Aydýnýmýzýn en belirgin özelliði, meydana gelen herhangi bir hadiseyi, çok dar çerçevede ve görünen özel sebepleri baðlamýnda, üstelik ideolojik bir perspektifle ele almak, dolayýsýyla iþine gelen etkenleri öne çýkararak, vardýðý sonuçlarý her zaman ve her yerde geçerli evrensel hakikatlermiþ gibi ortaya koymaktýr. Siyasetten ekonomiye, bilimden eðitime kadar hemen hemen her hadisede bu yanlý aydýn tavrýný gözlemleyebiliriz.
Oysa herhangi bir olayýn, hiç kuþkusuz kendi baðlamýnda bir anlamý var ve yapýlan deðerlendirmeler de yine bu çerçevede bize birtakým þeyler söyler. Ancak sosyal bilimlerde hiçbir olay sadece bir veya görünen birkaç sebeple izah edilemez diye, tecrübeyle sabit bir kural var. Önceki yazýlarýmýzda vurguladýðýmýz gibi "her þey birbirine baðlýdýr" þeklindeki felsefi tespit de, bize, ayný zamanda her olayýn çok yönlü baðlantýlarýyla irdelenmesini salýk verir. Bu yüzden eskilerin deyimiyle "efradýný cami, aðyarýný mani" bir deðerlendirme için, öncelikle olaya bütünsel bakmak, özel ve genel sebepleri, tüm baðlantýlarý ile birlikte göz önünde bulundurmak, olayýn doðru anlaþýlmasý için kaçýnýlmazdýr.
Ýslam medeniyeti referanslý, "Terbiye" esaslý medrese modeli ile Batý medeniyeti referanslý, "eðitim" esaslý akademi (ve tabi ilahiyat) modeli arasýndaki çeliþki ve hatta çatýþma da salt (itibardan, statüden düþürülmüþ) medrese ile (her türlü itibara ve yüksek statüye mazhar kýlýnmýþ) ilahiyat camialarýnýn bugünkü performanslarýyla, etkileriyle ve birtakým olaylar karþýsýndaki tutumlarýyla izah etmek iþte sözünü ettiðim bu yanlý bakýþ açýsýnýn bir ürünüdür. Elbette bu izah tarzýnýn da bir anlamý var. Bazen sýrf bu açýdan bakmak bir zorunluluk da olabilir. Ama meseleyi bütünüyle izah etmek, anlamak için, dediðim gibi, özel ve genel bütün etkenleri, her iki kurumun en üst referans kaynaklarýný göz önünde bulundurmak kaçýnýlmazdýr ve bugün ihtiyaç duyduðumuz þey de, özellikle insan yetiþtirmek baðlamýnda, sözünü ettiðim bu bütünsel bakýþtýr.
Birkaç yazýda, gözlemlerime dayanarak, ilgi alaným da olduðu için, medrese ve ilahiyat camialarý arasýndaki farklarý, her iki kurumun en üst referans kaynaklarý baðlamýnda ele almaya çalýþtým. Söz konusu yazýlarda da vurguladýðým gibi, amacým, bu kurumlarýn, referans kaynaklarýnýn etkisiyle mensuplarýna belli bir yönelim kazandýrdýðýný ortaya koymaktý. Elbette bütün deðerlendirmelerim isabetlidir, vardýðým sonuçlarda hiçbir yanýlma payý yoktur gibi bir iddiada bulunmam, bulunmadým. Fakat söylediðim gibi, aydýnýmýzýn yakýn ve görünen sebepler ile olaylarý izah etme kolaycýlýðý burada da kendini gösterdi ve modern eðitim sistemini aklayan, temize çýkaran, Ýslami eðitim modelinin temsilcisi medreseyi de yeren, ötekileþtiren bir yaklaþýmý esas alan tepkiler aldým. Modern eðitimin temsilcisi ilahiyatlarda yetiþen deðerli âlimler örnek gösterilerek, üst referans kaynaðý olan ve bu eðitim sisteminde yetiþen insanlara belli bir ilmi yönelim kazandýran batý medeniyetinin belirleyiciliði gözden kaçýrýlýyordu çoðunlukla.
Prof. Yasin Aktay'ýn, Yeni Þafak'taki iki yazýsýnda, ideolojik gözlükleri çýkarmayý salýk veren son derece objektif deðerlendirmeleri de kar etmemiþ olacak ki, üst referansýn, zihinlerin kýlcal damarlarýna kadar sirayet eden yönlendirici etkisi, belirleyiciliðini sürdürüyordu.
Ama haklarýný yemeyelim, bir kýsým aydýnýmýz, bütünsel bakma kuralýný, Ýslam referanslý kavram ve kurumlarý ötekileþtirme hususunda sadakatle iþletiyor.