnda. Hepsinin buluþtuðu ortak nokta; eðitimde dinselleþme faaliyetleri bilimsel ilerlemenin önüne geçiyor ve bizi geriletiyor kývamýnda.
Bu ülkede tam anlamýyla eðitimde dinselleþmenin yaþandýðý bir eðitim öðretim yýlý oldu mu? Sorusunu gündeme getirirsek eðitim ile ilgilenen hemen hemen herkesin cevabýnýn hayýr olacaðýný söyleyebiliriz. Yani daha tam olarak istenilen dinsel içeriðin eðitimde verilmeye baþlanmasýndan önce bile PÝSA’da yaþanan olumsuz sonuçlarýn sebebini sadece dinselleþme faaliyetlerine baðlamak çok da iyi niyetli deðil.
Laiklik ilkesinin bu ülkede eðitime hâkim olduðu zamanlarý ele alacak olursak, özellikle 1995 ve 2002 yýllarý arasýnda ülkemizde eðitim sonuçlarýnýn uluslararasý sýnav sonuçlarý ile karþýlaþtýrýldýðýnda günümüz sonuçlarýndan çok da iyi olduðunu veya o yýllarda bilimsel faaliyetlerin daha geliþmiþ olduðunu söyleyemeyiz. Hala laik eðitimin temelleri ile yetiþmiþ bir nesil þuan öðretim kademelerinde okurken nasýl olurda bu insanlarýn baþarýsýzlýðý dinsel faaliyetlere baðlanýr? Anlamak zor.
Yukarda isimlerine deðindiðim yazarlarýn gazetelerinde bu yazarlarla beraber kaleme alýnan baþka yazýlarda dikkate deðer durumda. Hürriyet’ten Ö. Gedik’in ‘Aldatmak çok güzel’ yazýsýnda bir erkeðin sevdiði insanýn yanýnda baþkasý ile beraber olmasýnýn heyecanýný ve cazibeliðini ön plana çýkarýrken, Milliyet’ten Ç. Ertuna’nýn ‘Aþk aþktýr ve aþk kazanýr’ baþlýklý yazýsýnda iki ayný cinsin birbirlerine aþk duymasýný normal bir þey gibi nesillere yansýtmaya çalýþýyordu.
Özellikle bazý gazete yazarlarýnýn LGBTÝ’lilere sahip çýkmak için yazýlarýnda belirgin olarak ‘Biz Haklýyýz, Biz Kazanacaðýz. Biz deðiþmeyeceðiz. Siz deðiþeceksiniz. Biz buradayýz. Bize alýþacaksýnýz’ sloganlarý kullanarak destek olmaya çalýþtýklarý insanlarýn yanýnda, bu ülkede verilmeye çalýþýlan din eðitimini ‘yobaz ve gericilik’ adýnda yazýlar yazdýklarýný görünce samimiyetlerine insanýn pek inanasý gelmiyor. Hak koruma adýna bir tarafý ötekileþtirici ve gerici olarak adlandýrmanýn yanlýþlýðý gözlerden kaçmýyor.
Ýnsanlarýn inancý gereði bazý yasaklarý normalleþtirmenize karþý dururken, siz bu davranýþlarý sözde insanlýk onurunu koruma söylemi adý altýnda sahip çýkýp inanan kesimin çocuklarýný yetiþtirmedeki hassasiyetini neden gözetmek istemiyorsunuz? Medeni olarak kendi kimliðinizi öne sürerken her kesimin hassasiyetini niçin önemsemiyorsunuz? Ýþte biz tam olarak bu noktayý anlayamýyor samimiyetinize bu yüzden inanmýyoruz. AB ve bazý dünya ülkelerinin eþcinsel evlilik örneklerini bize çaðdaþlýk olarak yansýtmanýzýn altýnda yatan sebep o ülkeleri eðitim seviyesinde yakalamak olduðunu mu düþünüyorsunuz?
Eðitimde sorun olarak gördüðünüz dinsel faaliyetlerin yanýnda savunduðunuz bazý davranýþlarýn yine bu nesillerde ve eðitimde baþka sorunlar oluþturacaðýný görmenizi istemek size göre yobazlýk olabilir. Bilimsel eðitime karþý bakýþ açýlarýmýz da faklý olabilir. Sözde özgür yaþam ve insanlýk onuru adýna bize referans gösterdiðiniz ülkelerin geçen hafta yayýmlamaktan çekindikleri geliþmeyi duydunuz mu? Duymadýysanýz duyuralým, Hz Muhammed’in (s.a.s) bin dört yüz yýl önce gerçekleþtirdiði ayýn ikiye ayrýlmasý mucizesini bilimsel olarak ortaya çýkaran Kelemnetayn adlý uzay gemisinin raporlarýna ne diyeceksiniz?