Ekonomi yayınlarına dikkat...

Garip bir durumdur ama televizyonlardaki ekonomi yayınları insanların hayatlarını dizilerden daha fazla etkiler. Finans piyasasının büyük oyuncuları ya da şirketler ekonomi politikalarını bu yayınlara bakarak belirlemez.

Ama sokaktaki insan etkilenir bu yayından. Basit bir örnek, herkes elindeki 100 lirayı harcamak yerine dolar almaya giderse ne olur? Birincisi ekonomi çarkı durur zira harcamalar biter. İkincisi psikolojik etken dolar fiyatını olması gerekenden çok daha yüksek bir yere taşır. Bu madalyonun birinci yüzü... 

***

İkinci yüz daha karmaşık ve sıkıntılı. Türkiye’de iktidar değişimi olmasını isteyenler, muhalefet partilerinden umudu kesmiş olmalılar ki uzun zamandır bir ekonomik kriz çıksa da AK Parti’nin oyları azalsa düşüncesinde.

Herkesin daha fakir olacağı bir durumu istemek elbette normal değil ama siyasi nefret bir süredir aklın önünde gidiyor.

İşte böyle zamanlarda ekonomi yayınları daha da önemli bir hale geliyor.

***

Türkiye’de koalisyon ve krizler döneminden kalma bir alışkanlıktır ekonomi ve siyaseti birlikte konuşmak. Sabah programlarında aynı hata halen devam ediyor. 

Oysa ne bir reform konusunda anlaşması gereken koalisyon ortakları var ne de siyasi gelişmelerden bir kriz tetiklenmesi ihtimali. Yine de ekonomi ve siyaset birlikte konuşuluyor.

Bu tablo sağlıklı bir tablo değil, en basit haliyle finans piyasalarının geleceğe dair siyasi projeksiyonlarının etkilenmesi riskini barındırıyor.

***

İktisat bilimi insan davranışlarından en fazla etkilenen bilim dallarından biridir. Birileri durmadan kriz geliyor, kriz geliyor diye bağırırsa hem tüketici hem de yatırımcı açısından sıkıntı başlayabilir.

Böyle zamanlarda yayınlara her zaman olduğundan daha fazla dikkat etmek gerek. Hem ekonomi bülteni hazırlayanlar hem de seyredenler açısından 2 kere dikkat edilmesi gereken bir tünelden geçiyoruz.