Birbiriyle çok yakýndan ilgili olan Gýda ve Saðlýk, son yýllarýn en fazla yükselen sektörleri arasýnda yer alýyor. Her iki sektörle ilgili geliþmelere köþemde daha fazla yer vermeye baþladým. Bundan sonra da bu duyarlýlýðýmýz devam edecek.
Yaklaþýk 2 yýl önce Star Ege’nin manþetinde ve köþe yazýmda ekmek konusunu gündeme getirmiþ, ekmekte kullanýlan katký maddeleri baþta olmak üzere içeriðine iliþkin yeni düzenlemeye ve yapýlan israfa dikkat çekmiþtik. Baþbakan’ýn da ekmek konusuna el atmasý ile olay farklý bir boyut kazandý.
Gýda güvenliðine iliþkin toplumsal bilincin de artmasýyla birlikte gýda ürünleri ile ilgili hassasiyetlerde deðiþti. Artýk vatandaþlarýmýz marketlerden veya satýþ noktalarýndan bir ürün alýrken son kullaným tarihi ve ürünün içeriðine daha çok dikkat ediyor. Gýda konusundaki bu duyarlýlýðýn en önünde sofralarýmýzda en çok yer bulan ve en fazla tükettiðimiz ekmek geliyor. 2 yýl önce köþe yazýmda ekmeðin içeriðinin ve kullanýlan katký maddelerinin mutlaka deðiþtirilmesi gerektiðini belirtmiþtim. Baþbakan’ýn konuya el atmasý çok önemliydi. Nitekim baþbakan konuyu en üst perdeden gündeme getirerek hem ekmek israfý konusunda hem de içerine iliþkin düzenlemelere destek vermekle kalmadý bizzat konuyla yakýndan ilgilendi. Çünkü mevcut durum milyar dolarlýk israfa yol açýyor. Bu büyük bir israf ekonomisidir.
Ülkemizde üretilen ekmekte kývam, renk, kabartma, raf ömrünü uzatmak gibi çeþitli nedenlerle 18’den fazla katký maddesi kullanýlýyordu. Bütün bunlara karþýn ekmeklerimizin raf ömrü son derece kýsa olduðu gibi saðlýk açýsýnda da birçok tartýþmayý beraberinde getiriyordu. Ýki yýl önceki köþe yazýmda bu konuya dikkat çekerken katký maddeleri ile ilgili yeni düzenlemelerin þart olduðunu dile getirmiþtim.
Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý ilk kez yeni bir düzenlemeye gitti. Bakan Mehdi Eker: ‘’Bundan sonra ekmeðin içerisinde maya, un, su, bir de az miktarda tuz bulunacak. Baþka hiçbir þeye müsaade etmeyeceðiz’’ diyerek bakanlýðýnda konuyu sadece yasal düzenlemeler ile býrakmayacaðý yakýndan takip edeceði iþaretini verdi.
1 Temmuz 2012’de yürürlüðe giren düzenleme ile ekmekte kepeðin oranýnýn artýrýlmasý, tuzun da yüzde 20 azaltýlmasýný öngörüyordu. Fýrýncýlar bu kalitede unu temin edemedikleri için bu düzenlemeye uyamadýklarý yönündeki þikayetlerinden sonra, un konusunda da deðiþiklik yapýldý.
1 Temmuz öncesine göre ekmekte kepek oraný toplamda yüzde 60 artýrýlýyor. Tuz kullanýmý yaklaþýk yüzde 2’den yüzde bire düþürülüyor. Ekmekte kullanýlan 18 katký maddesi de artýk kullanýlmayacak. Özellikle tuz oranýndaki ayarlamanýn çok önemli olduðunu düþünüyorum. Baþbakan’ýn konuyu gündeme taþýmasý bir milat oldu. Ekmekle ilgili konular daha çok tartýþmaya açýldý. Geliþmeler tüketicinin de ilgisini çekti. Bu tartýþmalar sonucunda tüketici beyaz ekmekten, esmer ekmeðe doðru kaymaya baþladý. Nitekim esmer ekmek üretimlerinde yüzde 40’a yakýn artýþlar meydana geldi.
Mevcut düzenlemeler sadece bir ürünün içeriðinin deðiþmesi gibi algýlanabilir. Ama bunun saðlýk boyutu da bir o kadar önemli ve üzerinde durulmasý gereken bir konudur.
Diðer bir husus da açlýktan kýtlýktan ölen insanlarýn olduðu bir dünya da bu kadar israfýn ve israf kültürünün neden bu boyuta ulaþtýðý meselesidir. Dünya da 1.6 milyon ton gýda israf ediliyor. Ülkemizde yýlda 2 milyar ekmeði çöpe atýyoruz. Ýsrafý yasaklayan bir dinin mensuplarý olarak acaba neden bu kadar yüksek oranda bir israf kültürü bu denli yaygýn hale gelmiþtir. Bu da ayrýca tartýþýlmalýdýr.